Güzel şehrimiz, erenleri evliyaları yakın tarihin güzel insanları ile üzerinde biraz ciddi bir çalışma yapılsa tek kelime ile “Kültür şehri” olabilir. Buna inancımız tam. Özellikle de son yıllarda bazı ciddi adımlar atılmaya çalışılıyor. Mesela Tahir Akyürek ve Mustafa Kabakcı gibi isimler iyi niyetle bir şeyler yapabilmenin gayreti içerisinde.
Mesela şu anda bu tür kültür çalışmasının en ciddisi ve de bilineni Üçler Mezarlığı ile Cıvıloğlu arasında kalan bölümdeki Mengüç Sokak.
Burası tarihi dokunun restorasyonu ile tek kelime ile bir kültür merkezi haline dönüştürülecek. Geçen hafta gördüğüm manzaralar karşısında ise bugün için sadece yürekten bir “inşallah” diyebiliyoruz.
Konumuzu biraz açalım.
Burası için belediye ciddi çalışma yapmış mı? Yapmış.
Büyük paralar harcanmış mı? Harcanmış.
Ortaya güzel bir sokak çıkmış mı? Çıkmış.
Şu an itibari ile yerli yabancı turistler geliyorlar mı? Evet.
Yeterli mi? Hayır.
Peki niye hayır? Vallahi içler acısı. Eğer siz bu sokağa gezmek için girer, fotoğraflar çekmek isterseniz çok güzel kareleri yakalayabilirsiniz.
Peki bizim sıkıntımız ne?
Ha işte gelelim oraya.
Buranın her iki yanında da yolun trafiğe kapalı olduğu yazılar ile dubalar ile belli.
Ama sokağa girdiğiniz zaman ilk anda şok oluyorsunuz.
Çünkü fotoğraflarda da görüldüğü gibi sözüm ona araç trafiğine kapalı sokakta sıra sıra tur otobüsleri.
Soruyoruz yasak sokakta bu otobüslerin işi ne?
“Bölgede tur otobüslerinin park yapacağı yer yok ki” !!!
Yalaaaan. Sokağın dibinde bir oto park var. Yıllardır toz duman pislik içerisinde de olsa yazın toz kışın çamur da olsa bir oto park var. Bir asfalt döküp düzenleme yapamıyoruz. Çünkü bunu yapabilmek çok zor (!)
“Pis mis otobüsler buraya niye girmiyor kardeşim? Bizi Avrupa’da meydanın bir ucunda bırakıp kilometrelerce yürütüyorlar. Bu koca koca otobüslerin dükkanların kapısında ne işi var. Turist de olsa yasak ise yürüsün.”
-“Abi o kötü oto parkta sabah 8 de dolar. Çünkü Bedesten, Çarşı, cami bölgesindeki esnaf burada kim varsa aracını getirir buraya park eder. Çünkü ücretsiz. Akşama kadar da burası dolu, bu tur otobüslerinin gireceği yer yok ki!”
…..
Ağlar mısınız güler misiniz?
Bir ara gözümüz, kurnasından suyun aktığı taş çeşmeye kayıyor. Turistler havanın en sıcak anında çeşmenin başında su içiyorlar, sigara içiyorlar, meyve suyu içip serinlemeye çalışıyorlar.
Aman o da ne…
Bir küçük çocuk boyu kadar çöp kovasını çeşmenin yalağında yıkamaya başlıyor. Suyu doldurup doldurup yalağın dışına döküyor. Birden turistler kaçışıyorlar. Adı üstünde çocuk! O ise olup bitenin farkında bile değil işine devam ediyor. Bu kez koca çöp kovasını ters çevirip birde tekmeliyor. Kovanın dibinde kalan pislikler kaldırımın üstünde….
Benim oraya takıldığımı gören dostum soruyor “Hayırdır Uğur abi nereye bakan?”
Parmağımla çeşmeyi gösteriyorum. Dostumuz bağırıyor “Hafız çekil oradan döktüklerini de topla”…
Suriyeli minik çocuk eğiliyor bu kez ıslanmış pislikleri tekrar kovanın içine topluyor…
…………
Esnafla konuşunca çok daha sıkıntılı işleri duyuyorum. Hatta Sayın Valimize, Sayın Akyürek’e attıkları twitleri gösteriyorlar.
Kültür sokağına çok mutlu girdim, küfrederek çıkıyorum. Bu kafa ile kültür mültür olmaz. Olursa da işte böyle olur.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Farklı olmak için değil, mutlu olmak için yaşa.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Birbirimizi anlama frekansını yakaladığımız zaman ADAM oluruz.