BİRİ BİZİ KANDIRIYOR MU?

Emrullah Nergiz

Dünya genelindeki Covid-19 ile ilişkilendirilen ölümleri inceliyorum. Ülkelerin verdiği resmi bilgiler ışığında; ölüm, yaş ve kronik rahatsızlık denklemi kurulduğunda sonuç, herhangi bir gerekçeyle ölenlerden çok daha az çıkıyor.

Son günlerde gerçekleşen olaylar bizleri bu hastalık hususunda yeniden düşünmeye itiyor.

İlk günleri hatırlayın. Öyle bir panik havası oluşturuldu ki, evden çıkarken uzaylılar gibi giyinmeye özen gösteriyorduk. Günlerce süren sokağa çıkma yasaklarını yaşadık. Ailelerin anne babaların özlemlerini duyduk. Size daha önce de söyledim. Hastalık Çin’de ortaya çıktı. Sokağın ortasında giderken veya sabit dururken tepetaklak yere yığılan Covid-19 vakaları şimdi nerede? O görüntülerle mi kandırdılar bizi!

Milyarlarca insanın yaşadığı coğrafyada 100 bini bulmayan vaka 5 bini bulmayan ölü bildiriliyor.

Hastalık çıkmadan önce Çin’in uğraştığı en büyük problem olan Hong-Kong meselesi de güzelce soğumaya bırakılıyor. Akabinde Amerika karışıyor.

Bu pazılın parçaları birleşince büyük resim size de garip gelmiyor mu?

İlginç bir video izledim. Alman NDR kanalında özel bir yayına katılan Hamburg-Eppendorf (UKE) Üniversite Hastanesi Adli Tıp Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Klaus Püschel tuhaf açıklamalarda bulunuyor.

Korona ile ilgili şimdiye kadar bize aktarılanların tam tersi yönde anlattıkları.

Hamburg, Almanya’nın korona ölüm vakalarının tümünün incelendiği ve UKE Adli tıp Enstitüsünce otopsilerin yapıldığı tek şehri konumunda. Enstitünün yöneticisi Püschel virüsten genel olarak bir ölüm korkusu duymamıza gerek olmadığını söylüyor.

Korona kaynaklı incelenen ölümlerin %80’inde kalp damar hastalığı çıkmış. Ölenlerin ortalama yaşı 80. Diğer ölenlerin mutlaka tıbbi hastalık geçmişleri görünüyor. Bu çok ciddi bir tartışma konusu gerçekten.

Prof. Dr. Püschel’e göre ‘Sağlıklı olanların kesinlikle endişe etmesine gerek yok.’ Özellikle çocuklar, gençler çalışan nesil hastalığı nasıl atlattığını bile bilmiyor. Rakamlar incelendiğinde iyileşenler ve belirti göstermeden atlatanların oranı çok yüksek. Ölenler, zaten ölüm yaş ortalamasının üzerinde ve önceden farklı hastalıkları olanlar arasından. Bulaşıcı özelliği de kesin kanıtlanmış değil. Bulaştığı anda öldürücü bir virüs değil. Bununla yaşamayı öğrenmeli ve bu virüsle dost olmalıyız. Aynı grip ve diğer viral enfeksiyonlarda olduğu gibi…

Tamamen araştırmaya dayalı bu cümleleri kaynağından dinleyip de biri bizi kandırıyor mu dememek mümkün mü? Ülkemiz ya da devletimiz değil. Zira bu tehlike dış kaynaklı geldi. Ve yaşam biçimlerimizi değiştirmeyi hedefliyor.

ASIL HEDEF NE? TÜRKİYE NE YAPIYOR?

Özellikle finansal sistemi sil baştan kurmak, doların hükümdarlığını dijital paraya devretmek için sistematik bir çalışma yapılıyor. Kontrollü bir kaosla sanki her şey yeniden dizayn ediliyor.

Gözümüzün önünde birileri öncelikle devletleri ardından da milletleri yeniden şekillendiriyor. Üstelik savaşmadan. Öyle cetvelle falan harita çizerek değil. Kitabın tam ortasından.

Peki, tüm bu hengâmede Türkiye ne yapıyor?

Türkiye bu oyunu önceden gördü. Yıllardır altın rezervlerini artıran ülkeler arasında liderliği göğüslemesinin sebebi bu.

Cumhurbaşkanının son İslam İktisadı yani İslami finans çıkışı tam da dünyadaki bu değişimle alakalı bir durum. Zira İslami finansın merkezi şuan Londra’da!

Yeniden kurulan nizamda, tarihinin verdiği güçle tekrar Türk – İslam liderliğini ele alma vakti çok yakın. Deli diye taşlayanlar rahmetli üstat Kadir Mısıroğlu’nu hatırlıyor mudur şimdi?

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (4)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.