‘Sedd-i zerayi, celbi menafiden evladır.’ derler.
Ne demek bu?
‘Kötülüklerin önlenmesi iyiliklerin yapılmasından önce gelir.’ demek.
Bu söz, Sayın Erdoğan’ın geçen haftaki grup toplasında bir olaya dikkat çekmesiyle birlikte önüme düşüverdi.
Tevafuktur, yaşanır.
Hangi mevzuudan bahsetmişti Cumhurbaşkanı Erdoğan?
CHP’li Belediyelerin SGK Prim borçlarının bir hayli kabarık oluşundan değil mi?
Borç var, borç var sevgili dostlar. Bu borçlar öyle mütevazı rakamlardan oluşan borçlardan değil üstelik.
Gelin şu borçlara bir bakalım, bana hak vereceksiniz:
-25 yıldır kesintisiz CHP zihniyeti tarafında yönetilen İzmir BB’nin SGK borcu 5.3 Milyar TL
-25 yıldır kesintisiz CHP zihniyeti tarafında yönetilen Şişli Belediyesi’nin SGK borcu 1.8 Milyar TL
-10 yıldır CHP tarafından yönetilen Hatay BB’nin SGK borcu 1.6 Milyar TL
-35 yıldır kesintisiz CHP tarafından yönetilen Çankaya Belediyesi’nin SGK borcu 1.3 Milyar TL
-15 yıldır CHP tarafından yönetilen Ataşehir Belediyesi’nin SGK borcu 1 Milyar TL
-20 yıldır CHP tarafından yönetilen Beşiktaş Belediyesi’nin SGK borcu 1 Milyar TL
Her belediyenin kendi meclisi, bütçesi ve hizmet şeması var. Bu bütünlük dahilinde değerlendirildiğinde çok ekstrem olaylar olmadığı takdirde belediyelerin bu denli bir borç batağına düşmemesi lazım diye düşünüyorum.
Elbette kısa, orta ve uzun vadeli yatırımlara istinaden akla mantığa uygun borçlar olabilir. Fakat bu rakamlar bir belediyenin üstlenebileceği kalibredeki borç sarmalından daha fazlası.
CHP’li Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş Ankara’da birçok şeyin değişeceğini ve artık Ankaralıların rahat bir nefes alacağını söylemişti.
Fakat görünen o ki Sayın Yavaş belediyeye topkekûn nefes darlığı yaşatıyor.
Ankara’da son 5 senede belediyenin borcu neredeyse 25 kat artmış.
İnsan sormadan edemiyor tabi, bu borçlar neden ödenmiyor?
Yoksa Aziz Devletimin sırtına bile isteye kambur olmaya çalışan art niyetli bir kesim mi var?
Bir de pişmiş kelle gibi CHP’li yetkililer ‘CHP’li Belediyelere mali darbe yapmak istiyorlar. Buna müsaade etmeyeceğiz.’ diyorlar.
Tıpkı ‘sokak köpeklerinin ıslahına yönelik kanun çıkarsa biz bu kanunu uygulamayız ve Belediyelerimize de talimat verip olaya müdahil olmayız’ dedikleri gibi bir olay yaşanıyor zannımca.
Esas mali darbeyi siz kendi kendinize yapmışsınız Sayın Başkan’lar!
Türkiye’deki birçok Belediye yan yana gelse, bütçeleri üst üste koyulsa sizin yapmış olduğunuz borca erişemezler.
Vakti zamanında şişirilmiş konserleri yapmasalardı belki de bu halde olmayacaklardı.
Maneviyatına düşman, milletine dair aidiyet bilinci zayıflamış kim varsa ‘sanatçı’ diye tutup kolundan getirdiler.
Milyonlarca lira para saçıp ‘sponsor’lara ödettik deyip işin içinden kılçıksız çıkıverdiler.
Tarkan’ın İzmir’de yaptığı konseri hatırlıyorsunuz değil mi?
O konserin maliyeti kaç milyon sizce?
Ben size hemen söyleyeyim. Tamı tamına 14 Milyon TL.
Dönemin İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, konserin maliyetini sponsorlar karşıladı dedi.
Yersen tabi!
Hangi sponsor ya da sponsorlar böyle bir konsere milyonlarca lira para akıtır ki?
Gerçi sanatsever çoktur bizim ülkede.
Dokunmaz yani bu rakamlar.
Sanatseverlere dokunmayabilir ama Belediyelere dokunuyor işte o rakamlar!
Damlaya damlaya göl olurmuş ya hani. Hakikaten de damlaya damlaya göl olmuş ve artık taşıyor.
Taşan da vatandaşa yansıyor.
Vatandaş da haliyle memnun kalmıyor.
Evet, CHP’li Belediyeler size sesleniyorum!
Konya Modeli Belediyeciliği birazcık da olsa örnek almanızı tavsiye ederim.
Örnek alın ki biraz rahata eresiniz.
Ve dönelim yazımızın başına. Ne demiştik?
‘Sedd-i zerayi, celbi menafiden evladır.’
Siz önce kötülüklerinizi önleyin, iyiliklere de sıra gelecektir.
Selâmetle…