Yılda bir defa kendi mesleğimiz ile ilgili konulara giriyor muyum tam olarak hatırlamıyorum. Çünkü bu konu kötü değil iğrenç bir mesele. Çünkü atalarımızın dediği ….. diye bizim beyinlerimize işlenen sözler vardır. Bunlar gerçekten doğru mudur? Ya da o yıllar için geçerli olan sözler doğru ise bugün de böyle gelmiş böyle gitmeli midir?
Bilemiyorum.
Mesela son yıllarda ağzımıza pelesenk olan herkesin söyleyip herkesin kabullendiği “Bal tutan parmağını yalar” sözüne fena gıcık oluyorum.
Bizim meslek için 40 yıldır duyduğum ve bazen kendimin de çaresizlikten söylediğim “Terzi kendi söküğünü dikemezmiş”…
Evet kendi işimizi yapamıyoruz. Asla ama asla da yapamayacağız.
Ama bugün bile işimizi nasıl yapamadığımızı korkumuzdan yine açık ve net olarak yazamasak da gazetecileri ekmekleri ile işleri ile aşları ile tehdit edenler ve tehdit edilenler anlayacaklardır.
Geçecek inşallah bunlar da geçecek.
Bu dünya Sultan Süleyman’a kalmamış ki bizim şehrin sırtını AK Parti’ye dayamış para ile pulla oynayan zenginlerine mi kalacak sanki?
Bu konuya girmeden sizlerden gelen konulara yine küçük küçük değinelim.
…………………………
Bakın okurumuz hem de Ovakavağı’ndan okurumuz Şerafettin D…. Bey bakın ne diyordu;
“Uğur Bey hep Meram’dan haber yapıyorsun Karatay’dan niye haber yapmıyorsun?
Benim Ovakavağı mahallesinde evimiz var. Hançerli Başkan bizim mahalleye hiç hizmet vermiyor. Allah rızası için bunları gündeme getirin, birde benim oturduğum mahalleye bana şahsi gıcıklık için asfaltı yaptı, benim yolumu yapmadı. Su deposunun orda oturuyorum lütfen bunları gündeme getirin. Hizmet herkese eşit olmalı sizi takibe devam edeceğim bunları gündeme getirebilecek misiniz?
Uğur Bey, Hançerli Başkan resmen Ovakavağı’nı üvey evlat olarak görüyor askerlerimize şenlik yapacaktı salonu vermedi. Kış günü dışarıda eğlence yaptık özellikle de benim oturduğum sokak çamurun içinde gidip gözünüzle görebilirsiniz. Ben size çok teşekkür ederim belediyeye kaç kere gittim; ama beni Başkan’la görüştürmediler…”
……………
Şerafettin Bey bir yerde haklı, eğer hep Meram’dan yazıyorsak Karatay’dan yazmıyorsak bu sizlerin yani okurlarımızın ilgisi alakası ya da sorunları veya sorunlarının olmayışı değil mi?
Elbette bu satırları okuyunca Sayın Hançerli ya da belediyeden bir yetkili bizi bilgilendirecek. Onu da paylaşırız. Ama yine de bir eksiklik ya da atlanılan konu varsa şahsen ben bu konunun Başkan tarafından atlanacağına inanmıyorum.
Karatay Bölgesinde en büyük sorun bize aktarıldığına göre İstanbul Caddesi buna da bir şeyler yazacağız inşallah…
BELEDİYELER ÇALIŞMADI DİYE
OKULLAR NİYE TATİL EDİLİYOR?
Bilenler biliyor, tanıyanlar tanıyorlar. Eğer gerçekten samimi ve içtenseniz kafanızda bir fitne fesat şeytanlık yok ise biz her görüşe her bakışa her değerlendirmeye açığız. Tek bir çizgimiz ve çerçevemiz var devletin çizdiği yasal sınırlar içerisinde olacak manevi ve milli duygularımızı istismar etmeyecek.
Hani kar yağınca okullar tatil edilmişti yaaa.
Bu şehirde çok başarılı hatta alanında Türkiye’de parmakla gösterilen özel bir kurumun sahibi aradı. Çok kızgın ve öfkeli idi. Önce “Uğur abi sadece bir dakikanızı alacağım” dedi ve kısa öz şunu söyledi
“Abi biz de Erzurum’daki gibi mi kar yağıyor. Burada kar düşer düşmez okullar tatil ediliyor. Belediyelerin hizmetlerini dört dörtlük yapsa vallahi yollar da açık olur okullar da faaliyetlerini sürdürür”…
…………
Evet o yoğun kar yağışından sonra bu değerli büyüğümüzün görüşü bize bu konuda oluşan tek görüştü. Ama saygı duyuyoruz ve hocamızın görüşünü sizlere aktarıyoruz.
……………..
Gelelim tekrar yazımızın baş kısmına.
Bugün bu kadar sinirlenmemin öfkelenmemin nedeni benimle direkt alakalı değil.
Ancak yine bu şehirde yaşayan ve 24 saat yerel gazetecilik yapan bir genç meslektaşımızın yaşadıklarından dolayı. Olayın her yönünü duydum.
Doğru mudur?
Yüzde yüz doğru.
O zaman kimse bu şehirde kimse bizlerden adam gibi gazetecilik yapmamızı filan beklemesin.
Biz bize ne denirse, önümüze ne konursa onu kopyalayıp yapıştırmak ya da söylendiği gibi yazmak zorundayız. Buna uymayanın ise işine son.
Konya’da basın özgürlüğü bu beyler.
Ama asla şunu unutmayın bu susturulmuş basın yarın size de lazım olacak o zaman durumun vahametini daha iyi anlayacaksınız.
O zaman da iş işten geçmiş olacak.
Özgür basının, vatandaşın sesi, gözü, kulağı basının ruhuna bir kez daha el Fatiha…
HASTANE YOLU İLE İLGİLİ ŞİKAYETLER BİTMİYOR
Yukarıda “Belediye çalışmıyor!” demişken çarşamba gününden kalma bir başka okur şikayetini de buraya not düşüverelim de üzerimizde kalmasın. Mehmet Abimiz üşenmemiş, Beyhekim Fizik Tedavi Hastanesi yolundaki çileyi fotoğraflayıp bakın nasıl serzenişte bulunmuş;
“Dün size mail atmıştım. Bugün de şükür yine çöktük yola. Belediyemizden Allah razı olsun. Yolun son durumu bu. Dolmuşlar bile çöktü. Şu yolu geceden açmak çok mu zor? Bin türlü felçli, engelli hasta fizik tedavi almak için bu hastaneye gidiyor. Sadece yazıklar olsun diyorum. Hastanenin mesai başlangıç saati sabah 8. Sayın belediyemiz gibi öğlen değil. Aslanlar öğlen gelir bu yolu açar artık. Sadece yazıklar olsun diyorum. 5 senedir her kış böyle. Yolunu açmayacaksanız dağın başına hastane yapmayın kardeşim.”
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Okuyan okuduğunu anlamıyor, dinleyen dinlediğini anlamıyor. Geriye ne kalıyor? Hafızın sesi güzel mi?...
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Sadece ve sadece evlerimizin dükkanlarımızın işyerlerimizin önünü temizlediğimiz zaman ADAM oluruz.