Büyük Patlama – Esir Maddesi ve Higgs Alanı (2)

Sami Kurt

Bu yazımızda çok merak edilen esir maddesi ile ilgili düşünceleri okuyucularımızla paylaşmaya devam etmek istiyorum.

Atomlar parçalandığında daha alt parçacıklara ulaşılmıştır. Her bölünmeden sonra bir başka parçacık elde edilmiştir. Elementer parçacıklar ise, bölünme veya parçalanma sonucunda elde edilen parçacık, yine kendisi olan parçacıktır. Yani tüm maddeleri yapan temel parçacık.

 

Temel parçacığın ne olduğu uzun yıllardır insanların merak ede geldiği bir konu olmuştur. Bilim dünyası bunu esir (ether) ismiyle tanımlamıştır. 1887 yılında Michelson ve Morley esirin varlığı üzerine bir deney yapmışlar ancak başarılı olamamışlardır.

 

Sonradan Lorentz ve Fitzgerald, yaptıkları çalışmada esirin varlığını bir ölçüde ortaya koymuşlardır. Ancak esirin varlığını kesin olarak belirlemek pek mümkün görünmediğinden fizikçilerin bir kısmı esir düşüncesini terk etmiş, bir kısmı da yaptıkları hesaplamalarda esirin varlığına gereksinim duymadıklarını belirterek, esiri bir argüman olarak kullanmadan hesaplamalarını yapmışlardır.

 

“…Arşı su üzerindeyken...” (Hûd Sûresi,7)                                                               (1)

 

“O ki yeryüzünde ne varsa hepsini sizin için yaratmış, sonra da göğe yönelmiş; onları yedi kat olarak düzenlemiştir. O her şeyi hakkıyla bilendir” (Bakara, 29)              (2)

 

“essema-u mevcun mekfuf” (hadis)                                                                     (3)

(Semâ, kat kat dürülmüş kilitlenmiş bir dalgadır.)

 

Semâ emvacı karardide olmuş bir denizdir”   (hadis)                                                        (4)

“Sema, dalgaları kararlı hale gelmiş (sakinleşmiş) bir denizdir”

 

Bediüzzaman, “Arş su üzerindeyken…” ifadesini Esîr maddesiyle açıklar. Esir maddesinin yaratılış sürecinin ilk adımı olduğunu, maddeleri yapan temel parçacık olduğunu (cevahir-i ferd) , uzayın tümünün bu madde ile dolu olduğunu belirtir.

 

“…(1) âyeti, şu madde-i esîriyeye işarettir ki, Cenab-ı Hakk'ın Arş'ı, su hükmünde olan şu esîr maddesi üzerinde imiş. Esîr maddesi yaratıldıktan sonra, Sâni'in ilk icadlarının tecellisine merkez olmuştur. Yani Esîri halkettikten sonra, cevâhir-i ferd'e kalbetmiştir. Sonra bir kısmını kesif kılmıştır ve bu kesif kısımdan, meskûn olmak üzere yedi küre yaratmıştır. Arz, bunlardandır.” (İşaratül-İcaz)

 

“Esîr kalmakla beraber sair maddeler gibi muhtelif teşekkülatta ve ayrı ayrı suretlerde bulunduğu tecrübeten sabittir. Evet, nasıl ki; buhar, su, buz, gibi havaî, maî, camid üç nevi eşya aynı maddeden oluyor. Öyle de: Madde-i Esîriyye’den dahi yedi nevi tabakat olmasına hiçbir mani-i aklî olmadığı gibi, hiçbir itiraza medar olamaz (Lem’alar)

 

Evet nasıl ki bazı maddeler değişik hallerde bulunabilmektedir; suyun gaz, sıvı ve katı halleri olan buhar, su ve buz halleri gibi esirin de yedi hali, yedi tabakası vardır.

 

Bilim dünyası, esirin varlığı veya yokluğu ile ilgili kesin hüküm yürütememektedir. Bu konuda deneysel çalışmalara gereksinim vardır. Belki de “esir maddesi”,  Heisenberg’in belirsizlik ilkesinde de görüldüğü gibi,  hadisteki “mekfuf” (kilitlenmiş, yasaklanmış) manasıyla insan oğlunun bilgisine bu dünyada hiç açılmayacak bir maddedir. Ya da semadaki bu mekfuf madde, esirden başka bir maddedir.

Gelecek yazımızda esir maddesinin daha derin konularında buluşma ümidiyle Cuma’nız mübarek olsun.

 

"Ey Rabbimiz! Bizi doğru yola eriştirdikten sonra kalplerimizi sapıklığa meylettirme. Yüce katından bize bir rahmet bağışla. Muhakkak ki veren Sensin, dua edip istediklerimizi bize bağışlayan Sensin."

                                                                                                                                   Âl-i İmrân Sûresi: 3:8.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.