Yepyeni güzel bir haftaya daha böyle sağlıklı, mutlu, huzurlu, hür ve maddi-manevi bazı imkanlardan yoksun durumdaki insanların halini düşünerek binlerce kez şükrederek giriyoruz.
Yazmamız gereken konular biraz dağınız yine şöyle bir geçen haftadan ve hafta sonundan kalan notlarımıza göz atarak kısa kısa paragraflar ile yazımıza başlayalım.
ANIT BÖLGESİNDE
SİNEK TACİZİ…
Anıt bölgesinde bulunan, bölgede ikamet eden, çalışan insanlarımızdan sinek konusunda şikayet var. Havaların ısınması ile Spor İl Müdürlüğündeki bölgenin de başıboş kalmasından, ayrıca buranın pazar yeri olmasından kaynaklanabilecek durum da göz önüne alındığı zaman Anıt insanları sinekten bıkmışlar ve “Allah rızası için bizi sineklerin tacizinden kurtarın” diye mesajlar atıyorlardı.
Gerçi havaların ısınması ile sinek ve böcek işi sadece bu bölgede değil pek çok yerde var. Belediyeler bu konuda mücadele başlattılar. Onu da biliyorum ama demek ki insan nüfusunun artması gibi sinek ve haşerelerin de nüfusu hızla artıyor(!).
ÇOK GÜZEL HAREKET BUNLAR
Okurumuz Melih K…….. bu şehirde duymaya pek alışık olmadığımız güzel bir gelişmeyi sevinçle bizimle paylaşıyordu. Biz de hemen sizlere iletelim ve belediye yöneticilerine de insanlarımız adına teşekkürlerimizi iletelim istiyoruz.
“Selamünaleyküm Uğur abi yazılarını devamlı takip ediyorum doğru tespitler yapıyorsun.
İnşaallah bu yazdığımı yayınlarsın, gerçekten örnek davranış;
Ben Ekmekkoçu Mahallesinde oturuyorum. Sabah saatlerinde bir araba geldi genç bir delikanlı elinde bir kağıt parçasıyla indi komşunun yanına gidip bir şeyler konuştular.
Sonra öğrendim ki Meram Belediyesine bu abinin oğlu mail atmış. 9 yaşındaki torunun lastiği oradaki garaj girişinde patlamış. Bu çocuğun annesi yok babası da başka bir ilde çalışıyor.
Çocuk babasına belediye çalışma yaparken oldu demiş.
Babası da Meram Belediyesine ottan çöpten patladı ben bu bisikleti borçla aldım, daha 3 gün oldu bunu yaptıracak paramız yok. Oğlum ağlıyor… diye yazmış.
Ve Meram Belediyesi Çevre biriminin bunun için geldiğini öğrendiğim genç bu durumun Belediyeden kaynaklanan bir durum olmadığını söylemiş tam gidecekken durumu sormuş…
Daha sonra çocuğun bisikleti arabanın arkasına atıp gittiler.
Sonra sabah kursa ağlayarak giden çocuk öğlen bisikletinin tamir edildiğini görünce sevinçten havalara uçmuş.
Abi Meram Belediyesine ve O gelen gençten ALLAH razı olsun. Mustafa Kavuş Başkan Gönül Belediyeciliği diyordu. Helal olsun doğru söylemiş…”
…………..
Bizde o belediye çalışanına ve yetkililere helal olsun size diyoruz.
BUGÜN YARIN YİNE ZAM OLABİLİR
Recep G…………. Bey üşenmemiş suya yapılan zamları belirlemek ve bizimle paylaşmak için son 4 ay ki su faturalarının fotoğrafını çekip bize göndermiş.
Altına şöyle yazmış.
“Merhabalar Uğur bey, malum konumuz yine su. Yeni faturamız bu gün geldi. Yine zam, yine zam, yine zam...
Mart Ayı birim fiyatı 3,13 TL (seçim ayı)
Nisan Ayı birim fiyatı 3,14 TL
Mayıs Ayı birim fiyatı 3,17 TL
Haziran Ayı birim fiyatı 3,22 TL olmuş. (yeni fatura)
Maşallah zam konusunda çok istikrarlıyız. Ne desek boş, saygılar sevgiler…”
…………
Recep Bey ve bu konuya hassasiyet gösteren diğer okurlarımıza da söyleyeyim. Bu zam rutin olarak yapılan. Yani yine aybaşı bugün yarın yine zam ve oranı açıklanır. Oranı elbette biz bilemeyiz ama 1 ama 3. Recep Bey’in istatistik hesabından 3 daha büyük ihtimal gibi görünüyor.
