Ömrümüzde yapmadığımız bayram tatilini yaptık. Bugüne kadar görmediğimiz kadar uzun bir bayram havası yaşadık. Amma velakin gelin görün ki şehir dün hâlâ bayramlaşıyordu. Aslında sosyal bilimcilerin bu konuda çok iyi bir çalışma yapması gerekir. Gerçi 80 milyonu bir kefeye, Reis’i bir kefeye koyacaksın.
Bu milleti en iyi bilen, tanıyan, tahlil eden ve yöneten Reis ne derse, o oluyor.
Reis diyor ki “kriz yok”. Millet ayağa kalkıyor “Ne demek kriz yok? Öldük bittik. Yandık, perişan olduk….”
Aradan üç gün geçiyor kriz, dokunmak şöyle dursun yanımızdan zıldırıp gidiyor.
Reis diyor ki “Siz bırakın kurdaki oynamayı yastık altındaki dövizlerinizi altınlarınızı bozdurun. Oralarda para çok”… Millet yine ayağa kalkıyor. “Yastığın altında para mı kaldı? Borç içinde yüzüyoruz. Aldığımız kredileri bile ödeyemiyoruz”…
Aradan üç gün geçiyor bayram geliyor. Hele ki bu bayram masraflı bir bayram, ama o de ne?
Millet hem kurbanını kesiyor (Allah kabul etsin) hem tatilini yapıyor hem de sırt üstü yatıyor. Parası olan yurt dışına da çıkıyor, Ege’den Akdeniz’e, Karadeniz’den Doğu Anadolu’ya tur da yapıyor.
“Hiç param pulum yok. Evde bebeler aç. Ev kira. Dikili ağacım yok” diyenimiz ise çoluğu çocuğu atıyor arabaya ver elini köye gidiyoruz. Adı üstünde Sıla-i Rahim yapılması gerekir, sevap ya.
Sonuçta şu uzun bayram tatilinde ister paran kadar, istersen borcun kadar ye, iç, yat.
Ne kadar tatil yaparsan hayat sana bana o kadar güzel.
………….
Diğer taraftan düne kadar bankalara sövenler, faizler yükseldi diye ağlayanlar soluğu yine bankalarda almışlar. Bir yanda yapılandırma yapılacak, diğer yanda imar affı, öbür köşede ise bedelli askerlik…
Tabii ki hepsi faizli para ile.
………….
Bu çelişkiler yumağında insanlarla konuşuyorsun. Maşallah kim ağzını açsa herkes ekonomi profesörü olmuş.
Ağzını açan bakandan da iyisini biliyor, hatta Reis’ten bile iyisini bilenler var. Hemi de çok iddialılar.
……….
Dökme su ile olmayan paramız ile epey bir saltanat sürdük değil mi?
Bu havaya alıştık da. Buradan asla geri adım atma yok. Kafayı arka çevirmeye, nereden geldiğimizi hatırlamaya da gerek yok. Bizim gibi sahte yiğitlere yakışmaz!...
………..
Şimdi diyeceksiniz ki bu yalan dolanla, akka tokka kandırmaca ile nereye kadar?
Siz rahat olun bu oyuna kendimiz de inandık artık. Herkes rolünü kaptı. Artistlikte üstümüze de yok maşallah.
Hayırdır yine birilerinin o klasik muhalefet seslerini duyar gibi oluyoruz.
Yaz bitti, güz mü geliyor?
Gelsin…
Odun kömür, doğal gaz faturalar mı?
O da ne?
Çoluk çocuk, okul mektep, kışlık yeni masraf mı?
Hadi canım geçin oradan.
…………….
Allah aşkına bundan sonra kim “yandık”, “öldük”, “bittik” derse inanmıyorum. Bir tane açlığından öleni mi var? İşsizim, diyene iş mi yok? Hangi işveren ile selamlaşsak “Çalışacak adam yok” diyor devam ediyor “İhale alıyoruz. İş var. Sonunda da iyi para var. İşçileri topluyoruz. Gelin arkadaşlar mesai yapalım cumartesi, pazar, gece çalışalım. Mesainizi vereyim diyorum. Hiç kimse kabul etmiyor. Bizim bir hafta sonumuz var tatilimiz var. Parası ile de çalışamayız diyorlar” diyor. Akıl, hafıza almıyor.
Ama masa başı olacak. Asgari ücret de olmaz. Dolgun ücret olacak… Olacak da olacak…
Şöyle dönüp bir aynaya bakıyorum. 41 yıldır çalışıyoruz. Daha hiçbir patronumla işe başlamadan üstelik de kendim başvurmadan, davet edildiğim halde böyle bir istekler paketi sunmadım.
Zaten işi bilenler de diyor ki iş en sonunda hukuka gitse “işçi işveren davasında her zaman için işçi haklı, karı koca davasında kadın haklı”…
Herkes ama yasal ama gayri yasal bir hak peşinde, yalan dolan, helal haram birbirine girmiş.
Hak, hukuk, adalet mi?
O da ne ki?
……………….
Amaaan siz bırakın beni.
Bana bakmayın. Dün daraldım. Kimse burnundan kıl aldırmıyordu ama herkes alacaklı idi. Sorduğumuz zaman da herkes sırt üstü yatmış yediklerini sindirememekten yana dertli idi.
……………
Bugün yereli unuttuğumu sanıyorsanız yanılıyorsunuz.
Havanın sıcaklığı gibi içim yanıyor içim.
Trafikmiş, geçimmiş, yolmuş, iskânmış, yoğunluklu arazı imiş… geçinnnnnnn.
Geçin beyler geçin bunları.
Dün sabah şehir merkezinde şehrin göbeğindeki yeşil alanların rezilliğini görecektiniz. Temizlik görevlileri yani çöpçü kardeşler bayram boyunca 24 saat bizim b……muzu temizlemeye çalıştılar.
Zengini de fakiri de mangal yaktığı, çay kola içtiği yeşil alanları öyle iğrenç bırakmıştı ki insanlığımdan utandım.
Geçenlerde sosyal medyada Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma Daire Başkanı Ceylani Kılıç Bey sosyal medyada şu aşağıdaki paylaşımı yapmıştı;
………..
Ceylani abi bu, bize az bile…
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Matematikte sıfır ne ise insanda da kibir odur. İlim, amel, makam, şöhret çarpı kibir eşittir sıfır.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Yatmaktan çok, çalışmayı, üretmeyi ve kendi işimizi en iyi şekilde yapmaya çalıştığımız zaman daha iyi ADAM oluruz.