BÜYÜKŞEHİR’E KIZARKEN KARAYOLLARI'NI UNUTUYORUZ…

Uğur Özteke

Bugün için her ne kadar eğriye eğri, doğruya doğru, siyaha siyah beyaza beyaz diyemesek de bizim bu nankör mesleğin en sıkıntılı yönü “vebal” meselesidir.

Çünkü maalesef insanımıza “gazetecilik ve görevlerini” layığı ile anlatma şansımız yok. Bir de bizi uzaktan görenler bir şey sanır(!), bize imrenirler. Bu o kadar yanlış bir görüntüdür ki. Biz terziden beteriz. Hani terzi kendi söküğünü dikemezmiş ya. Biz söküğümüzü dikmek şöyle dursun onu bile fark edemeyiz.

Biz de gazetecilik özelliklede yerel gazetecilik Avrupa’nın, Amerika’nın ya da gelişmiş ülkelerdeki yerel gazeteciliğin tam tersidir. Bu ülkelerde yerel gazeteci çok değerlidir. Gerisini siz düşünün gayri. Neyse kendi meselelerimizle sizleri rahatsız etmeyelim. Yalnız bugünkü yazıya girerken kastetmek istediğim durum mesleğin vebalidir.

Bizler sade vatandaş ile bürokrat ve siyasetçi yani yöneticiler arasında köprü olmak için çalışırız. Bir yerde kalemimizle, fotoğraf makinemizle, kameramızla elçilik yaparız. Bunu yapmaya çalışırken ya birilerinin vebaline gireriz (Ki bunun farkında bile olmayız) ya da bizim vebalimizi alırlar. Vebalimizin alınmasından yana bir sıkıntı yok. Yeter ki biz ya milletin ya da yöneticilerin vebalini almayalım.

Lafı şuraya getirmek istiyorum.

Günlerdir belki de haftalardır yazmak için atladığım bir konu var. Önce bu konunun doğrusunu sizlerle paylaşalım da bu işin vebalinden kurtulalım.

Malum şehrin Meram bölgesinde muhteşem bir yerleşim alanı var MERAM TOKİ. Lalebahçe bölgesinden Hatıp, Gödene, Toki yoluna girdiğiniz zaman burası ne acıdır ki yolun öbür tarafında bulunan on binlerce insana yakışmayan bir yoldur.

İşin daha acısı ise polisin bu yolda aldığı tüm tedbirlere rağmen kazaları ölümleri ile sık sık Konya gündemine girer. Burada nice canlar yanmıştır nice ocaklar sönmüştür. Sonuçta olan ölene olmuştur.

Bu bölgedeki insanlarımızın bizi sık sık uyarması ve onların da belediyeyi hedef alması ile biz bu durumu defalarca yazmıştık.

İşte o son yazımızın ardından Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Selim Büyükkarakurt çıka geldi. Bizi dolayısıyla vatandaşlarımızı bilgilendirdi. Doğruyu söyledi.

Mesela bu yol için biz hep Büyükşehir’i biliyoruz ya.

Meğer bu kanlı yol Karayolları’nın imiş.

O gün Selim abi kendisine ve ekibine güvenerek çok ciddi bir iddiada daha bulundu. O gün için not almıştım. “Konya il sınırları içerisinde nerede böyle bakımsız bir yol var ise o yol Büyükşehir’in değil Karayolları’nındır”…

Yaaaaa ben de o gün için sizler gibi duyduklarıma inanamamıştım.

O günden bu güne sizlerle bu durumu yazmakta geciksem de sürekli olarak bu yol meselesi başta olmak üzere bizim Konya Karayolları ile akraba oluyorum.

Yahu ülkenin yüz akı başta Başbakanımız Yıldırım’ın Ulaştırma Bakanlığı döneminden bu yana birilerinin Konya’ya özel görevleri mi var? Bu ülkede Karayolları Genel Müdürlüğü dağları delip, denizleri birleştirirken Konya içinde dışında merkezinde çevresinde Karayolları’ndan niye hep gol yemektedir.

Bu konuda canım sıkılıyor. Yoksa bilinmeyen görünmeyen gizli bir el mi vardır Konya’nın gelişmesini istemeyen. Konya’da insanlar yaralanırken hatta ölürken niye bu yoldan sorumlu bir Allah’ın kulu çıkıp da görevini yıllardır yapmamaktadır.

Selim abiyi dinledikten sonra acım ve öfkem gittikçe büyüyor.

Eğer şehri yöneten insanlarımızda bunu Selim abi kadar bilip de bir şey yapmıyorlarsa artık kimsenin kimseye diyeceği bir şey kalmamış demektir.                     

Selim abi geldi kendisini, Tahir Başkan’ı ve belediyeyi bu vebalden kurtardı.

Ben nacizane öğrendiğimi şimdi sizlerle paylaşarak vebalden kurtulmuş oluyorum.

Gerisi yetkililere yani vebalı bilen bilmeyen yetkililere havale ediyoruz.

14 NO’LU SAĞLIK OCAĞININ

AÇILIŞINA GÜNLER KALMIŞ

Hani geçtiğimiz hafta bize de size de açılacak denildiği halde bir türlü açılamayan 14 No’lu Sağlık Ocağımız var ya. İşte yazının çıktığı gün Sağlık İl Müdürlüğü’nün yetkili ve duyarlı isimleri bizleri bilgilendirdiler. O gün Sağlık İl Müdürümüz Sayın Prof. Dr. Mehmet Koç hocada bir kez daha ilgilenmiş. Ve bize yani sizlere şu müjdeyi verdiler.

“Evet daha öncede ihaleler ve buna rağmen bir türlü açılamayan 14 Nolu Sağlık ocağı bu kez kesin ve net olarak 20-25 Şubat tarihleri arasında açılacaktır”…

Hadi başta bu Sağlık Ocağından faydalanan insanlarımız olmak üzere tüm şehrimize sağlık camiası adına hayırlı olsun diyoruz.

 

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Bizim görevimiz yaşadığımız bu toplumu değiştirebilmek için ilk önce kendi benliğimizi değiştirmektir.

 

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Özellikle serin ve yağışlı havalarda nerede olursak olalım birbirimize karşı biraz daha saygı ve sevgi göstermeyi ya da tahammül etmeyi becerebildiğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (8)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.