Kısa zaman önce ülkemizde bir sektör haline gelen ve doğmadan ölüme mahkûm olan “Mental Aritmetik” hakkında konuşmamız ve insanları doğru bilgilendirmemiz gerekiyor
Milattan Önce 1300 yıllarına kadar uzanan ve halen bir çok ülkede de faal olarak kullanılmakta olan mental aritmetik yönteminin 1980’li yıllardan itibaren bir beyin, zekâ ve hafıza gelişim aracı olduğunu Manchester, Khartoum, Yang-Ming, Chung Shan Medical University, Shinshu University gibi bir çok üniversite dile getirmeye başlamış ve ergenlik çağı öncesi çocuklarda zeka seviyesini artırdığını, dikkat dağınıklığını düşürdüğünü, özgüven değerlerini yükselttiğini, hayal dünyasını zenginleştirdiğini ve hafızayı yüksek oranda güçlendirip geliştirdiğini bilimsel makalelerle ortaya koyup kanıtlamayı başarmışlardır.
Peki ülkemize 2008 yıllarında giren bu yöntem, neden 5-6 yıl gibi kısa sürede yok olmaya mahkum olmuştur?
Binlerce yıldır tüm dünyada faal olarak kullanılan ve fayda sağladığı ispat edilen bu sistem, ülkemizde neden, “Aksine zarar veriyor “ gibi olumsuz imajlara bile sebep olacak durumlar ortaya çıkarmıştır?
Hemen bu soruların cevaplarını verelim. “Samimiyetsizlik, yanlış metot ve bilgisizlikten ön yargı”
Öncelikle şunu söyleyelim. Mental aritmetik bir eğitim tarzı değildir. Zeka ve hafızanın gelişimini sağlayan bir araç ve yöntemdir.
Cenab-ı Hak her insana düşünme becerilerinde farklılık oluşturmak için beyin vermiş ve bu beyni sağ ve sol olmak üzere ikiye ayırmıştır. Sağ beyini sol beyinden çok daha fazla üstün nitelik ve özellikte yaratmıştır.
İnsanı diğer insanlardan farklı kılan beynin sağ tarafıdır. Sağ beyin, sol beyinden milyarlarca kat daha hızlıdır.
Buluşlar, icatlar, fikir ve yorumlar, hayaller, ahlaki davranışlar her zaman sağ beyinde gerçekleşir.
Matematik işlemleri, soru ve test çözümü, konuşma becerisi dediğimiz analitik beceri gerektiren tüm işlemler sol beyinde gerçekleşir.
Ülkemizde çocuklarımız, sağ beyinlerini yani hayal dünyalarını fazla kullanamamaktadırlar. Bu durum da onları özgüvenleri düşük, kitap okumayan, hafızaları zayıf, farklı düşünemeyen ve üretken olamayan bir nesil haline getirebilmektedir.
Mental aritmetik denilen kavramda hedef milyarlarca kat hızda olan sağ beyine hiç yapmadığı bir iş yaptırıp matematik işlemlerini gerçekleştirme yeteneğini kazandırmaktır.
Sağ beynin bu yeteneği kazanması halinde beynin tüm bölümlerinde yer alan nöronların aynı anda yüksek performansta hareketlendiği görünmektedir. Bu durum başarıda ön planda olan özgüven değerlerinin yükselmesine, pratik zeka oluşmasına, zeka ve hafızada büyük gelişimler sağlamasına sebep olmakta ve zaman içerisinde de gözlemlenmesine olanak sağlamaktadır.
Herkesin bildiği şekilde bu eğitim bir matematik eğitimi değildir. "Sağ Beyine İşlemsel Yetenek Kazandırma Eğitimidir". Yan kazanımlarla birlikte bu eğitimin genel adı "Hafıza Geliştirme Eğitimi”dir.
Bu eğitimin Tv’lerde görülen şekliyle sağ ve sol parmaklarla hiçbir bağlantısı yoktur.
Nasıl tıp biliminde hastalara önce tahlil ve tetkikler yapılarak hastalığına göre tedavi yöntemi belirleniyorsa, bu eğitimde de önce zeka ve hafıza analizi yapılarak, hangi öğretim metodunun uygulanacağı belirlenir.
Hafıza Geliştirme Eğitiminde bireyin hafıza ve zekasıyla ilgili doğru tespit - analizin yapılması ve doğru öğretim metodunun belirlenmesi halinde başarı oranı % 100’dür.
Ülkemizde, bahsedilen hazırlıklar yapılmadan bu eğitimlere başlanması ve eğitim psikolojisi alt yapısı olmayan insanların da devreye girmesi ile bu yöntem başarısızlıkla sonlanmıştır.
Bu eğitimin süresi söylenilenlerin aksine 2-3 yıl değil 30-32 haftadır. Sağ beyin, dört işlem yeteneğine bu sürede rahatlıkla ulaşabilir. Yıllar ilerledikçe de kazandığı bu yeteneğinin hızını katlayarak artırabilir.
Peki bu eğitimde yaş sınırı nedir?
Allah ergenlik çağına kadar sevap ve günah kavramlarından insanları sorumlu tutmamıştır. Sebep olarak beyin, gelişimini henüz tamamlamamıştır ve her türlü gelişime açık bırakılmıştır.
Ergenliğe ulaşıldığı an beyin, gelişimini büyük oranda tamamlamış sayılır. Bu aşamadan sonra beyin yeni gelişimlere artık kendisini hemen hemen kapatmış durumdadır. Bu sebeple hafıza geliştirme eğitiminde yaş sınırı ergenlik çağı olan 13 yaş öncesidir.
Finlandiya, Japonya ve Güney Kore gibi ülkeler, eğitimdeki başarılarını sağ beyin eğitimine verdikleri öneme borçludurlar.
Çocuklarımızı ergenlik çağı öncesi test, soru ve ödev karmaşalarından uzak tutup hayal dünyalarını geliştirmek için hafıza geliştirme eğitimlerinin yanı sıra resim yapmaya, müzik dinlemeye, yaparak öğrenmeye, yaşayarak kitap okumaya, farklı düşündürmenin yolunu açan araştırmalara yön vermeye ve onları küçümsemeden özgüvenlerini yüksek tutmaya özen gösterelim.
Ergenlik çağından önce kazanılan her türlü davranışın ömür boyu kalıcı olduğunu ve değiştirilmesinin de neredeyse imkansız olduğunun unutulmaması dileğiyle,
Sağlıcakla kalın…