Halkımızın ne kadar borcunun olduğunu bilmiyoruz; ancak, gerek devlet gerekse halk olarak borç batağı içinde olduğumuz ortadadır.
Geliri ve gereğinden fazla borçlanmak kişinin kendisi, ailesi ve ülkesine yapabileceği en büyük kötülüklerden birisidir.
Yaşadığımız bir çok sosyal bunalımın sebeplerinden biri de aşırı borçlanmalardır. Borç adamın boynunu büker!
Nereden bakıyor veya nasıl anlıyorsunuz bilemem ama benim bildiğim “borç yiğidin kamçısıdır” ata sözümüzün hiçbir geçerli tarafı olmadığıdır.
Ayrıca, bu sözün atasözü olmadığını da düşünüyorum; çünkü, böyle saçma sapan bir sözü bizim atalarımız söylemez!
Atalarımız hiçbir şekilde borçlanmayı teşvik edici bu ve buna benzer sözleri söylemez, bu söz tamamen uydurma ve bilinçli olarak kullanılmaktadır.
Tam tersi borç bir kamçı olup borçluyu maddi ve manevi yönden kamçılamaktadır. Borç sahibine büyük eza ve cefadır.
Peygamber Efendimiz(sav), “Borç, azaptan bir parçadır” buyurmaktadır. Bu Hadisi Şerif herkesin çerçeveletip evinin görünen bir yerine asması gerekir.
Dinimizde gerçek, samimi paraya ihtiyacı olan birine borç verme teşvik edilmiş ve sadaka olarak görülmüştür. Müslüman Müslümanın zor zamanında yanında olmalıdır.
Yanında olunmadığı zaman kardeşlik hukuku çiğneneceğinden mesul duruma da düşülebilir.
Borç verme bir nevi dayanışmanın en önemli aracıdır. Müslüman Müslüman kardeşinin tefecinin eline düşmesini ve faiz günahını işlemesini istemez.
Asırlarca Müslümanlar bu anlayışla borç vermiş borç almış hiçbir zaman ne borç alan ne de borç verenler meşru sınırların dışına çıkmamış biri birini üzmemiş, borçlu borcunu zamanında ödemiş, ödeyememişse özür beyanında bulunmuştur.
Dinimizde ihtiyaç sahibine borç vermek sevap iken ihtiyacı olmadan kişinin borçlanması da dinimizde hoş karşılanmamaktadır.
İnsanların bir birine güvenini kaybettiği günümüzde büyük oranda borç verme durumu ortadan kalkmıştır.
Eskiden insanlar bir birinden borç alırken bugün borcun şekli değişti ve hemen hemen Müslüman diye tanımladığımız insanımızın büyük bir kısmı modern tefeci sistemi bankalardan faizle borçlanmaktadır.
Dinimiz İslam faizin her çeşidini yasaklamıştır. FAİZ FELAKETTİR.
Bugün, faizle borçlanmamız için her türlü cezbedici kampanyalar yapılmakta hatta banka müşteri temsilcileri kredi vermek için sık sık müşterilerini aramaktalar.
İnsanlar ihtiyacı olmadığı halde keyfi olarak kredi kullanmaktadır. Kredi faizi düştü diye kredi alanların sayısı tahminimizden çok fazladır.
Bir de hepimizin cebinde birkaç tane kredi kartı var ki, bu kartlar ihtiyaç dışı harcamayı yani israfı artırmaktadır. Ülkemizde kredi kartını ödeyemeyen kişi sayısı yüzbinlerle hatta milyonlarla ifade edilmektedir.
Borç birçok toplumsal sıkıntılara yol açmaktadır. Bunlardan biri de her geçen gün boşanma sayılarının belirgin düzeyde artmasıdır.
Boşanmaların büyük bir kısmının gerekçesinin şiddetli geçimsizlik olduğunu görüyoruz. Şiddetli geçimsizliğin en önemli nedeni de ailenin borç yükünün artarak geçim sıkıntısına yol açmasıdır.
Evlenen çiftler evliliğe büyük borçlarla girmektedirler. Şu düğün masraflarına bir bakınız.
Evlenmek kolaylaştırılması gerekirken maalesef zorlaştırılmış; bunun sonucunda da evlilik dışı yaşam yaygınlaşmıştır.
Evliliklerin zorlaştırılmasının kasıtlı olduğunu düşünüyorum. Çünkü, evlilik dışı yaşamın yaygınlaştırılması bir proje olup bu projenin yaygınlaştırılması için İstanbul Sözleşmesi de dahil her türlü zemin hazırlanmaktadır.
Birkaç yıl önce sosyal medyada gündem oluşturan gelin arabasının arkasındaki “Evleniyoruz mutluyuz 70 bin tl borçluyuz” yazısı dikkatimi çekmişti.
Herkesin maddi durumu iyi olsa borç olmaz; ancak, toplumun büyük oranda dar gelirli olduğu dikkate alınınca borçlanma kaçınılmaz oluyor. Öyle olunca bu borç miktarının makul seviyelerin çok üzerinde gerçekleşmesi sorunları da çoğaltacaktır.
Elbette ki, dar gelirli insanlara “ayağını yorganına göre uzat” atasözümüzün fazla geçerliliğinin olamayacağı düşünülse de bu söz herkes için yol gösterici olup titizlikle dikkate alınmalıdır.