Konya, Tahir Akyürek’in belediye başkanlığından istifa etmesi ve milletvekili adayı olması ile çalkalandı ardından da Ahmet Davutoğlu Hoca’nın basın açıklamasıyla… Doğruyu söylemek gerekirse biz güzel şehrimizden kilometrelerce uzakta İstanbul’daydık. Akyürek’in istifa toplantısını haber servisindeki arkadaşlarımız vasıtasıyla an be an takip ettik. Konya bu istifaya şaşırmış gibi çarşambadan bu yana telefonlarımız susmuyor.
“Tahir Başkan istifa mı ediyor, milletvekili mi olacak?” diye.
Allah aşkına bunda şaşıracak ne var ki? Aylar önce bu sütunda bu köşede bu garip yazmış; “Tahir Bey ilk seçimlerde milletvekili adayı olacak. Sistem değişmezse bakan olacak sistem değişirse Külliye’ye yakın Cumhurbaşkanımızın A Takımında olacak.”
Kim hâlâ niye şaşırıyor anlamıyorum ki?
*****
HOCA, ALIŞILMIŞ SİYASETÇİLERDEN DEĞİLDİ
Diğer taraftan Sayın Davutoğlu’nun basın açıklaması. Açıkça söylemek gerekir ki kafalar karışık…
Davutoğlu; AK Parti’deyim diyor, Reis’in yanındayım diyor, bir daha milletvekili olmayacağım diyor. Ama bizim insanımızın kafası yine de karışık.
Tabi bize düzgün doğru adam gerekmez. Sayın Davutoğlu müthiş bir insan Konya’nın yetiştirdiği bir değer ama biz ne yaptık “iyi başbakan değil, iyi siyasetçi değil” diye iki tuttuk bir yırttık
Niye? Bizim istediğimiz Başbakan, bizim istediğimiz vekil “şov” yapacak, “şov adamı” olacak.
Davutoğlu bunu yapmaz, yapamadı ve onun için de Başbakanlık koltuğundan bile oldu. Allah var ya o da önceden ne olduğunu anlayamamıştı.
Çünkü milletin alışık olduğu siyasetçi değildi.
Neyse bu işlere girmek için birkaç gün daha beklemek istiyorum.
*****
MEVLANA BARIŞ ÖDÜLLERİ MUHTEŞEMDİ
İşte bu işler olurken biz İstanbul’da Mevlana Kültür Dayanışma Hoşgörü Derneği’nin muhteşem bir organizasyonundaydık. Mustafa Karamercan, Volkan Çakır ve ekibinin yıllardır Konya’da yapmaya çalıştığı dahası başarılı olduğu, başarılarını da onaylattığı geleneksel törendeydik.
Bu törende bizim olmamız önemli değil. Bu tören İstanbul’da görmeyenlerin kaçırdığı duyanların ise inanamayacağı bir muhteşemlikte idi.
Sanat dünyasından, edebiyat camiasına, sağlıktan İstanbul’un siyasetine, iş dünyasına zirvesine kadar önemli isimler buradaydı.
Konya’dan ise alt protokol seviyesinde sadece Rektör Prof. Dr. Mustafa Şahin Hoca vardı.
Ödül alan konutlar arasında bir de konuşmalarıyla Türkiye’yi sallayan Türkiye’de bakanların bile o cümlelere muhatap olduğu cerrah, profesör, bilim insanı Canan Karatay vardı.
*****
CANAN KARATAY HOCA BOMBAYI PATLATTI!
Canan Hanım kürsüde iken öyle bir cümle söyledi ki ilk kez duyuyordum. Belki sizler de ilk defa bunu duymuş oluyorsunuz.
Toplantının A’sından Z’sine konu elbette Hazreti Pir; Mevlana’ydı
Ama Canan Hanım kürsüye çıkınca Hazreti Pir için konuşurken şunları söylemez mi: “Ben de Konya’nın geliniyim. Şair Namdar Rahmi Karatay’ın geliniyim.”
Evet evet hepimizin çok iyi bildiği çok hoşuna gittiği “Geçti Bor’un Pazarı” şiirinin şairi Namdar Rahmi Karatay’ın gelini imiş meğer bizim meşhur hoca…
Mikrofonu kapan Canan Hoca, Karatay Medresesi’nden ve Hazreti Mevlana’dan öyle şeyler söyledi ki inanın salonu dolduran sanatçılardan iş adamlarına herkes şokta idi. Canan Karatay’ı seversiniz sevmezsiniz ama bundan sonra ben kendisini çok seveceğim.
Sonuçta tekrar başa dönüyorum Mustafa Karamercan, Volkan Çakır ve ekibi Hazreti Mevlana ve Konya adına müthiş bir başarıya yeni bir çalışmaya daha imza attılar. Ben bu dostlarla tanıdıklarla inanın ekranların ünlü isimleriyle sanat dünyasının sevilenleri ile iş dünyasının tüm ekonomisinin markalarının sahipleriyle Mevlana’yı ve Konya’yı konuşmaktan onların güzel sözlerle cümlelerle Hazreti Mevlâna eden bahsedilmesine duyduğum mutluluğu anlatamam.
Hele hele bundan böyle Canan Karatay Hoca bizim gelinimizmiş ya bunu kendi ağzından duydum ya “Ey Konya! Sen ne zenginsin; kalbinde, gizlinde neler saklamaktasın. Bir içini döksen, kim bilir daha neler çıkar” demekten kendimi alamadım.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Sen doğru ol da varsın sanan eğri sansın. Lâkin sakın unutma ki; Sen kendini bir şey sanmadığın sürece doğru insansın.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ
Arkasından kızdığımız, hakaret ettiğimiz ve helalleşmediğimiz insanlarla karşılaştığımızda önümüzü iliklemekten vazgeçtiğimiz zaman daha iyi adam oluruz.