Bombacı mülayim!

Rasim Atalay

Kansız terör örgütlerinin Türkiye’deki kanlı eylemleri son zamanda yeniden hortladı. Çok değil daha birkaç ay önce iki teröristin Mersin’deki Tece Polisevi’ne gerçekleştirdiği canlı bomba eyleminin arkada bıraktığı acılar daha dinmeden, Türkiye, İstanbul’un göbeğinden, İstiklal Caddesi’nden gelen yeni bir patlama haberiyle sarsıldı.

Kabuk bağlamayan yaralar yeniden kanadı…

Vatanına, milletine, devletine zerrece sevgisi olan herkes burada yaşanan acıyı iliklerine kadar hissetti.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun deyimiyle daha önce bu tür eylemlerin yüzlercesi istihbarat ekipleri tarafından engellenmişti. Vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğüne göz diken kanlı eller bu kez öyle kamufle olmuşlardı ki, bir saksının dibine koydukları bombayla Türkiye’yi acıya boğdular.

Öncelikle bu hain saldırıda hayatını kaybeden küçücük yavrularımıza, analarımıza, bacılarımıza, kardeşlerimize Allah’tan rahmet, 81 yaralı vatandaşımıza da acil şifalar diliyorum.

Beyoğlu'ndaki alçak terör saldırısı sonrası her fırsatta devlet ve millet düşmanlığı yapan troller de harekete geçti. Adeta terörü aklama çabasına giren troller, haddi ve sınırları aşan ifadeler kullandı.

Kullanmaya da devam ediyor.

Bombacı mülayimler bunlar. Daha doğrusu mülayim görünümlü bombardıman güçleri… Masumane bir görüntüye bürünüp, sosyal medya üzerinden içlerinde barındırdıkları kin ve nefreti kusmak için fırsat kollayan tipler…

Bu vatanın içinde soluk alıp veren, bu devletin çatısı altına barınmış olan, bu milletin içinde var olan bu tür kansızlara söylenebilecek tek kelime ‘hain’ olacaktır.

Olacaktır da hain dediğimiz zaman bitmeyecektir!

Türkiye’nin neresinde olursa olsun bugün bir bomba patlatıyorlar, arkasından sosyal medyada bombardımana yol açıyorlar.

Temelinde bombayı patlatan erkle sosyal medya üzerinden halk üzerinde kin ve nefret söylemi üretenlerin beslendikleri erk aynı.

Bunu nereden anlıyoruz?

Yaşanan herhangi bir olumsuzluktan yola çıkıp sırf muhalefet edebilmek adına sosyal mecralarda ürettikleri söylemlerden anlıyoruz.

Adeta bilinçli bir şekilde ve sözde fikir özgürlüğüne sığınarak, daha mülayim bir görüntü çizerek asıl büyük bombardımanı gerçekleştiriyorlar.

Acıyı paylaşmak, bütünleşmek, kenetlenmek, bir ve beraber olup güç bulmak gerekirken ortaya attıkları iddialar ve karalama kampanyalarıyla siyaseten kendilerine bir şeyler devşirmeye çalışırken, bölücülüğe hizmet ediyorlar.

Yetmiyor, internet ortamında bir kısıtlama olduğu zaman buna da karşı çıkıyorlar, veryansın ediyorlar.

Bırakın konuşulmasın, zaman konuşacak zaman değil ki. İcraat zamanı.

Aslında bu tavırları ile duruşlarını da kime hizmet ettiklerini de niyetlerini de açıkça belli etmiş oluyorlar.

Hiçbir siyasi menfaat, masum bir insanın, küçücük bir çocuğun canından daha kıymetli olamaz.

Hiçbir çıkar, hiçbir beklenti, acılar ve kanlar içinde kıvranan bir yavrucağın çektiği ıstırabın üstünde olamaz.

Haa şu da var!

Bu kalleş saldırıyı gerçekleştiren şahsın yakalanması da, çekilen acının diyeti olamaz.

Terörün her türlüsünü lanetlemek, acıları dindirmeye yetmez.

Çok üzgünüz, mahcubuz gibi söylemler çekilen acılara bitirmez.

Bitireceğiz, kanımızı yerde bırakmayacağız gibi söylemler karşılık bulmaz, bulamaz.

Yahu düşünsenize, bir pazar günü yavrunuzun elinden tutmuş geziyor, ona vakit ayırmaya, hafta boyunca eksik bıraktığınız ilgiyi bir güne sığdırmaya çalışıyorsunuz. Ve öyle bir hain el değiyor ki üzerinize, adeta gecenin karanlığa bürünmesi gibi o an kararıyor tüm hayatınız. Hayalleriniz, geleceğiniz, ümidiniz, yarınlarınız bitiveriyor.

Bunu kime, nasıl anlatabilirsiniz ki?

Takdir Allah’tandır evet, kadere imanımız var, amenna…

Ama yine de bir şeyler açık kalıyor. Acıyan yerin acısı dinmiyor.

Pimi başkasının elinde olan bu kanlı iti, olayı gerçekleştirdiği yere getirip, recmetmek, hiçbir parçasını bulamayacak şekilde lime lime ettirmek bile karşılıksızdır bu acı duyguların karşısında.

Bitmek tükenmek bilmeyen terör belasına karşı devletimiz elbette tüm gücüyle mücadelesini gösteriyor. Bize de hem acımızı dindirmek hem de devletimize ve milletimize güç ve kudret versin diye yüce Allah’a dua ile sığınmak düşüyor.

Başımız sağolsun.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.