Allah’ıma şükürler olsun ki dün yine en mutlu günlerimizden birisi idi. Sabah saat 10.30’u yeni geçiyordu ki ziyaretimiz için gelen dostların sayısı 11 idi. Bu satırları yazmaya başladığımız zaman da biri İstanbul’dan olmak üzere yine iki misafirimiz vardı.
Bir yandan onlarla sohbet ediyor bir yandan da bu satırları yazmaya başlıyorduk. İnsanın sabahtan kapısını çalan böyle dostlarının ya da tanımadığı halde selam veren insanların olmasından büyük bir zenginlik olabilir mi?
Sabah sabah tam böyle gaz alıp işime dört elle sarılırken ilk gelen telefonlardan ikincisi ise yeni Emniyet Müdürümüz Sayın Mevlüt Demir Bey’den idi.
Sabah sabah saat 7’den itibaren şehri ve karakolları denetlemeye başlayan bu arada da yerel ve ulusal basını tarayan bu taramalar içerisinde de dünkü köşe yazımızla ilgili olarak bizi arayan müdürümüz selam vererek her şeyden önce bizi mahcup ediyordu.
Biz daha kendisine “hayırlı uğurlu olsun” demeden Baş Müdür Bey bize selam verince misafirlerimizin yanında utandık, kızardık, kafamızdan ter çıkmaya başladı.
Evet yeni müdürümüz Mevlüt Demir ile ilgili olarak Denizli ve Ankara’dan mümkün oldukça bilgi toplamaya çalışmıştık.
Mevlüt Bey kimdi?
Nasıl bir yapıya sahipti?
Neleri sever, neleri sevmezdi?
***
Bizim gazetecilik mesleği de polisliğe benzer.
Tabii bir polis gibi bizler devleti temsil edemesek de, tabancamız, üniformamız, dokunulmazlığımız olmasa da, hele hele son yıllarda olduğu gibi polisler gibi, maaşımız, paramız, pulumuz olmasa da her iki meslek de çile mesleğidir.
***
Müdür Mevlüt Bey selam sabah faslından sonra köşe yazımıza taşıdığımız konunun üzerine hassasiyetle gideceğini belirterek, mesleğindeki hassasiyetini de gösteriyordu.
Demek ki önümüzdeki günlerde Emniyet Teşkilatı ile dostluğumuz birlikteliğimiz Hüseyin Namal Müdürümden kaldığı yerden devam edecek.
Haaa bu kadar iyi yazdık diye Cenab-ı Allah’ımın bildiğini de kuldan saklamanın hele hele bize güvenen inanan okurlarımızdan gizleminin anlamı yok.
Polisi seviyor musun?
Evet,
Peki, polisten korkuyor musun?
Çoooook
Peki “seviyor musun, korkuyor musun?” diye sormayın. Vallahi de billahi de korkuyorum. Hem de çooook korkuyorum.
Bilmem anlatabildim mi?
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ?
İnsan, gülmediği günü, yaşadım diye hayat defterine kaydetmemelidir.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
TEDES uygulama bölgesinde zik zak yapmadığımız zaman ADAM oluruz.