“Bir gün olsun gülmedi talih benim yüzüme” demiş şair. Talih, değil dokunmak, teğet bile geçmiyor artık.
Merhum Ziya Paşanın, “Bî-baht olanın bağına bir katresi düşmez, / Bârân yerine dürr ü güher yağsa semâdan.” Dediği bahtsızlara dönmüşüz.
Son 19 yılın en ciddi ve en büyük enflasyonu ve zamları karşısında, maaş ve ücretlere yapılan zamlar, Donkişot’un yel değirmenlerine karşı atını sürmesine benzedi. Aynı Donkişot misali, savruldu, yere çakıldı, kapaklandı ve dağıldı kaldı!
Gıda, doğalgaz, elektrik ve akaryakıt zamları karşısında verilen zamlar daha insanların eline geçmeden yok oldu.
Hatırlarsanız asgari ücrette aynı akıbete uğramıştı.
Ülkeyi sırtlayan, omuzlayan milyonların yaşadığı hayal kırıklığı tarif edilecek, anlatılacak gibi değil.
Biz bu dünyaya borç ödemeye mi geldik diyenlerin yakınmasını, feryadını duyan var mı?
Yok! Dünde yoktu, bugünde yok!
Gönlümüzden geçeni verdik, kimseyi enflasyon karşısında zor durumlara düşürmedik, ezdirmedik, bunaltmadık, yalnız bırakmadık deniyor.
Orhan Baba’nın dediği gibi, “Ben zaten her acının tiryakisi olmuşum” diyen millet, nasıl olsa zamlarında tiryakisi diye düşünülmüş olacak ki, zamların en sunturlu, en katmerli olanları kapımıza dayandı.
Zam konusunda kantarın topuzu öyle bir kaçtı ki, bu zammın altından kalkılabilecek gibi değil.
Bu zamların yansıyacağı Şubat 2022, kabus dolu bir ay olacak!
Orhan Baba, oturup yeni bir şeyler yazsa fena olmayacak!
Bu tiryakilik, bu acıları karşılayacak ve kaldıracak halde değil!
Çünkü; bu terazi, bu kadar ağırlığı çekmez, ezilir kalır!
Bizi, enflasyon ezmedi, zam ezdi, zamlar ezdi babından dökülür kalırız meydanlara ondan sonra!
*****
Ekranlarımız, gazetelerimiz müjdelerle inim inim inliyor. İyi de bu müjde neyin müjdesi? Ezileceğiz amma, az ezileceğiz yaramız, beremiz fazla olmayacak müjdesi mi?
Müjdeyi anlatanlar, yüzde 130’lara varan elektrik faturasından, yüzde 25 olan doğalgaz faturasından, akaryakıttan, vergilerden, harçlardan, ÖTV’den kapak kaldırmıyorlar!
Ortada müjde varsa, neden sevinmeyelim? Neden müjdeleri sevinçle karşılamayalım?
Üstelik sevinmeye en fazla ihtiyacımız olduğu böyle bir dönemde!
Her maaş ve ücret zammında olduğu gibi, herkes eline aldı kağıt kalemi, maaşımız aylık ne kadar arttı, nereye ne verirsem yeter diye başladı hesap yapmaya!
Lakin, bu hesabın içinden çıkamadı.
Özellikle emekliler!
En düşük emekli maaşı bin beş yüz liradan, iki bin beş yüz liraya çıktı! Fark bin lira! Kağıt üzerinde fena para değil! Lakin, yapılan zamlar karşısında hükmü yok! Direnci yok!
Oh diyemedi, sevinemedi, derin bir nefes alamadı emekliler!
Böyle bir şey olmaz, yeminle çok şaşkınız, kışın ortasında ne yapacağız, neye yetecek bu para, hiç değilse, asgari ücret kadar da olamaz mıydı, dediler demesine de, duyan olmadı!
*****
İşin evveliyatından beri elektrik her defasında bizi çarpıp duruyordu. Arkadaştan bir türlü elektrik alamamıştık.
Bundan sonra yalnızca çarpmayacak, çarptığını yapıştıracak yere, çarpa-çarpa titretecek! Fatura yüksek gelmesin diye, insanlar artık mum mu yakar, kandil mi, idare lambası mı bilmem?
Doğalgazın adı maaş göçüren olacak, ev kirası kadar gelmesi işten bile değil!
Ev kirası artı doğalgaz, geriye ne kaldıysa deftere yaz!
Ne oldu?
Maaş bitti! Ücret tükendi, yetmedi, yetişmedi!
2022 geldi diye, sevinemedik bile…
Güya penceremize bir güvercin kondu. Zamlardan dondu!
Zamla geldi 2022. İnsanların yüzündeki gülümsemeler, meşeli kahkahalar yarım kaldı. İnsanlar derin düşüncelere daldı.
Dolar düştü de ne oldu? Fiyatlar düştü mü, mutfak yangını bir ucundan başlayarak sönmeye başladı mı? Fiyatlar da yerli yerinde, alemin keyfi de…
Dostlar alışverişte görsün mukabili, indirim yapılmadı denmesin diye birkaç lira inmiş görünüyor fiyat dediğimiz aldatmaca etiketler!
Elektrik, doğalgaz, akaryakıt ve diğer zamlar, 2022 yılının ilk fragmanı olarak yayınlandı!
Bundan sonrası tufan gibi bir şey!
*****
2022 sağanak yağmurla başladı, sağanaklar göz açtırmadı. İğneden ipliğe kadar misali, insanları sırılsıklam olmadan bırakmadı!
Hane başına düşen yağmur, o kadar çok oldu ki, su basmayan hane neredeyse kalmadı. Sular taştı, sokaklar, caddeler nehir gibi oldu.
Değil adım atacak, yürünecek hal kalmadı.
İnsanlar boğazına kadar suyun içinde…
Son yılların en sıkıntılı, en ağır, en buhranlı, en içinden çıkılmaz dönemi içinde bulunduğumuz dönem. Nihayet TÜİK’ te anladı. TÜİK’ te insafa geldi enflasyon karşısında.
Geldi gelmesine de, yetmedi!
Elektrik zirveye kuruldu, yanına da doğalgazı aldı.!
Dahası kira vardı, kredi kartı ödemeleri vardı, gıda harcamaları vardı! Vardı da vardı!
İnsanların yine eli böğründe kaldı!
*****
Maaş ve ücretler insanların eline geçmeden, insanlar hayal dahi kuramadan, sevinemeden, uçtu gitti.
Ocak ayının başı…
2022’nin gelişi Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan belli olur deyimini çağrıştırdı. 2022’nin gelişi, 2021’den belli oldu anlayacağınız.!
Daha dün bir, bugün iki falan diyebilirsiniz!
Kafamız karışık filan değil, o eskidendi, şimdi karmakarışık, terazinin sağlam kefesi de kalmadı. Terazinin de şakülü kaydı.
Bu kış nasıl geçer, önümüzdeki günler ne getirir?
Cevabı olan var mı?
Kapat kaloriferi, yakma sobayı, bir hırka daha giy, olmadı sarın battaniyeye, olmadı palto ile otur!
Her şey zamlı, bizler kederli gamlı!
İnsanlar, “Bu dünyaya borç ödemeye mi geldik?” diye soruyorlar ya…Ne diyelim?
Efkârlı tarafından hoş geldin 2022!