Bugün izninizle üç ayrı konuya değinmek istiyoruz.
Dün sabah güne Dedeman Otel’de Okul Öncesi Eğitim Kurumlarının toplantısına katılarak başladık. Resmi olarak yapmasam da bir eğitimci olarak adam olmanın da, yasal ve helal para kazanmanın da, zengin ve sağlıklı olmanın da kısaca insan olmanın eğitimden geçtiğine yürekten inanan bir insanım.
Adam gibi eğitim olmaz ise bizden de gelecek nesillerden de hiçbir şey olmaz.
Yeni Türkiye’nin önünde insanlarımızı bekleyen en iyi ve en kötü konuların başında da eğitim geliyor.
Zaten Sayın Cumhurbaşkanımız da her fırsatta buna vurgu yapıyor. Ama AK Parti iktidarlarının başarısız olduğu konulardan birisi de eğitim. Sayın Cumhurbaşkanımız ne yaparsa yapsın eğitim ne Sayın Cumhurbaşkanımızın kendi gönlüne göre oluyor ne de milleti mutlu edecek şekilde oluyor. (İnşallah bundan sonra olacaktır diye ümit ediyoruz)
Çok şükür bizim de en sağlam ve samimi okurlarımız dostlarımız arasında eğitimciler vardır.
Onların sayesinde çok şeyler öğreniyoruz ve öğrenmeye de devam ediyoruz.
Dün sabahki toplanın ana konusu Okul Öncesi Eğitim Kurumlarımızın C plakası sorunu ile ilgili imiş. Ama ben konunun ne olduğunu dahi bilmeden güler yüzlü, fedakar, çalışkan ve de idealist isim Melek Er hocanın ısrarlı daveti üzerine katılmıştım. Ama daha salona girmeden pek çok eğitimci ve bu kurumların sahipleri ile karşılaştık,
Toplantı çok ilginçti. Konya bu alanda sanki tek yumruk olmuştu.
Şöyle ki Milli Eğitim oradaydı, Emniyet yani polis müdürleri ile oradaydı, Ak parti il temsilcisi ile oradaydı, Ticaret Odası oda temsilcisi ile oradaydı, eğitimcilerin Türkiye’deki başkanlarından, Konya başkanlarına kadar oradaydı. Tek olmayan bütün bu insanların muhatap aldığı C plakası sahipleri yoktu. Keşke onlar da orada olsaydı.
Neyse yapılan tüm konuşmalarda bu eğitime katılan küçük yaş grubu çocukların ulaşım konusuydu. Ve iddiaya göre Konya’da bu çocukların servis araçlarında mecburiyet olarak gösterilen C plakası uygulaması Türkiye’de sadece ve sadece Konya’da imiş.
Böyle bir iddiayı duyunca ben de sizin gibi inanmak istemedim.
Bu uygulama ne İstanbul’da ne Ankara’da ne de İzmir’de varmış.
İddiayı daha da vahim hale getirelim mi?
Bugün Bakanlar açıklandığı zaman belki de 10 üzerinden 10 alan tek bakan olan Milli Eğitim Bakanı Sayın Ziya Selçuk Bey’in okullarında bile bu öğrenci grubunda C plakası uygulaması yok imiş.
Peki niye yine Konya?
Eğitimciler yine son derece olgun ve nazik olarak C plakasına karşı olmadıklarını, olayın para ile pul ile de alakası olmadığının ısrarla altını çizerek Konya’da bu öğrenci kesiminin ihtiyacına cevap verebilecek C plakalı araç sayısı dahası zaman dilimi olmadığının sürekli altını çiziyorlardı.
Gerçekten de bu daha kendini ifade bile edemeyecek yaş grubundaki yavrularımız ile velilerine ve eğitimcilere kim niye C plakası dayatması yapıyordu ki?
