Birleşmiş Milletlerin amaçlarını bağlı olduğu ilke ve hedefleri belirleyen antlaşma 111 maddeden meydana gelmekteydi. Türkiye bu antlaşmayı 15 Ağustos 1945 tarih ve 4801 sayılı yasa uyarınca 28 Eylül 1945 günü onayladı.
Neydi bu Birleşmiş Milletler örgütün kuruluşunun; amaçları, ilkeleri, çalışma organları?
Öncelikle, Uluslararası barış ve güvenliği sürdürmek, ülkeler arasında iyi ilişkileri pekiştirmek, uluslararası ekonomik, sosyal, kültürel işbirliğini sağlamak, insanlık sorunlarının çözümünde, temel hak ve özgürlüklerin geliştirilmesinde birlikte çalışmalar yapmaktı.
“24 Ekim, Birleşmiş Milletler Günü… Dolayısıyla 24 Ekim 1945 tahinde kurulan Birleşmiş Milletler Örgütüne üye olmuş tüm ülkelerde 24 Ekim günü, Birleşmiş Milletler Günü olarak kutlanıyor”. Dedik ya, kaldığımız yerden konumuza devam edelim.
Neydi bu Birleşmiş Milletler örgütün kuruluşunun; amaçları, ilkeleri, çalışma organları?
Öncelikle, Uluslararası barış ve güvenliği sürdürmek, ülkeler arasında iyi ilişkileri pekiştirmek, uluslararası ekonomik, sosyal, kültürel işbirliğini sağlamak, insanlık sorunlarının çözümünde, temel hak ve özgürlüklerin geliştirilmesinde birlikte çalışmalar yapmaktı.
Aradan yıllar geçti ama savaşlar asla geçmedi. 25 Haziran 1950 sabahı Kuzey Kore'nin, Güney Kore askerlerinin 38.nci paralel boyundaki sınırı geçtiklerini ileri sürerek, sınırı teşkil eden 38.nci paralel boyunca saldırıya geçmeleriyle sıcak savaşa dönüştü.
Amerika'nın isteğiyle Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi 25 Haziran 1950'de toplantıya çağrıldı.
Birleşmiş Milletlerin saldırıyı durdurmak ve anlaşmazlığı barış yoluyla çözmek amacıyla yaptığı girişimleri hiçe sayan Kuzey Kore, taarruzu başlatarak Seul'ü ele geçirdi.
Bunun üzerine 27 Haziran 1950'de Birleşmiş Milletler, üyelerini Güney Kore Cumhuriyeti'ne yapılan saldırıyı karşılama ve bu bölgedeki milletlerarası barış ve güvenliği geri getirecek yardımlarda bulunmak üzere aralarında Türkiye'nin de bulunduğu on altı devleti yardıma çağırdı yani savaşa…
Birleşmiş Milletlerin yaptığı çağrı, Türkiye'nin de içinde bulunduğu durum dikkate alınarak TBMM'nin 30 Haziran 1950 tarihli oturumunda gündeme getirilerek kabul edildi.
Devam edecek…
Selam ve muhabbetle…