…………………..
MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRÜMÜZ
SEYİT ALİ BÜYÜK BEY’E TEŞÜKKÜRLER
AK Parti’nin son dönemlerde bürokrat kesimde belki de en isabetli kararlarından birisi Konya’da Milli Eğitim’in başına bu konuda ustalık dönemini yaşayan ve Konya’ya hakim olan Seyit Ali Büyük Bey’i getirmesidir.
Mesela eğitim olmazsa olmazlarımızdan değil mi? Ben ilk tayin karanını duyduğum günden bu yana Sayın Müdürün çok başarılı olacağına inanmışımdır.
Mesela Sağlık. Sağlık İl Müdürü Prof. Dr. Mehmet Koç. Yemin ediyorum hoca ilk günden bu yana sağlık gibi bir iğneli çuvalı tertemiz sıkıntısız götürüyor. (Şeytan kulağına kurşun)
Yine benim için olmazsa olmazlardan spor. Genç İl Müdürü Ömer Ersöz, spor camiası gibi en çok dedikodunun ve cadı kazanının kaynadığı kurumda yıllardır toz kaldırmadan işini görüyor.
Bu vesile ile tekrar AK Parti teşkilatlarını ve en başta da son kararı veren Sayın Hasan Angı’yı tebrik ediyorum.
Buraya şuradan gelecektim. Sayın Milli Eğitim Müdürümüz cuma akşamı aradı. Olgunlaşma Enstitüsü ile ilgili yazdığımız yazı ile ilgili olarak o gün okulun müdürü, müdür yardımcıları ve 30’a yakın öğretmeniyle görüşme yapmış. Herkesi her yönü ile masaya yatırmış. “Konunun sonuna geliyoruz. Neticelendirdiğimiz zaman size bilgi vereceğim” diyordu.
Teşekkürler Sayın Müdürüm ilginiz alakanız hassasiyetiniz için eğitim camiası adına bir kez daha teşekkürler.
KONYA’YA EN BÜYÜK CAMİİ
Sık sız sizlerle ve yakın dostlarımız ile paylaşıyorum. Sosyal medyayı sadece bir gazeteci olarak gelişmelere yalan da olsa şöyle bir göz atayım diye bakarım. Asla ama asla sosyal medya tutkunu değilim. İnşallah da olmayacağım. Ama sosyal medya hesaplarım var mı? Var. Onları da gazete ve yayın organlarımızın tanıtımı paylaşımı için yaparım. Haaa bir de gezip tozarken bazı şeyler hoşuma giderse onu takipçilerim ile paylaşırım.
Bunda da yazılarının çizilenin yarısına değil yüzde 90’ına inanmamam.
Örnek mi yine bunu da bana bir okurumuz ulaştırdı.
Cumartesi günü paylaşımı olmuş.
Çarşaflı bir bayan.
Aynı bayanı birileri iki ayrı yerde kullanmış.
Bir iddia; İmamoğlu’na çayını kahvesini istediği şekilde getirmediği için bu kadın 3 gün önce işinden kovuldu.
Diğer iddiaya göre de Suriyeli Kadın Kız kardeşine fuhuş yaptırmaktan tutuklandı. (Haber sitesinin ismini dahi koşmuşlar) Adana’da kız kardeşine fuhuş yaptıran evli ve beş çocuk annesi Suriyeli kadın tutuklandı.
…………..
Birini okuyan İmamoğlu’na ve başta CHP olmak üzere İmamoğlu’na oy verenler ile akraba olur ve işte CHP zihniyetine yeni ilaveler başlar.
Diğerinde ise Suriyeli karşıtlığında olabilecek en alçak örnek üzerine hikayeler yazılır.
…………..
Şimdi size soruyorum hangisine inanmalıyız?
Bu kadını kullanarak altına ne yazarsanız yazın, yalan yazanı Allah’a havale etmekten başka elimizden bir şey gelir mi?
…………..
Hiç kimse kusura bakmayacak sosyal medya benim için bir linç arenasıdır. Bunlar da vebal, kul hakkı kısaca günah torbasıdır.
