Çok şükür lokanta, kafeler, çay ocakları ve hizmet sektörüne bağlı bu gibi işletmeler tıpkı İstanbul Ankara’da olduğu gibi %50 kapasite ile açıldı. Bunun için Bakanlar Kurulu kararı gerekiyordu. Pazartesi akşamı yapılan toplantı sonrası karara bağlandı. Aslında her alanda kısıtlamaların artacağı bir döneme giriliyor. Ramazan ayı boyunca daha kapalı bir toplum olacağız.
Bunun tek gerekçesi var mayıs sonu itibarıyla bayramı güzel yapıp turizm ve üretim dönemine çok daha hızlı girmek. İnşallah bir aksilik olmazsa o zamana kadar ciddi bir aşılama da yapılmış olacak.
Salgından kurtulmak hepimizin istediği ortak bir özlem. Dün gördük ki halk da özlemiş kafelere akın vardı.
Konya’da olup da ister yönetici ister esnaf ister gazeteci olsun kafe ve restoranların açılmasını istemeyen biri olabilir mi? Açılmasına destek vermeyen biri olabilir mi?
Başta Konya Valisi Vahdettin Özkan olmak üzere KONESOB Başkanı Muharrem Karabacak ilgili vekiller hepsi son süreçte ‘İstanbul Ankara %50 kapasite ile açıkken neden Konya açık değil’ sorunu üzerine çok kafa yordu. Bakanlıkta mücadele edildi.
Esnafın haklı mücadelesine destek oldu. Yoksa vaka sayıları artarken cumartesi yasakları geri gelmişken sizce bir açılış olur muydu? Zaten yöneticiler de isteyerek yasak koymuyor biliyorsunuz.
Belki kafe lokantaların açılmasıyla ilgili köşe yazanlar arasında şu şehirde en çok yazı yazanlardan biriyim.
Bakın 15 Şubat tarihli ‘Kafe ve Restoranlara Bir Çözüm Bulunmalı’ başlıklı yazımda daha ortada toplantılar yokken ne yazmışım:
“Bekâra boşanmak kolay. Kafe ve restoranlarla ilgili konuşan çok. Özellikle bu kesim salgın sürecinin önemini daha net anladı. Bundan sonra tekrar bir kapanış olmasın diye yoğurdu üfleyerek yiyecektir. Ciddi önlemlerle kafe ve restoranlarda önceki salgın kriterlerine eklemeler yaparak açılım sağlanmalı. Hizmet sektörü gerçekten zor durumda.”
Bunun gibi daha çok cümle yazabilirim. Lütfen geçmiş yazılara dönüp bir bakın.
Son yazımız dolayısı ile bazı esnaf arkadaşlarımızla görüşme fırsatı buldum. Özellikle Meram’da yapılan toplantıda yer alan esnaflar olayın çarpıtıldığı için tepkiliydiler. Sol medyanın haberi ‘Konya ayaklandı’ gibi vermesine de sağ medyanın ‘Konya’da CHP’liler esnaf eylemi yaptı’ şeklinde yayınlamasına da üzülmüşler.
‘Biz şucu bucu değiliz, esnafız ve ekmeğimizin derdindeyiz’ diyorlar. ‘ Ankara, İstanbul da kırmızı olmasına rağmen %50 kapasite ile iş yapıyor, bizim günahımız ne?’ diyorlar. Hatta bu toplanma fikrinin nasıl çıktığını bizzat şehrimizin esnafı olan isimlerin bu konuda neler yaptığını anlattılar.
Birkaç farklı parti üyesinin orada bulunmasının kendilerini bağlamadığını söylüyorlar. Ki o parti üyelerinden bazılarının da restoran işletmeleri varmış.
Ben üzerime düşeni yaparak anlattıklarını size aktarıyorum.
Şimdi 10 gün için olsa da %50 kapasite ile açılım gerçekleşti. Esnaf da amacına ulaşmış oldu. Bunun yanı sıra ek maddi destekler söz konusu olacak. Ramazan sonu bir daha hiç kapanmamak üzere açılmak ve geçmişi telafi etmek dileğimiz olsun.
FETÖ HABERLERİ DERKEN
Bu şehrin ve insanın hayrına olan bir şey varsa bunun için mücadele ediyoruz. Allah şahit, yarın ahirette önümüze çıkacak. Ne mevki makam ne de para pulda gözümüz var. Zaten yakın tanıyanlar bunu bilir. Şehri savunmanın bazı güçlükleri olduğunu biliyorum. Her türlü iftira ve hakaretlere rağmen buna katlanıyorum. Ben de “bana ne kim uğraşırsa uğraşsın” diyebilirim. Lakin yönetenlerle halkın arasına açmak değil mesele aksine orada köprü olmak.
Böyle şeyleri hiçbir zaman söylemek istemedim. Hayrı kaçsın istemedim. Şimdi zaruret doğdu. İşçilerin maaş sürecinde de bugün esnafın yarı kapasiteli açılma sürecinde de yöneticiler ile defalarca görüştüm. Alenen taraf oldum. Mücadele ettim.
Bunları yaparken Konya’daki farklı görüşteki arkadaşların yazıp çizdiklerine inanın hiç bakmıyorum. Şahsıma yapılan bir hakaret ve iftira varsa; birileri mesaj atarsa haberim oluyor. Zaten bunu yapanların çoğu ile hesaplaşmayı da ahirete bırakıyorum.
Geçen yazıda Konya’daki eylemi, çoğu sürekli FETÖ’ye kol kanat haberleri yapan ulusal diyebileceğimiz medya organlarını kastederek birkaç cümle kurdum. Bazı gazeteci arkadaşlar da bilgi almak için aradılar. Fikirlerimiz elbette uyuşmayabilir. Kimseyi küçük görmeden, her şeyin en iyisini biz biliriz demeden, herkesin yaptığı işe saygı duyma erdemine sahibiz. Uzun süredir yerelde iş yapan bu arkadaşları etkilenmemek için takip etmediğimi, söyledim. Bu yüzden gereksiz bir alınganlık olmuş. Ben bizi bu kadar takip ettiklerini bilmiyordum inanın. Her birine ayrı ayrı teşekkür ederim. Lakin kastım asla Konya’mızdaki medya organları değildi. Çünkü onların haberi nasıl verdiklerini ne izledim ne de duydum.