Konyaspor tarihinde ve üst üste ikinci kez UEFA Avrupa ligine katılma başarısı gösterdi. Konyaspor dışında ülke futbol kamuoyunda Konyaspor’un bu seviyede olmasından hoşnut olmayan bir dünya insan olduğu gerçeği şöyle dursun, şehrimizde sporun içinde, kenarında, yanında veya sporla alakası olmayan bir dünya insan pusuya yatmış Konyaspor’un başarısızlığını bekliyor. Ortalığı karıştırıyor.
Olimpik Marsilya takımı şu günlerde içi yıldızlarla dolu, kötü günler geçiren, PSG ve Monaco’nun hatta Lyon’un gölgesinde kalmış görünebilir. Müzesinde üst düzey 25 kupa olan bu takım, Şampiyonlar liginde 1990-91 sezonunda finalde penaltılar ile kaybedip iki yıl içinde Kupayı kaldıran tek Fransız takımı. Üstelik totalde de Fransa’nın sayı olaraktan da en fazla kupa alan 2 takımından biri, şimdi bütün bunları neden yazıyorum.
Perşembe günü Pusula TV de yaptığımız programın ardından, maçı Konyasporlu arkadaşlar ile izleyelim diye birkaç mekân gezdik zaman kısıtlı olduğu için, birkaç tıka basa dolu yer gezdikten sonra izlemek için birkaç dakika kaçırsak da hatırı sayılır bir topluluk ile izleyebilme imkânı bulduk. Hoca elindeki kadro içinde çıkartabildiği kendince en iyi 11’i çıkardı.
Kaçan her pozisyondan sonra, yapılan her hatadan sonra kulaklarıma inanamadığım küfürler duydum. Takımın yediği her küfürden sonra Hasan ile sadece birbirimize bakakaldık. Serkan’dan tutun en uçtaki adama kadar, oyuna sonradan giren 3 adama kadar hepsi küfürden nasibini aldı. Uzun zamandır böyle bir ortamda maç izlemiyordum. Hep mi böyle yoksa yönetime, teknik heyete tek maçlık tepkimi bilmiyorum, çok şaşırdım. Hayır ben oynayacak değilim. Oyuna girmeyen, Selim, Flipoviç, Eren’den hangisi girse maçı kazanırdık ? Kulübede Radamel Falcao vardı da hocamı almadı diye sordum kendime.
Tecrübe farklı şöyle dursun. İlk 11 değerleri 100 milyon ile 13 milyon olan iki takımın Fransa’da yaptığı maçı, çok ciddi hakem hataları ve yanlı kararları ile 1-0 kaybediyorsun. Takdir hakları, verilmeyen penaltı, direkten dönen top ve Serkan’ın kurtarışları maçta aklımızda kalıyor. Ezilmiyorsun, organize bir atakla gol yemiyorsun, ölü top dediğimiz, duran toplarda bir anlık zaafı değerlendiren, Türkiye’de bir çok takımın almak isteyip de alamadığı adam çıkıp golü atıyor. Yerden yere vuruyoruz. İstanbul takımlarını tuttuktan sonra Konyasporlu olan arkadaşların tepkisi olduğunu düşünüyorum. Ali Çamdalı krizinden dolayı duygusal davranılabilme olabilir diye düşünüyorum.
Hocayı sevmeyebilirsiniz, takımı sevmeyebilirsiniz, şehirden hoşlanmayabilirsiniz, ama mağlubiyeti hocanın ağzındaki sakıza bağlamak neyin kafasıdır anlamış değilim. Ben oyun sistemini beğendiğim futbola bakış açısını sevdiğim bir çoklarının nefret ettiği Aykut Kocaman yönetiminde neler yaşamıştık hatırlamak isterim. Galatasaray ve Gençlerbirliği maçlarından 5’er gol, UEFA Avrupa liginde 1 puan alan -10 ile grup sonuncusu olan Tarihin en iyi sezonunda İstanbul’da Beşiktaş’tan 4-0 lık sonuçla mağlup ayrıldığımızı hatırlatmama gerek yok sanırım o zaman bile bu tepkiler olmamıştı. Aslında her şey yaklaşık 40 gün önce süper kupada oynanan ekstra oyun ve alınan kupa ile başladı. O günden itibaren yaşanan krizler belki 95 yılda hiç üst üste gelmedi. Türk Futbolunun sevilmeyen yüzü olmakla kalmadık, nasıl bir nifak sokulduysa artık, nasıl çıta zirveye çıktıysa, Avrupa’nın ve Fransa’nın saygın kulüplerinden biri olan Marsilya’ya yenilmeyi hazmedemiyoruz.
Türk futbolunun durumunu bu maçla özetlemek gerekirse, bugün Bayern, Barça veya Madrid Marsilya’da puan kaybettiğinde yoğun eleştiri almaz ama bu takımlar hangi Türk takımı olursa olsun puan kaybettiklerinde yerden yere vurulurlar. Çıtayı yükseltmek ile Kendini los galacticos görme arasında bir çizgi vardır fakat bu çizgi ince değildir. Kendimize gelelim. Hocanın açıklamalarından da Ali Çamdalı Krizinin çözüleceği sinyalini ben şahsım adına aldım. O kriz çözülünce neyi beğenmeyeceğiz şimdiden düşünsek iyi olur. Beşiktaş maçından sonra olası bir mağlubiyette olacakları şu an düşünmek istemiyorum. Sanırım bellek oldu kendimize şehrimize bir format atmak gerek ne seviyedeyiz görmek gerek olmadı reset atalım Bu takım Marsilya’ya ezilmedi. Duran toptan yediği golle sadece maçı kaybetti. Bu takım belki gruptan çıkar yada çıkamaz, ama bu takım olur sabrederseniz olur taşlarsanız küfür ederseniz değil.
Maçın Sözü; Mağlubiyet, insana cesaretsizlik veren bir şey olacak yerde, insanı daha çok çalışmaya iten bir sebep olmalıdır.