BUGÜNÜN KÜÇÜKLERİ….BUGÜNÜN BÜYÜKLERİ

Ahmet Öztemel

Mesleğim gereği sürekli insanlarla diyalog ve gözlem halindeyim. Bir süredir komşularımın çocuklarını da gözlüyorum. Bisikletini bisiklet yolu yerine çimleri ezerek kullanmayı tercih eden, asansör ve koridorları kaykay pistine çeviren, oyun alanında oynamayı değil bir şeyleri kırmayı deneyen, çiçekleri koparan, bitkileri sopayla döven çocuklar görüyorum üzülerek. Yönetimle konuştuğumda uyardıklarında “adını söyle, seni kovdurayım” cevabı aldıklarını itiraf ediyorlar. Ebeveynleri “çocukların özgür ve özgüvenli yetişmeleri, mutlu olmaları her şeyden önemli, ağaç kırılırsa yenisi dikilir, kırılanlar değiştirilir ama çocuklarımız engellenemez” cevabını dillendiriyorlar. Böyle davranan çocuklar çoğunluk değil ancak kötü seyircinin iyi seyirciyi; kötü müşterinin iyi müşteriyi kovduğu gibi bir elin beş parmağını geçmeyecek sayıda çocuk/genç siteyi teslim alıyor maalesef.

Önce bir okulun velilere duyurusu gazetelere yansıdı. “Eğitim ailede başlar” başlıklı güzel yazıdan sonra Almanya’da da okul kitaplarının devlet tarafından dağıtıldığını ancak zimmetli verildiğini, kötü kullanımda bedelinin tahsil edildiğini okudum. Tüm bunları yıllardır tanıdığım, bence alanında ülkenin en iyilerinden değerli psikolog arkadaşım Sn.Erdal Poyrazlı ile konuştum. “Kişilik gelişiminde ait olmak ve sahip olmak önemli kavramlar. Bu çocuklar ait olmayı öğrenemiyorlar,çünkü içinde yaşadıkları çevreyi ; sahip oldukları nesne ve olguları korumaya yeterince güdülenmiyorlar. Yaşam alanlarının bir bileşeni olmak bilgisi kendilerine kazandırılmıyor. O park oyuncakları ile, asansör vb. gereçlerle etkileşim halinde olduklarını bilmiyorlar. Çocuk ve/veya genç kendisini yaşadığı alana ait hissetmiyorsa bu doğal olarak güçlü bir yabancılaşma duygusu üretir. Yabancılaşma modern kent yaşamının oluşturduğu bir çok davranış ve kişilik sorununa zemin oluşturur. Sahip olmayı öğrenemiyorlar bu da sahip olduğumuz varlıklardan kolay vazgeçmemize, iyi sahipler olamamamıza yol açıyor. Çocuklarının özgüvenli olması için değerlerini kırıp dökmesine göz yuman anne ve babalar bindikleri dalı kesmektedir. O çocuklar parktaki salıncakları tekmeledikleri soğukkanlılıkla vakti geldiğine anne babalarını da tekmeleyecektir. Çünkü çocuk sahip olmayı ve ait olmayı öğrenip içselleştirememiştir. Buna ailesi de dahildir. Almanya’da kitapların zimmetle ve ertesi yıl da başkalarınca kullanılmak şeklinde verilmesine gelince; bir nesneyi belli bir süre için belli bir özenle kullanıp muhafaza etmeyi öğrenen kişi sahip olduğu diğer ortak nesnelere de benzeri biçimde davranır mesela ortaklaşa kullanılan park oyuncağına”

Yarınların büyüklerine bugünlerin büyükleri iyi örnek oluşturmak zorunda. Kılavuz, sözler değil davranışlar zira çocukların gözünde. Burada da kötü örnekler var maalesef. Sabahları her klasik Türk erkeği gibi eşimi beklerken aynı saatte karşılaştığım komşuma “gününüz güzel geçsin” yanındaki evladına da “iyi dersler “dedim üst üste üç gün. Dördüncü gün komşum başka tarafa bakarak geçerken evladı seslendi bana “amca gününüz güzel geçsin” Amca hitaplı hiçbir cümle bu kadar mutlu edemezdi beni. Toplumsal saygının önemli bir alanı da trafik. Geçenlerde Sn. Özteke trafikte hak yiyenlere Diyanet’in hutbelerinde yer vermesi tavsiyesinde bulunmuştu. Ambulansa yolu zor verip sonra arkasına düşme yarışı yapan bir millet olduk. Trafikte araç kullanırken yaya olduğumuzu düşünsek yayalar ne kadar rahat eder elbette tersi de söz konusu. Keşke birbirimize yol verme nezaketi yerleşse günlük yaşamımıza.” Trafikte başkasının şeridine girmek kul hakkı, yol vermek ise aracın zekâtıdır” sözünü İskender Pala’nın Mesela kitabında okudum ve çok hoşuma gitti. Bir de trafikte hata yapanları uyarmak artık abartmıyorum ölüm tehlikesi. Hani şartlar eşit olsa saygısızlar kadar cesur olabiliriz belki de sizde tırnak makası bile yokken çoğu araçta bıçak, sopa, çivili tahta hatta silah olunca sessiz kalmayı tercih ediyorsunuz. Kazasız, belasız, kötü insanlarsız günler dilerim. Kutlu Doğum Haftamız ile Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız kutlu olsun.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.