…………
Biz sosyal medyaya inanmasak da güvenmesek de millet olarak öylesine yoğun bir iş mesaisi veriyoruz ki telefonu elimizden düşüremiyoruz (!).
………………
Cumartesi günü kalabalık siyasi bir atmosferde bol bol dedikodu yapıp yapılan dedikodulara şahit yapıyorduk. Yıllardır birlikte olduğumuz ve hâlâ iki güne bir görüştüğümüz dostumuz Emrullah aradı. Sosyal medyaya bir tweet attığını ve bu konuda da bizim görüşümüzü sordu.
Bizim Emrullah’ın da hafta sonu eli boş kalmış ki şunları yazmış;
“Başkanım Uğur İbrahim Altay. Konya’mıza şöyle Çamlıca gibi ulu, onbinlerce Müslümanın birlikte alnını secdeye koyacağı bir cami yaraşmaz mı?”
………….
Sonra aralarında bizim de tanıdığımız tanımadığımız insanlar olumlu ya da olumsuz cumartesinin o yoğun iş trafiğinde başlamışlar yeni yoğun bir mesaiye (!)
Allah var bu tweet dizisini okumadım bile.
Ama akşam saatlerinde yine bir tanıdık aradı “Senin rektör (Mustafa Şahin Hoca’yı kastediyor)topa girdi. Karşı çıktı ama o da korkudan kıvırmaya başladı…”
Hoca ne demiş sonradan ne demek istemiş. Dostumuz anlattı.
Cumartesi günü bununla ilgilenemedim. Dahası en son gece yarısı 23.30 sularında Patronumuz Harun Akgül ve yanındaki misafiri ile görüşüp eve giriyorduk.
Dün gazeteye geldim. Öğle saatlerine doğru bu kez bizim Yazı İşleri Müdürümüz Hüseyin sordu “abi şu camii işine girecek miyiz?”
Birden sinirimi Hüseyin’den aldım.
Yahu Allah aşkına duymasına duydum ama buradan bağıra bağıra söylüyorum eğer Allah’tan korkuyorsanız kaynak ve şahit göstermeden Sayın Cumhurbaşkanının adını hayalleriniz için ya da istekleriniz için kullanmayın.
Niye mi?
Yahu cumartesinin her yerdeki ortak dedikodusu yine Cumhurbaşkanını yıpratıyordu. Üstüne üstelik bunu söyleyenler AK Partili olsa da teşkilat mensubu olsalar da bunları toplum içerisinde konuşmak hem AK Parti’ye hem de bence direkt AK Parti arkasından Cumhurbaşkanına vurmak yıpratmak için malzeme konusu oluyordu.
Neymiş efendim yeni kabine hazırlanmış en başta da damat yokmuş. (Bizde görüyoruz o zıkkım sosyal medya da) buna inanan ve konuşan başta AK Partililere öyle kızıyorum ki. Yahu Allah aşkına sizler gerçekten bu kadar mı safsınız. Yoksa bize rol mü yapıyorsunuz? Reis ne dedi gitti. Siz neyin peşindesiniz, ne kabinesi yorumu yapıyorsunuz?
İki; vay efendim o tarihi görüşmelerde damat Reis’in hemen sağında oturuyormuş da, yok ondan önce damat şöyle imiş de yok bundan böyle imiş de.
En başta “AK Partiliyim” diyen, “Reis bir tane” diyen, “Reis gibi yiğit lider gelmedi”, “Reis, Trump’a diz çökertti meletti”… diyenler siz bu dedikodular ile kime zarar veriyorsunuz, fakında mısınız?
………….
Neyse daldan dala atlamayalım.
Tekrar bizim Emrullah’ın Konya’ya da 60 bin kişilik cami yapılsın teklifine gelelim.
Allah rızası için bir şey söyleyeyim. Hangi aklıselim insan Allah’ın evi için yapılmasın der? Belki sizler kadar iyi Müslüman olamasalar da buna ben de dahil, elbette tartışılmasız sizin kadar mükemmel Müslüman olamasam da kim Konya’da cami yapılmasın der? Ya da diyebilir?
