Yazın sıcak günleriydi, bağda yattım bir gece
Sanki her şey bir evrendi, evren de bir bilmece
Bunlar senin saltanatın, sanatın ey Musavvir
Seni söylüyordu her yer, her şey kendi dilince
Susuverdi koca dünya, sessizliğe büründü
Birer birer gökyüzünde yıldızlar da göründü
Gökte gülümsüyordu ay, zikre dalmıştı uzay
Ey bu zikrin sahibi, bu halkada beni de say
Çok geçmeden yükseldi guguk kuşunun sesi
Kulaklarımda kaldı, ağaçların nefesi
Hep beraber gecenin, nurlu karanlığında
Yıldızların altında, bir zikir halkasında
Neler neler söyledi göklerin pırıltısı
İlahiye dönüştü derenin şırıltısı
Rüzgarla zikir çekti çevredeki kavaklar
Hiç ara vermediler o böcekler, o kuşlar
Sabaha kadar sürdü, çekirgelerin virdi
Derken gece yürüdü, birinci şafak girdi
Meğer gece çözermiş bazı bilmeceleri
Allah’ım ne güzelmiş, böyle yaz geceleri