Şu FETÖ olayı her geçen gün beni sarsmaya, duyduklarımla hasta olmaya, anlatılanlara ruhsal bunalıma girmeye başlıyorum.
Bakın 15 Temmuz’dan yıllar önce, bugünden tam 10 yıl önce hani şimdi sözüm ona bugün Reis’çi geçinen pek çok sahtekârın, ucuz kahraman sünepelerinin arkamdan güldüğü, ellerinden gelse davul zurna çaldıracakları geceyi günü yaşamıştım.
O günün Konya polisinin 1 numarası İçişleri Bakanlığı Emniyet Teşkilatının göz bebeği, bugünün ise kırmızı bültenle aranan ve Amerika’da olduğu sanılan isminin düğmeye basması ile gözaltına alınmadan pek çok şeyi biliyordum. Bildiklerimi de yine o gün için “devlet görevlisi” sandığım isimlere tek tek samimiyetle aktarıyordum. Haaa bunların içinde ne acıdır ki o günün Ak Partili Bakanları vekilleri de vardı. Ahhhh. Ah…
Yani bugün FETÖ denilen olay benim için hiç de yabancı değildi.
Büyük Allah’ım o gün o gece beni çok sevmiş ve korkunç tuzaktan 16 saat sonra kurtarmıştı.
Aradan aylar geçmişti. O tuzağın kurucularından birisi bana şu soruyu soruyordu, “Uğur abi sen kimsin? O gece nasıl kurtardın kendini?” …
Haaa o gece ne olduğunu hâlâ bilmiyorum. Sadece yüce Rabbimin bir lütfu diyebiliyorum.
Neyse bir gece 15 Temmuz oldu.
Bu samimi temiz millet 15 Temmuz gecesi ama canını verdi ama kanını döktü ama evinde oturup dua etti FETÖ’yü gördü.
Ve o gece düğmeye basıldı.
Devletin gerçekten devlet kesiminde yer alan askeri, polisi, istihbaratçısı devletin safında, sahte devletçiler de duvarın dışında yeni bir mücadele başladı.
Şükürler olsun bu noktaya gelindi.
…………..
Lafı uzatmıyoruz.
Ve benim için filmin koptuğu elektriklerin geldiği dakikaya gelelim.
Hafta sonunda Ankara ile iç içe AK Parti’nin, AK Parti öncesi de Milli Görüş’ün tecrübeli deneyimli bir abisi ile dertleşiyordum. Abimiz yıkkın durumda dahası şaşkındı.
Genel Merkezdeki yapılanma içerisinde öyle isimlerden söz ediyordu ki ona da şaşkındı.
FETÖ’nün dünyadaki en büyük rakibi ve düşmanı, bana göre de bugün devletin gerçek kahramanları ile omuz omuza alıp siyasi arenada FETÖ ile mücadele eden tek isim ya da şöyle diyelim birkaç isimden birisi olan Sayın Cumhurbaşkanımız kriptocu FETÖ’leri tek tek temizliyordu. Büyük bir kısmını da öyle toz kaldırmadan ya görevden alıyor, ya kendilerinin kuzu kuzu gitmeleri için köşeye sıkıştırıyordu…
Sonuçta evde bir temizlik yapıyordu.
Ancak gelin görün ki parti genel merkezinde son yapılan görevlendirmeler içerisinde mesela bir isim söylediler. Bu adamın vekil olmasını isteyen ve referans olup kefil olarak ismini yazdırdığı adamı Reis, partiden atmıştı.
Eeeee şimdi o dünün büyük abisi bugün kapı dışarı bırakılmışken o zatın kefil olduğu isim partinin yeni yapısında yine koltuğunu buluyordu.
Olmaz vallahi de olmaz billahi de olmaz.
…………
Aradan 48 saat geçmişti yemin ediyorum gece ağrı kesici içip yattım. Şu anda hâlâ başım ağrıyor. Yazı İşleri Müdürümüz Hüseyin bu yazının başlığını okuyunca “Uğur abi hâlâ akıllanmadın, kaşınıyorsun. Sen sokakları, caddeleri, trafiği, gece atılan havai fişekleri, pompalıları yaz. Ben senin bu yazından sorumluluğu kabul etmiyorum. İstersen altına da not düş. Bu yazıdan yazarın kendisi sorumludur de” diyordu.
……………
Galiba bizim Hüseyin haklı. Bizim millete FETÖ’yü anlatamazsınız.
En iyisi un fiyatının nasıl ikiye katlandığını yazayım. İsterseniz bırakın demiri sacı, aldığımız simidin üzerindeki susamın bile dışarıdan geldiğini ve direkt olarak dolardan nasıl etkilendiğini mi yazsam ki?
……………….
Kusura bakmak yok arkadaş herkes bunu böyle bile “ben artık bu FETÖ’den şimdi korkmaya başladım.”
Allah’ım sen beni affet ve koru.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Musalla taşındaki her cenaze kürsüye çıkmış en büyük hatiptir. Ölüm var ölümü unutma
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Bazı pazarcı esnafının poşete çürük mal koyma işinde birazcık da olsa insaflı olmasını sağlayabildiğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.