1992 yılında Birleşmiş Milletler aldığı bir kararla, 3 Aralık gününü “Uluslararası Engelliler Günü” olarak ilan etti. 3 Aralık gününün “engellilerin topluma kazandırılması ve insan haklarının tam ve eşit ölçüde sağlanması” amacıyla tanınması istendi.
Türkiye’de nüfusun yüzde 12.29′u yani 8.5 milyon kişi engelli. Erkeklerde bu oran 11.10, kadınlarda yüzde 13,45 …
Şimdi gelin engelliler gününde empati yapalım.
Peki empatiyi kim yapacak? Tabi ki engeli olmayanlar ve en başta yerel yöneticiler…
İlk önce ortopedik engelli olup, tekerlikli sandalyede oturup, kaldırımlarda ve yollarda bir gezer misiniz? Yaptığınız rampalardan çıkıp- inin... Bir de asansörsüz resmi binanın bir üst katına çıkmayı deneyin… Sonra da tuvalet ihtiyacınız geldi, sizin yaptığınız tuvalete girip ihtiyacınızı giderin, durum nasıl?
Birde görme engelli olup gözlerinizi bağlayın. Yaptığınız sarı yer döşemelerini bir takip edin bakalım önünüze ne engeller geliyor? Ya da hangi çukura düşüyor? Ya da hangi direğe çarpıyorsunuz? Bir deneyin.
Elinizin-kolunuz olmadığını düşünün ve bu uzuvlarınızı bağlayın, yemek yemeye-yazı yazmaya çalışın, olmuyor mu?
Kulaklarınıza pamuk tıkayıp dışarı çıkın, birde ağzınızı bantlayın bakalım. Kuş seslerini, sevdiklerinizi duyamadığınızı düşünün, ya da içiniz daraldı, hani hepimiz içimizi boşaltırız konuşuruz ya, bantlı ağızla bir de siz deneyin…
Birde benim kızım gibi, beyin felçli zihinsel engeli, ortopedik engeli, konuşma engeli, tüm engelleri birden taşıyanların yerine geçin, 1 günlük bunları bir deneyinde yöneticilik nasıl yapılır görün, ya da bu konuda sivil toplum kuruluşlarını, yapacağınız projelerde, iş ortağınız-fikir ortağınız yapmayı bir gözden geçirin.
Geçen dönem Meram Belediye Başkan Aday Adayı oldum. Onlarca projemin içinde, engelliler ile ilgili o kadar çok projem üretim ki, acaba bu projeler ile kaç kişi ilgilendi? Kaç kişinin dikkatini çekti dersiniz?
Bakın, engelli ailelerinin en çok sorduğu ve merakı biz öldükten sonra bu meleklerimize kim bakacak?
Evet o melekler için 3 yıldır üzerinde çalıştığım projeyi Meram ilçemizde, Türkiye de ilk ve örnek olacak olan projeyi her ortamda anlattım, peki ne oldu? Kim aradı kim sordu? Getirin bakalım, değerlendirelim diyen oldu mu? Maalesef hiç kimse olmadı…
Yine söylüyorum, siz duyunda belki birilerinin kulağına sizler fısıldarsınızda bizden bu projeleri isterler ve uygularlar. Bizim niyetimiz siyaset yapmak değil engelliye hizmet etmek. Ben engelli babasıyım evet ateş düştüğü yeri yakıyor.
Kanunda 2. Derece doğal sit alanları kamu yararına kullanılabilir diyor. Biz araştırdık bizim ilçemizde de 100 dekar üzerinde böyle araziler var. Bu arazilere, YAŞLI ENGELLİ BAKIM VE MESLEK EDİNME YAŞAM MERKEZİ kurulabilir diye yetkililere hem hatırlatıyorum, hem de bir kez daha sesleniyorum.
Cumhurbaşkanımız – Başbakanımız Engelliler konusunda o kadar hassas ki ama sonrası maalesef gelmiyor. Aile Sosyal Politikalar Bakanlığında, Yaşlı ve Engelli Genel Müdürü koltuğu aylardır boş. Milli Eğitim Bakanlığı, Engelli ve Rehberlik Genel Müdürü, engelli mesleği ile alakası olmayan, bir yönetici. Böyle olunca da, engelli eğitimi konusunda maalesef yaprak kıpırdamıyor. Engellilerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısından randevu istiyoruz, geri dönüş yok.
Hangi birini sayayım, bizim gibi Engelliye Hizmet için gönüllü aileler kimseye ulaşamıyor, problemleri aktaramıyorsa ENGELLİ HAFTASI kutlamanın ne anlamı var? Bu 23 Nisan kutlaması değil. Bu haftanın kutlaması farkındalık oluşturmak, engellinin yaşamına kol-kanat germektir.
Sorun çokta sizi duyan olursa, size sabrı olan var ise, biz buradayız her göreve hazırız, Engellinin Emrindeyiz.
Sözün özü “Ehil olmayanlara sabretmek, ehil olanları parlatır.”