İsteyen yapılsan desin. Kendine güvenen de çıkıp yapılmasın desin… İster Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay yapsın isterse Rektör Prof. Dr. Mustafa Şahin Hoca da külliye kütüphane yaptırsın. Hiç de umurumda değil. Nasıl olsa bizde para çok, Konya’nın yeni Çamlıca’sını da yaptırmak için isteyen istediğini yaptırsın.
Beni buraya kadar hiç kimse ilgilendirmez.
Ama direkt kulağıma söylediler. Dahası yazdılar beyler yazdılar. Konya’ya Çamlıca gibi bir cami yaptırın diye Reis talimat vermiş. (miş..)
Buna vallahi de inanmıyorum billahi de inanmıyorum.
(Bugünden itibaren Külliye’deki dostlara ulaşmaya çalışıp bu konuyu da araştıracağım )
………………..
Haaa Reis talimat verdi ise o yiğit çıkacak herif gibi Reis istedi Konya’ya 60 bin kişilik, hatta Konyalı büyük sever 160 bin kişilik en büyük camiyi biz yaptıracağız der. Bu Konyalı da yaptırır. Bunda hiçbir sıkıntı olmadığı gibi şüphemiz de yok. İnşallah nasip olursa inşallah bizde bir gün o camide namaz kılarız.
Yahu bakın yakın zamanda biz bu şehir ve şehri yönetenler yüzünden nasıl Sayın Cumhurbaşkanımızın günahına girdik ve birileri de hala giriyor.
Hatırlayın mevcut Atatürk Stadyumu’nun yerinin Millet Bahçesi olacağının açıklanmasının ardından hemen buraya kazma kürek yıkım işine girdik.
Aradan belli bir zaman geçti.
Şehri yöneten kendileri konuşmaya başladılar.
“Şu ağaçlar kesilmeseydi.
Şu tenis kort hele hele kapalı kart yıkılmasaydı.
Şu açık alan basketbol potaları kalsaydı.
Hele hele tartan pist kaldırılmasaydı da insanlar yine her gün 24 saat yürüyüş yapsalardı….”
Bir gün dayanamadım sordum “Abi Reis bilmiyor muydu da siz bunu yaptınız?”
“Reis nereden bilecek Uğur Abi?”
“Abi Reis elbette buranın konumunu durumunu bilemeyebilir. Peki kimse bunu Reis’e böyle anlatmadı mı söylemedi mi?”
“Uğur abi Konya’da hangi babayiğit çıkıp da bunu Reis’e söyleyebilir”…
İşte o zaman size ancak kocaman bir yuuuuuuuuuuuh çekilir.
Bu millet hala Sayın Cumhurbaşkanının talimatı ile o yerler dümdüz başıboş hale getirildi diye kızıyor. Siz Reis’in günahına girdiniz siz. Yine siz.
…………..
Namaz kılmak dedik yaaa. Tekrar oraya dönelim.
Bunu ortaya atanlar ve aferin alanlara şunları da söylemek zorundayız. Bizim mahallenin camisinde vakit namazında değil, Cuma namazında değil bayram namazında cemaat iki saf olmuyor. Ki bu caminin eski imamı müdavimi de bir vekilimizin babasıdır. Kulakları çınlasın muhteşem nur yüzlü güler yüzlü beyefendi mi beyefendi mi bir hacı amcadır.
Bunu bilerek yazıyorum. Allah günahlarımızı affetsin önce de benimkini… Namazı bile gösteriş için kılıyoruz yaaa.
Bu bir iddia değil içinde benim de yaşadığım bir tespittir.
Ben diyeyim beş yıl, siz deyin altı yıl öncesi idi.
Bizim bir grubumuz vardı. Her Cuma sabahı, sabah namazına Kapı Camii’ne giderdik. Konyalı olup da bu camimizin özelliğini bilmeyenimiz yoktur değil mi?
Neyse her Cuma sevinçle inanarak gece yarısı bu camimizdeyiz. Hem de öyle erken gidiyoruz ki yemin ediyorum ya 30 kişi vardır ya da yoktur.
Gel zaman git zaman camii öyle bir dolmaya başladı ki. Olay muhteşem bir hal aldı. Yaşlısı genci dahası çocukları ile camii cemaati muhteşem oldu.
Yalnız bir şeyler benim günahkâr kafama ters gitmeye başladı.
Nasıl mı?
