Ben başka ülkede yaşayamam diye bir söz var ya, tam da bu Konya için söylenmiş bir söz gibi. Atatürk Stadı’nın 2 Nolu Sahası’nda çimler sökülerek pazar yeri haline getirilme çalışması yapılıyor ya vallahi içim kan ağlıyor. Tam bir trajedi. Böyle bir uygulamayı dünyanın hiçbir yerinde göremezsiniz. Ama burası Türkiye ve burası Konya. Burada yapılan her şey normal. Nasılsa kimseden çıt çıkmıyor. Bu şehir, yabancıların hayret edeceği ve toplum baskısı yüzünden uygulamaya çekindikleri şeylerin olağan olduğu bir şehir. Dünyanın her yerinde yeşile önem verilirken, burada Mevlâna Türbesi etrafındaki yeşiller yok edilerek taşlaştırılır ve etrafına mermerden banklar yapılır, kışın soğuktan, yazın da sıcaktan oturulmaz.
Sıkışan trafiğe alternatif yollar açmak yerine yol kenarlarını rant uğruna park yapacak ve çoğu yolu da yaya yolu adına kapatarak trafik sıkışıklığına neden olacaksınız, belediyenin asli görevi olan hizmetten uzaklaşıp ticaret yapacaksınız, adını da hizmet koyacaksınız.
Bu ülkede spor niye gelişmiyor diyeceksiniz, sonra da spor alanlarını şehrin dışına taşıyacak, kapılarına da kilit vuracaksınız.
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan spora bu derece önem verirken, onun gölgesinde makam sahibi olan idareciler ve bürokratlar, sporu ve spor ruhunu öldürmek için elinden geleni yapıyorlar. Bu ne yaman çelişki böyle anlamak mümkün değil. Merak ediyorum, dünyanın neresinde bir spor sahası, pazar yeri yenileme çalışması yapılacak diye pazarcılara yer açmak için çimleri kaldırılarak pazar yeri haline getirilir. Ve bunu da haklı göstermek için pazarcıları ve halkı mağdur etmemek adına böyle bir geçici çalışma yapıldığı söylenir. Düşünceleri ne derece doğru bilinmez ama şehrin merkezinde ki spor ve yeşil alanların ölmesi için büyük bir adımdır bu. Ama bir gerçek var ki, bu stat yeri ya ranta kurban edilecek ya da gereksiz bir betonlaşma uygulamasına.
Konya’da sanki geçmişte olduğu gibi sadece bir tane pazar kuruluyor. Bu siyasilerimiz ve bürokratlarımız hâlâ geçmişte mi yaşıyorlar? Ne mağdurundan bahsediyorsunuz beyler, Konya’dan haberiniz mi yok? Haftanın her günü Konya’nın değişik semtlerinde zaten pazar kuruluyor. Yenileme çalışması süresince muhacir pazarı kullanılmasa ne olur ki? Millet meyve ve sebzesiz mi kalır?
Ne gariptir ki, bu uygulamaya ne İl Spor Müdürlüğümüz, ne Amatör Spor Kulüpleri Federasyonu, ne Spor Genel Müdürlüğü karşı çıkıp tepkilerini koymuşlardır. Ne de bir sivil toplum kuruluşu. Konya’daki yok olan ve ayakta kalmaya çalışan amatör spor kulüplerinden de hiç tepki yok. Şehir betonlaşıyor, spor alanları ve yeşil alanlar yok oluyor, kimseden çıt çıkmıyor. Çıt çıkaranın da kırmızı kalemle üzeri çiziliyor.
Demek ki herkes halinden memnun. Herkes kayıtsız şartsız itaat peşinde. Kimse doğruyu yanlışı söylemek düşüncesinde değil. Herkes “padişahım çok yaşa” düşüncesinde. Kimi menfaatten, kimi kayıtsız şartsız biatten, kimi de nemelazımcılıktan dolayı. Hal böyle olunca da, yerel siyasetçiler ve bürokratlar doğru yaptıklarına kendilerini inandırıp, yola devam etmekteler.
Sessiz kalmaya devam edin beyler, devam edin. Siyasi iradeye başkaldırın demiyorum ama bu şehirde hepimiz yaşadığımıza göre sosyal vatandaşlık hakkımızı kullanmak, bazı şeylere de dur demeye, doğruyu anlatmaya ve yanlışlara karşı koymayı bilelim. Bu hepimizin vatandaşlık hakkı ve görevidir. Ya da siz uyumaya devam edin, amatör sporu yok etmeye, kenti betonlaştırmaya ve hayatı zorlaştırmaya çalışanlara şakşakçılık yapmaya devam edin.
Asıl merak ettiğim konu da şu. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan mı daha etkili, yoksa yerel siyasetteki spor ruhunu ve şehrin yeşil alanlarını, yeşil alan olması gereken yerlerini ranta tevdi etmeye çalışan yerel idareciler mi? Yanlış hatırlamıyorsam Cumhurbaşkanımız bir Konya ziyaretinde Ticaret Odası Meclis üyelerine konuşma yaparken, meclis üyelerinin bu eski stadın yerine ne yapılacağı konusunda sorulan soruya, şehrin nefes alanı olacağını ve oranın yeşil alan olarak değerleneceğini söylemişti. Bekleyelim görelim bakalım, el mi yaman, bey mi yaman? Cumhurbaşkanımızın sözü mü geçerli, yerel siyasetçilerimizin mi?