Küresel bir köy haline gelen Dünya’daki beşeri sistemi ve Türkiye’de meydana gelen olayları çözebilmek, anlayabilmek ve idrak etmek açısından Yeni Dünya Düzeni’nin baş aktörleri arasında bulunan David Rockefeller’in anılarını okumak gerekir.
Aslında bizim politikacılarımızın önce kendi (Selçuklu, Osmanlı ve İslâm) ve sonra 200 küsur yıllık Amerikan tarihini de okumalarında fayda var.
Türkiye 1944’de, İngiliz boyunduruğundan sonra Amerikan hegemonyasına girdi. Türkiye’ye “Küçük Amerika” demeleri bu yüzden.
Her on yılda bir askerî darbelerle hizaya sokulan Türkiye, askerî vesayetten ve dolayısıyla Amerikan Emperyalizminin boyunduruğu altından kurtulmak için 1 Mart Tezkeresi ile 15 Temmuz’da büyük bir badire atlattı.
Gezi Olayları ise, Yeni Dünya Düzeni'nin temel oyuncularından olan ve Turuncu Devrimlerle Türk Cumhuriyetleri’ne de el atan Amerikalı milyarder George Soros ve vakıfları ile içimizde yuvalanmış STK ve paralel yapı eliyle tezgâhlanmıştı.
Bu küresel şer ağının en başında bulunan aile; Rothschild Ailesi’dir.
Dünya’yı idare eden 300 milyarder ailenin başındaki baron Lord Jacob de Rothschild olup, sırasıyla Baron David de Rothschild ve Sir Evelyn de Rothschild onu takip ediyor.
İktidar Aileleri’nin ilk üç sırası şöyle:Rothschild (Bauer veya Bower) ailesiRockefeller ailesiOppenheimer ailesi.En sonuncusu ise Suudi ailesidir. ***Bu aileler, dünya çapında bankacılık sistemi, eğlence endüstrisi, gıda endüstrisi, petrol ve gaz endüstrisi, denizcilik endüstrisi, elektrik ve elektronik ile metaller ve maden endüstrisi üzerinde tekel sahibi. Küresel anlamda malî piyasalara ve borsalara egemen olmaları dolayısıyla ülkemiz dahil dünyadaki her hükümetin boyunduruğu bunların elinde olup, istedikleri zaman ipini çekiyorlar.Ülkemizde 1980’den sonra paranın itibar görmesi, arkadaş, dost, aile gibi kavramların unutulması ve sadece parası olanların itibar görmeye başlaması bu ailelerin içimizdeki iki ailenin üyelerinin devlet kademelerine, bürokrasiye egemen olmalarıyla sağlanmıştır. 24 Ocak kararları bunun için alınmıştır. Prens ve prensesler ile papatyaları ortaya çıkaran bu güç; Türkiye topraklarınının yarısını içine alan bir Kürt devleti oluşturmak istediler. Bunun için “PKK” adlı örgütü kurdular. Büyük Şeytan diyor ki;“Türkiye, Sevr Antlaşması uyarınca topraklarının hemen hemen tamamından fedakârlık etmek zorunda kalacak.”
***Bu ailelerin dini - imanı para.
Allah’a ve peygamberlere inanmazlar. Bunlara “ateist” de denilemez.
Bunlar şeytanın yeryüzündeki iki ayaklı askerleridir. Kendileri şeytana taparlar. Şeytana tapan ev ve kulüpleri vardır. Oralarda seanslara girerek şeytanı dahi baştan çıkaracak her türlü rezilliği ve faşing düzenlerler.
Bu 300 şeytanvarî ailenin yuları…
BÜYÜK ŞEYTAN’ın elindedir.
Dünya’daki bütün devletler ve hükümetlerin bunlar karşısında duracak güçleri de yoktur.
***
Mü’min ve Müslümanların en büyük düşmanı ise;
“ŞEYTAN”.
Ateşten yaratılan Şeytan-ı Lain, insanın sağından, solundan, önünden arkasından, üstünden altından girerek Âdem’i ve insanları baştan çıkaracağına Allah’ın huzurunda yemin etmiştir.
Yalnız Cennet’te kandırdığı Âdem değil Havva’dır.
Kur’an’ın tabiriyle erkeği değil, dişisini kandırmıştır.
Yeryüzünde kandıramayacağı tek bir insan/insanlar istisna…
Onlar da Allah azze ve celle’nin İmanlı Mü’min kul ve kulları.
***
Hz. Pîr ne diyor:
“Kul oldum, kul oldum, kul oldum…
Hür oldum, hür oldum, hür oldum.”
***
Demek ki, yıkılmaz ve hiç önlerinde durulmaz denilen bu dünyanın 300 milyarder ailenin kurduğu ve ördüğü küresel şeytanî ağı bozacak yegâne güç ve kuvvet neymiş efendim!
“İMAN”.
AZİZİM DİYOR Kİ…
“İmandır o cevher ki İlâhî ne büyüktür.
İmansız olan paslı yürek sinede yüktür!”
Mehmet Âkif Ersoy.