Okullarda zilin çalması ile dün sabah şehir biraz daha erkenci dahası hareketli idi.
Kavşaklar tıkalı, kuyruklar uzundu. Olsun sonuçta herkes halinden memnun idi. Çünkü biz nasıl olsa “büyük köy” pardon “Büyükşehir”iz ya.
Ama sabah gördüklerimden ve yaşadıklarımdan bir kaçını yazmaz isem şişerim.
Mesela Meram Yaka yolundan İhsaniye Kavşağı’na giren yolu gözünüzde canlandırın. Sabah saat 8 suları. O bölgede okullarda zil çaldı mı çalmadı mı bilmiyorum.
Bildiğim ve yaşadığım ise düne kadar burada iki bilemediniz üç kırmızı ışık sonrası kavşaktan geçerdiniz. Ne var ki dün bu yola girdiğiniz zaman bırakın ışıkları görmeyi Hocafakıh alt geçidinde kalıyordunuz.
…..
Tahir Başkan’ın döneminde İhsaniye kavşağına alt geçit yapılıyordu.
O dönem de bugün de Başkanın A takımından olan abimize dedim ki, “Ben ne inşaat mühendisi ne çevre mühendisiyim. Ama yolları alt ve üst geçitleri vatandaş olarak sizden daha çok kullanıyorum. Bir de biz sizin gibi makam otosunun arkasında gitmeyiz direksiyonu bizzat kullanırız.
Abi buraya alt geçit yapıyorsunuz ama aynı zamanda buraya bir de üst geçit yapsanız da Nalçacı’dan geliş istikametinden Şeker yoluna gitmek isteyenler de üstten geçse otomobiller hiç durmasa altından da direkt geçişler olsa. Yani yol her yönden aksa.”… gibi bir şeyler demiştim.
Hiç unutmuyorum abim beni her zaman ki haliyle gailesiz gailesiz dinledi ve dedi ki;
“Uğur abi olaylara çok yanlış yaklaşıyorsunuz. Bir kere adı üzerinde burası Büyükşehir, Büyükşehir’de yaşıyorsan Büyükşehir’in iyi kötü yanlarına katlanacaksın, yani trafikte de beklemeyi öğreneceksin.”… !!!
…..
Sadece “Vay be” deyip bizi yönetenlerin bir kavşağa bakış açısı ile biz amelelerin çektiklerini düşünmüş ve önce kendi adıma sonra şehir insanı adına bayağı rahatlamıştım(!)
……
Bakın artık metro filan yazmıyoruz değil mi? Yazmamamız pes ettiğimizden teslim olduğumuzdan filan değil.
Çünkü yine Başkanımın çok bilmişleri bizi dolaylı olarak metro konusunda sürekli olarak fırçalatıyor ve “Öyle kafadan metro olmaz. Metro olması için şu kadar yolcu sayısı olmalı. Bu kadar mesafe olmalı. Bunlar herkesin bileceği anlayacağı işler değil. Bir kere fizibil olmalı” dedirtiyorlar. Yani bizim bu yeni masala şartlanmamızı istiyorlar.
……
Dün sabah bir kanalda canlı yayında üniversite hocaları anlatıyorlardı. Not aldım.
“Nüfusu 750 bini geçen şehirlerde kesinlikle metro olmalı. Tramvay hafifi raylı sistem şehir insanını oyalamak içindir. Eğer nüfus 750 bini geçmiş ise ve orada metro yoksa o belediyenin zararı yıllık yarım milyar TL’dir”…
Hadi siz yine bana bakmayın. Biz kara cahil, yerel bir gazeteciyiz. Ne anlarız ki böyle derin işlerden?
En iyisini bizi yönetenler bilir. Onlar her şeyin en doğrusunu yaparlar. Çünkü onlar yürümezler. Çünkü onlar tramvaya, belediye otobüsüne ve minibüse binmezler. Otomobillerini bile mecbur kalmadıkça kullanmazlar.
Onun içinde önemli olan pratik değil teoriktir.
Bizim gibi rahatsız olanlar ya da itirazı olanlar da gitsin “Beyaz masa”ya, “Açık masa”ya ya da ilk gördükleri ağacın karşısına geçip konuşsunlar.
Nasıl olsa kaale alan yok. Hatırlar mısınız askerde direklere selam durup tekmil verilirdi. Tıpkı öyle işte.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Bazıları "YALAN" olur bazıları "YILAN" çok nadirdir şu dünyada "ADAM" gibi insan kalan…
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Öğrencilerimiz bisikletlerini kaldırımda sürmedikleri zaman ADAM oluruz.