Ramazanı şerife elveda dediğimiz bu günlerde, sevinç ve hüzün bir arada yaşanıyor iç dünyamızda. Ramazanın son günlerinde bin aydan daha hayırlı olan bir geceyi arıyoruz. Kadir gecesi en önemli gecelerdendir. O gece yapılan ibadetler 84 yıllık ibadete bedel olduğu söylenir. Bu durumda insan hayatı ömründe bir defa bu geceyi ihya ederse tüm ömrünü ibadetle geçirmiş sayılır.
Peygamberimiz (s.a.v.)’in, “Kadir Gecesi’ni Ramazan ayının son on gününde arayınız” diye buyurduğu rivâyet edilir. Peygamberimiz (s.a.v.)’in; Ramazan ayının son on gününde ibadetlerini arttırıp, itikâfa girmesinin sebebi hikmeti belki de budur yani Kadir Gecesi’ni karşılamak ve eda etmek içindir kim bilir? Atalarımız boşuna dememişler “Her geceyi kadir bil, her gördüğünü Hızır bil” diye. Aslında her geceyi ve gündüzü “Kadir Gecesi”dir niyetiyle yaşasak, yaşamaya niyet etsek eminim gizlenen o mübarek geceyi de buluruz. İslam Alimleri “Bu gecenin Allah tarafından gizlenmesindeki sır, belki de büyük sevap umanları o geceye rastlayabilmeyi umarak birçok geceyi ihya etmelerine teşviktir.” diye yorumlamaktadırlar. Her geceyi Kadir Gecesi niyetiyle geçirenler de Peygamberimiz (s.a.v.)’in şu nasihatına kulak versinler.
Hz. Aişe (r.a.), Resûlullah”a şöyle bir soru sordu: “Kadir Gecesi’nin vaktini bilirsem ne diyeyim, nasıl dua edeyim?” Bu soruya cevabin; Peygamberimiz (s.a.v.) de ona, Kadir Gecesini bulursa şu duayı yapmasını öğütledi:
Allâhümme inneke afüvvün kerîmün tühibbü’l-afve fa’fü annî
Allah’ım! Sen affedicisin, kerem sahibisin, affetmeyi seversin, beni de affeyle.
Yüce Allah’ın lütfedip, verdiği bir armağandır. Bu gece; yüceler yücesi Cenab-ı Hakk’ın takdir buyurup, armağan ettiği, Kadri büyük meleğin diliyle, kadri büyük Peygamber’inin eliyle, Kadri büyük ümmete, kadri büyük Kitap’ın verildiği, kadri büyük sureyle müjdelenen, kadri büyük bir gecedir.
O halde etrafımızdaki göremediğimiz meleklerin duyamadığımız âminleri arasında; kadri büyük bu gecede, ellerimizi semaya açıp gözyaşlarıyla fısıldayalım o yüceler yücesi Sultan olan Kadir-i Mutlak Rahman’a:
“Allah’ım! Sen affedicisin, kerem sahibisin, affetmeyi seversin, beni de affeyle.” ÂMİN.