Aşağısı adım atılamayacak şekilde dolu dolu yaa, yukarı da tahminen öyle. Ancak hanımlar yukarıya çıkarken öyle bir gürültü yapıyorlar ki öyle bir konuşuyorlar ki dahası arada öyle kahkahalar atıyorlar ki aşağının havası kaçıyor.
Namaz bitiyor çıkıyoruz. Hanımlar şadırvanın bir yanında bekliyor. Cemaatin bir kısmı da caminin falanca yerinde. Allah Allah…
Namazdan çıkıyoruz dört dörtlük öğlene değil akşama kadar acıkmayacak şekilde ziyafet faslı.
Ve en acısı da ziyafet anında telefonlar elimizde yaaa “Anaaaa falanca da namazda varmış, filanca da bizimleymiş”…
Nereden çıktı bunlar?
Çünkü namaza gelen yer bildirimi yapıyor. Caminin içinden selfieler, öz çekimler paylaşılıyor.
Bir gün namaz çıkışı heyheylerim geldi, tepem attı ve bizim grubun başkanına herkesin içinde dedim ki “Abi bir dahaki cumaya ben yokum. Bu iş namazdan çok namaz reklamına döndü. Ama arzu ederseniz bizim grupla her pazar sabahı aynı şekilde bu camiye gelmeye varım…”
………..
Sonuç mu? Bizim mübarek gruptan kimsenin pazar günü yataktan kalkıp da Kapı Camii’ne gelmeye keyfi yetmedi.
Beyler, beyler namaz insanla Allah arasında bir kulluk görevidir. Sosyal medyada paylaşımlar ya da yer bildirimleri için değil.
…………..
Yazıyı noktalayalım. Adamın biri yazmış;
“T.C. Diyanet İşleri Başkanlığı 2018 istatistiklerine göre Türkiye’de toplam 88 bin 39 cami bulunuyor. 31 Aralık 2017 itibariyle paylaşılan verilere göre Türkiye’de en çok cami olan il 3 bin 403 cami ile İstanbul olurken ikinci sırada 3 bin 183 cami ile Konya yer alıyor. Ankara’nın nüfusu Konya’dan oldukça fazla olmasına rağmen Konya’da daha fazla cami bulunduğuna da özellikle dikkat çekmek gerekiyor.
Bundan tam 1,5 yıl önce 3 bin 183 camimiz varmış. Aradan geçen 18 ayda kabaca 3 bin 650’yi gördük diye kabul edelim.
Basit bir hesapla twitter’de goy goy yapan bu yüreği temiz genç kardeşlerimiz her vakit ayrı bir camide namaz kılsa 365x5:1825.
Yani Konya’nın kayıtlı tüm camilerini 2 yılda tamamlayabilirler. Durum böyle olunca yok büyük camiymiş, yok sembol olacakmış. Bu kadar caminin olduğu ve maalesef doldurmadığımız yerde büyüklük sevdasına kapılmak da neyin nesidir?”…
…………
Şimdi sizler bizi böyle yazdık görüşümüzü kıvırarak değil herif gibi ilan ettik diye trollerinizi devreye sokar cami düşmanı, Allah muhafaza dinsiz filan da ilan etmeye kalkarsınız. Ne diyelim. O da sizin mayanızda vardır der geçeriz.
Bir gün Peygamberimiz (SAV), sahabîlerden birinin abdest alırken suyu israf ettiğini görür. “Bu israf nedir?” diye sorar. Bunun üzerine sahabî, “Abdestte israf olur mu?” diye karşılık verir. Peygamberimiz (SAV): “Evet, akan bir nehrin kenarında bile olsan, normal bir miktarın üzerinde su kullanman israf olur.” buyurur.
Biz suyun bu tarafındayız. Tabii anlayana, tabi ki anlayabilene.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Bir bak bakalım kendimize:
Akıllı mısın? Zeki misin? Zengin misin?
“Akıllı: Dünyayı sevmeyen; Zeki: Aldatıcı ve yalan zevklere aldanmayan; Zengin: Allah Teâlâ'nın takdir ettiğine razı olandır."
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Fatih Işıklar-Özalkent hattında çalışan 42M 842 Plakalı minibüs Dedeman Kavşağının içinde durarak bir kişiyi değil bir aileyi çoluk çocuk indirmediği zaman daha iyi ADAM oluruz.