Belki birilerinin bir gerekçesi vardır. Dedik ya dün sabah orada devletin temsilcilerinden siyasetin temsilcilerine kadar herkes vardı ve hiç kimse de bu konuşmalara hayır demiyordu.
İnşallah bugün itibari ile büyüklerimiz belki de farkında olmadıkları bu konuya derhal parmak basacaklar ve Türkiye’de Sayın Bakan’ın okulundaki öğrencilere bile uygulanmayan bir uygulamanın Konya’da yapılmasına izin vermeyecektir diye düşünüyorum.
112’Yİ TAM DÖRT DEFA ARADIM AMA
Çok güzel bir uygulama yapıldı ve Allah korusun en ufak bir başımız sıkıştığı zaman arayacağımız tek yer olan 112’yi önceki gün ilk defa aramak zorunda kaldım.
Önceki gün saat 19.08’de Hocacihan Yolunda plakasını aldığım bir eski model minibüsün önce beni sağlayarak inanılmaz bir şekilde aracı önüme kırmasını bir kazayı ucuz atlattıktan sonra aynı aracı polise bildirirken takip etmeye çalışma zamanında da aynı sürücün aynı şekilde defalarca böyle aracını sürmesini 112’ye bildirmek istedim. Tam dört defa 112’yi aradım. Bir defasında bir bayan görevli çıktı. Durumu süratle aktardım polise bağlayacağını söyledi saniyelerce bağlanmadı ve telefon meşgule düştü. Ardından bir kez daha aradım. Bu kez bir erkek görevli çıktı polise bağlayacağını söyledi telefon yine meşgule düştü. Ardından iki kez daha aradım bu kez artık telefon çalmıyordu bile. Tabii ki bu sırada maganda sürücü çoktan kaybolup gitti bile.
O anda çok üzüldüm.
Ya çok daha acil ve hayati bir durum söz konusu olsaydı 112 böyle mi çalışıyordu?
BÖYLE BİR SAFA İNANMAK İSTEMİYORUM
Gelelim başlığımıza konu olan bölüme.
Pazartesi günü Karapınar’dan bu fotoğraf kareleri geldi.
Altında da özetle şunlar yazıyordu;
“Bugüne kadar ne bir din aliminin ne de bir devlet başkanının yapmadığı, “Özel Saf” uygulaması, Karapınar’da 15 Temmuz yatsı namazını kıldıran ilçe müftüsü tarafından, AK Parti ilçe başkanı ve partililere uygulanarak üzücü bir şekilde tarihe geçmiştir.
AK Parti ilçe başkanı ve belediye başkan yardımcısı ve imamlar öndeki beşli.
Çok acıdır ki dün akşam Karapınar’da müftü böyle bir protokol safı oluşturdu.
Çok vahim bir durum.
CİMER, Hasan Angı ve Ahmet Sorgun’a da aynı şekilde durumu yazdık ve göreve çağırdık.”
……………
Dedik ya bu bilgi ve fotoğraflar bize pazartesi günü gelmişti. Konu hassas idi. Allah var ya zamana bıraktık. Nasıl olsa CİMER’den Angı’ya, Angı’dan Sorgun’a konu ulaşmış ise bize ancak bilmem ne yapmak düşer diye düşünüyorduk.
Çarşamba günü ikindi saatlerinde dahası akşam tam arabaya bineceğim tanıdığım iki Karapınarlı yanıma yaklaştı. Selamünaleyküm Aleykümselam. “Uğur abi Karapınar’dan sana fotoğraflar atmışlar. Niye yazmıyorsun ki?”…
Durum anlaşılmıştı.
Ben oldum olası Karapınarlılardan korkarım.
Yazdım vazifemi yaptım.
Olay gerçekten böyle ise top gayri Hasan Angı’da Ahmet Sorgun’da.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
İçiniz kor gibi yanarken susmak, acıların en beteridir.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Beş yıldızlı otellerin otoparklarında park sıkıntısı çekmediğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.