Her insan genç olmuştur. Gençliğin yaşantısı daha çok heyecana ve harekete dayanır ve en büyük arzularından biri de bir şey sürmek veya bir şeye binmektir. Bu eylem köylü için eşek, at veya traktöre binmek olabilir ama şehirli çocuklar için en önemlisi bir bisiklet sahibi olmaktır.
Gençlik yıllarımızda birçok çocuk gibi hiç bisikletim olmadı, bunda köyde doğmamızın etkisi vardır. Ancak çok eşeğe bindiğimiz ve seğirttirdiğimiz oldu. Ata binmekten hep korkardım, halen korkum olsa da ata binmenin maliyeti çok yüksektir ancak deneme mahiyetinde birkaç sefer bindiğim oldu. Son zamanlarda ata binmek özellikle durumu iyi olanlar için moda oldu. Birçok arkadaş bilirim çok ata binmezler ama atları vardır. Bu da ayrı bir keyif kaynağı olsa gerek.
Ülkemizde maalesef bisiklet kullanma kültürünün çok iyi olduğunu söyleyemem. Konya gibi düz ve bisiklete binmenin büyük avantaj olduğu yerlerde bu iş neden daha yoğun yapılmaz bilemem. Arazisi Konya kadar, nüfusu 16 milyon Hollanda’da 20 milyon bisiklet olduğu herkesçe bilinir. Bizimkiler “bisiklete çocuklar biner” anlayışının hâkim olması kadar, “bisiklete binecek uygun yollar çok fazla yok ve olan da ne yazık ki arabalar tarafından işgal edilmektedir” diyor, galiba. Her ne olursa olsun en azından 3 km’ye kadar olan mesafelere yürüyerek, daha fazla mesafeler için bisiklet kullanmamız hem sağlık, hem gürültü azlığı hem de çevre sağlığı açısından daha uygun olacaktır.
Bu anlayışla olsa gerek geçen sene Selçuklu Belediyesi, 7-14 yaş arası çocuklara 40 gün sabah namazına gelmeleri karşılığında bisiklet hediyesi kampanyası başlatmıştı. Bu kampanya Uğur Başkan tarafından Selçuklu Belediyesince başlatılmıştı ancak başkanın Büyükşehir’e Başkan olması ile Büyükşehrin kampanyası haline dönüştü. Hayırlı olsun. Kampanyada 40 bin bisiklet verilecekmiş.
Geçen Cuma günü Aliya İzzet Begoviç Camii müdavimi çocuklara kampanya bisikleti verilme töreni olduğunu tesadüfen öğrendim ve özellikle de bekleyerek dağıtımın nasıl yapıldığına baktım. Kampanyaya dahil olan çocuklar ve ailelerin bir kısmı ile bire bir görüştüm.
Çocuklar ve aileler kampanya sonrası elde ettikleri ödülden son derecede memnundular. Çocuklardan biri, doktor, biri polis ve diğeri de öğretmen olmak istediğini söylerken, iki elti olan annelere çocuklarının bu duygularını köşemde dile getireceğimden bahsettim. Bu teklifimden çok memnun kalacaklarını söylemeleri de çok hoştu. Anneler kampanyadan kazanılan en büyük ödülün bisiklet değil çocuklarının namaza başlamaları olduğunu söylüyorlardı.
Bu tür kampanyaların bisiklet dışında başka çıktıları da olmalı diye detayına düşünmek gerekir. Kampanyanın belediyeye 25 milyon TL’ye mal olduğunu tahmin ediyorum. Bu oldukça büyük bir para. Ancak çıktısı insana ve geleceğe olursa bu para bir şey değil, belki bu çocukların gelecekte üreteceği bedeller tüm ülkeye belki de insanlığa değer olabilir. Kampanyaları esas bunlara oynamak gerekir.
Bu konuda belediyeye sorularımız var. Gençliğe yönelik bu tür kampanyalar kaç yıldır yapılıyor, katılan çocuklar ödüllerini aldıktan sonra takibe alınıyor mu, bunlar arasında lider, araştırıcı, ilim insanı, sosyal ve spor veya sanatçı gibi yönlendirme ruhuna sahip olanlar gözlendi mi?
Yine bu zaman kadar yapılan tüm kampanyalara katılan gençliğin bir listesi yapıldı mı, bu gençler kapasite ve ilgi alanlarına göre takip edildi de, öne çıkanlar ülke yararına nerede ve hangi sahada kullanıldı? Bu tür çalışmalar yapıldı ve elde bazı veriler var ise diyecek bir şey yok. Yapılmadı ise diyecek çok şey var. Öncelikle bunu öğrenmek gerekir.
Yapılmadı ise en kısa zamanda her türlü kampanyadan istifade edilen gençlerin bir şekilde takibe alınması hatta bu takibin eğitime gittikleri okul yönetimleri ile birlikte yapılması esas olmalıdır. Birileri çıkıp bu kampanya sadece ibadet için yapıldı geri tarafı kimseyi ilgilendirmez derse, aklı başında insanların da bunun için söyleyeceği çok şeyi olduğu gibi, aksine, aklı başında insanların bu takip için katkıları ne olabilir sorusunu sorma hakkı da kampanyaları yürütenlere düşer, deriz.
Efendim, eğitim süreklidir ve gelenek halinde geleceğimizin garantisi olan gençler yeteneklerine göre bu yaşlarda takibe alınmalı ve devamı da getirilmelidir deriz.