BÖRTÜ BÖCEK YAZABİLMEK

Namık Ceyhan

Konya’da 1994’te Yeni Meram gazetesinde başlayan köşe yazarlığıma fırsat bulduğum zamanlarda devam etmekteyim. Konya Postası ve Anadolu Manşet’te “Çevre Atmosferi” adı altındaki yazılarımdan sonra Pusula Gazetesi yayın hayatına başladığından buyana düzenli olarak burada yazı yazıyorum. Genellikle çevre sorunları ve çözüm yollarına odaklanıp, bildiğim kadarıyla bazı konuları sizlerle paylaşıyorum.

Emin olunuz ki hiçbir yazıyı bir okurumuzun ifadesiyle üfürükten üfürmüyorum. Önce araştırıyorum bilgi sahibi oluyorum, sonra fikir sahibi ve ondan sonra sizinle paylaşıyorum. Ben ne zaman hangi konuda ne yazacağıma da kendim karar veriyorum. Elhamdülillah.

Bazen ülkemin gündemini çevreci yaklaşımla yazıyorum. Bugüne kadar genellikle olumlu tepkiler aldım. Bazen de haddimi bildiren börtü böcek yazmamı salık veren oldu. Keşke börtü böcek yazabilsem. Kolay değil börtü böceği tanımak, tanıtmak ve yazmak.

Halk arasında börtü böcek dense de bilimsel olarak onların Genel adı “Biyolojik Çeşitliliktir”. Bir bölgedeki bitki ve hayvan türlerinin ve çeşitlerinin sayıca zenginliğine biyolojik çeşitlilik denir. Bir ülkedeki bitki ve hayvan türleri, hem o ülkenin, hem de dünyanın biyolojik zenginliği olarak kabul edilir. Türkiye Flora (Bitki) ve Fauna (Hayvan) zenginliği açısından dünyada kıta özelliği gösteren nadir ülkelerden birisidir.

 Biyolojik çeşitlilik sürdürülebilir kalkınmanın sağlanmasına yardımcı olur. İnsanlar, tarım ve teknolojide sahip olduğu bugünkü seviyeye, biyolojik çeşitlilik ve zenginlik sonucu ulaşmıştır. Biyolojik çeşitliliğin ve ekosistemlerin sağladığı faydalar insan hayatının devamı için gereklidir.

Biyolojik çeşitliliği oluşturan bitki ve hayvan türleri tarım, eczacılık, tıp, hayvancılık, ormancılık, balıkçılık ve sanayi alanlarında, temiz su ve hava sağlanmasında kullanılırlar.

Görüldüğü gibi börtü böcek yazmak uzmanlık işidir. Bilimsel çalışmalar gerektirir. Pek çok üniversitemizde bu konuda açılmış bölümler ve araştırma merkezleri vardır. Onun için hem börtü böcek yazmayı hem de börtü böceğin kıymetini iyi bilmek gerekir.Bu konuda yazanlara ve araştırma yapanlara  gıpta ile bakıyor ve saygı duyuyorum.

KONYA ŞEHİR HASTANESİNİN YERİ MESELESİ

Bundan önceki yazım “Konya Şehir Hastanesinin yeri” başlığı altındaydı. Yazıyla ilgili olumlu olumsuz pek çok okurumuzdan eleştiri aldım;  lütfedip yazdıkları için herkese teşekkür ederim. Ben Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü ve civarı sağlık komplesi için uygun bir yer değil diye kişisel fikrimi paylaştım. Hastane Karatay’a yapılmasın demedim ki.

Bir yanlış anlaşılmayı tekrar düzeltmek isterim. Konya’ya planlandığı gibi “Şehir Hastanesi” adı altında entegre bir bölge hastanesinin kurulmasını canı gönülden istiyorum. İnşallah bir an evvel inşaatına başlanır ve hizmete girer. Konya büyük bir şehir ve her şeyin en iyisine layıktır.

Karatay Bölgesi son on yılda takdire şayan bir gelişme kaydetti. Hem kentsel dönüşüm hem de yeşillendirme çalışmalarından dolayı Belediye Başkanı Sayın Mehmet Hançerli ve ekibini gönülden tebrik ediyorum. Kendisinin yüreğindeki çevre sevgisinden zerre kadar kuşkum yok. Eminim ki daha az yataklı (örn: 100 yatak) yeni bir “Karatay Devlet Hastanesi”ni Karatay’a kazandıracaktır.

GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK VE TABİAT SEVGİSİ

Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu, 1. Cumhurbaşkanımız, Anafartalar Fatihi, Kurtuluş savaşımızın Başkumandanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrılışının 77. senesinde rahmetle ve saygıyla anıyoruz. Büyük önderin askeri dehalığı, liderliği ve insanlığı bu hafta çeşitli vesilelerle gündeme getiriliyor. Biz biliyoruz ki onun çevre ve tabiat sevgisi bizlere hep örnek olmuş ve yol göstermiştir.

 “Yeşili Görmeyen Gözler Renk Zevkinden Yoksun Demektir” anlayışını hep ön planda tutan M.Kemal Atatürk’ün doğayı ve ağacı sevmesinin en güzel örneklerinden biri olan hadiseyi sizinle paylaşmak isterim:

Yaşamının son günlerini geçirdiği Dolmabahçe’de hasta yatağının karşısındaki duvarda bir ormanı ve küçük bir çayırlığı gösteren tablo asıldır. Uzun yıllar Atatürk’ün yanında bulunan manevi kızı Sayın Afet İnan şöyle anlatıyor: “Son günlerde, o tabloya yattığı yerden uzun uzun bakar ve “Afet, bana memleketimizin ormanlık güzel yerlerinden tanıdıklarını anlat. Oralara gidelim, ağaçlar altında dolaşabileyim, basit bir hayata kavuşalım. Son arzum, yeşillik ve ağaçlıktır, fakat yaz kış yeşil duran ağaçlar altında olmaktır” diyen acılı hasta sesi hala kulaklarımda yankılanıyor. O hastalığının ağırlığını anlıyor ve belki kurtulamayacağını biliyordu. Fakat çevresindekilere ümitsizlik vermemek için yeni çevreler arar gibiydi. Ancak bugün anlıyorum ki yeşilliğin sonsuzluğunda son uykusunu uyumak istediğini bana vasiyet etmek istemiş. İnşallah yeşillikler içindedir.”

Ruhu şad olsun. Kalın sağlıcakla.

ÇEVRE SÖZÜ; “Yurt Toprağı Kutlu Olan Sensin, Biz Hepimiz Senin İçin Fedaiyiz.” (K. Atatürk)

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.