Hayat, tıpkı bir padişahın vakıf birine kadılık teklif etmesi gibi, bize de fırsatlarla doludur. Bazen bu fırsatlar reddedilir, bazen ise kabul edilir. Kimi zaman da padişahın hikayesinde olduğu gibi, fırsatlar önümüze farklı şekillerde sunulur. Bu yazıda, bu hikâyeden ilham alarak, bir kardeşimizin hikayesini sizlerle paylaşmak ve kaderin bize sunduğu fırsatları nasıl değerlendirebileceğimize dair düşüncelerimi dile getirmek istiyorum.
Konya sokaklarında aradığım ama bulamadığım bir şey vardı. Arkadaşlarımdan isteyemediğim, kendimde de bulamadığım bu arayış beni saatlerce düşünmeye, dakikalarca yürümeye itti. O an, Allah'ın bizi bir oyun dünyasına koyduğunu ve her adımımızın birer hamle olduğunu daha net bir şekilde idrak ettim. Yapmam gerekenin her adımımda bir vird çekerek ilerlemek olduğunu anladım.
Tanımadığım bir adımın önünde durdum. Bir adam bana ihtiyacım olanı vereceğini, fakat bunun karşılığında emek harcamam gerektiğini söyledi. Beni bir mesaiyle baş başa bıraktı. Belki de Allah'ın merhametiydi, belki de gönlü dayanamadı, tekrar geldi ve ihtiyacım olan şeyi karşılıksız elime verdi. O gün bu adamla tanıştım ve daha sonra bir kere daha padişahın vakıf birine kadılık teklif ettiği hikâyeyi daha iyi kavramıştım.
Bu olay bana, kaderin önümüze her zaman fırsatlar sunduğunu ve bu fırsatları değerlendirmenin bize kalmış olduğunu gösterdi. Tıpkı padişahın vakıf birine sorduğu gibi, "Layık mısın?", biz de kendimize soralım: "Bu fırsatı değerlendirmeye hazır mıyım?" Eğer cevabımız evetse, padişahın vakıf birinin yaptığı gibi, "Sultana da kötü cevap vermek istemedim" diyerek tereddütlerimizi bir kenara bırakmalı ve adım atmalıyız.
Unutmayalım ki, her adımımız bir vird çekmek gibidir. Her adımda Allah'a tevekkül ederek ilerlemeli ve kaderin bize sunduğu fırsatları değerlendirmekten çekinmemeliyiz. Belki de aradığımız her şey, bir adım ötede bizi bekliyordu.
İmâm-ı Âzam -rahmetullâhi aleyh- reddettikçe Halîfe Ebû Câfer Mansur, ısrar ediyordu. Bütün ısrarlara rağmen Ebû Hanîfe; Ben, sana kadılık yapamam.
Ebû Câfer Mansur; Yaparsın
Ebû Hanîfe Hazretleri yine; Yapamam
Ebû Câfer Mansur, bu defa; Yalan söylüyorsun!” diye ithamda bulundu.
Ebû Hanîfe -rahmetullâhi aleyh- şu cevabı verdi:
Ben, yapamam dediğimde eğer bana itimat ediyorsan bil ki; yapamam. Yok eğer bana itimat etmiyorsan, yani ben yalan söylüyorsam; bu durumda zaten yalan söyleyen bir kimseden kadı olmaz. Hâsılı; her iki durumda da kadılık yapamam. Üçüncü bir ihtimal ise zaten yok.