TARİHE YOLCULUK (85)
Çatalhöyük projesi Türk başkanını bekliyor
* Çatalhöyük, 2018’den itibaren yeni araştırma, yeni proje ve yeni kazı ekibiyle tanışacağı günleri bekliyor olacak. Çatalhöyük Araştırma Projesi kazısını bundan böyle Türk ilim insanları yönetmeli.
Çatalhöyük ve gizemli arkeolojik kazılar üzerine yazılacak o kadar çok şey var ki.
Meselâ, Çatalhöyük’ten çıkarılan bir kilim ve bez parçası üzerindeki desenlerin günümüzde Lâdik’te ve Türkiye’nin bir başka bölgesinde üretilen kilim desenleriyle benzerlik taşıması kültür açısından çok ilginç değil mi?
Bunu izah etmek için her kazı çalışmasında bulunan sembol, resim ve objelerden yola çıkılarak bu insanların yaptıkları evlerde tuvaletlerinden tutun pişirdikleri yemek, giysi, çarık veya ayakkabı ile takılarına varıncaya kadar herşeyi bizim tarafımızdan yorumlanması, arkeoloji bilimine ilâhiyatçı (dinî) bir bakış açısıyla tekrar izah edilmesi gerekiyor.
Prof. Dr. lan Hodder, Çatalhöyük’te 1993’te çıktığı gizemli kazı projesinin yolculuğunun sonuna gelmiş bulunuyor. Önümüzdeki yıldan itibaren Çatalhöyük kazı projelerinin başında bir Türk arkeoloğun görevli olarak bu işe tayin edilmesi muhtemel.
Biz kabirleri be kabir taşlarını nasıl “tapu senetleri” olarak görüyorsak İngiliz arkeologlar da antropoloji biliminin yolunda iz sürerek Çatalhöyük’teki mezarların gizemlerini araştırıyorlar. Çatalhöyük toplumunu mezarlardan çıkarılan kemiklerden yola çıkarak anlamaya ve geçmişleriyle ilgili iz bulmaya çalışıyorlar. İngiliz arkeologlar lan Hodder ve lan Morrıs başta olmak kaydıyla yazdıkları kitaplarda dünya insanlığının tarihine yeni katkılar yapıyorlar. İngilizler boşuna bir şeye yatırım yapmazlar.
Doğu ile Batı arasında devam eden dünyaya egemen olma mücadelesinde enerjinin Doğu’dan Batı’ya geçmesi, yâni buharla çalışan gemilerin yüzdürülmesi ve fosil yakıtların devreye sokulmasıyla oldu. Batı teknolojik üstünlüğüyle ayakta durmayı başardı. 21. Yüzyılda bulduğu yeni bilişim araçlarıyla bunu götürmeye çalışsa da kültürel olarak ayakta durması biraz zor. Kitlelerin ve dünya insanlığının kitle iletişim vasıtalarıyla uyutulması – yeni cep telefonları ve robotsu insanlar- devreye sokul maya çalışılsa da o kadar kolay görünmüyor artık.
İplik parçası bile değerli
Arkeoloji, antropoloji ve kazı yapılan Anadolu’nun her bir höyüğü tarihi gerçeklik ve geçmiş insanlık tarihi açısından çok ama çok ehemmiyetlidir.
Göbeklitepe ile Çatalhöyük kazılarında “neolitik çağ” ile ilgili en ufak bir iplik parçasının bile öneminin farkına varan bir ilim dalı olarak arkeologların neden yabancılardan teşekkül ettiğinin arka planını da düşünerek bu ilim dalında daha da ihtisaslaşmak adına din ve dinlerin, dini yönden bu kazıları araştırmanın va bakmanın önemini de kavrayan, kavrayacak olan Müslüman arkeologlar ve antropologlara büyük gereksinim duyarak yetiştirmemiz gerekiyor.
Çatalhöyük kazılarına dini açıdan yeterli derecede araştırılmış ve bakılmış değildir.
Çatalhöyük’teki tepelerde ileride daha pek çok kazı yapılarak bu projenin yürütülmesinin önemi üzerinde fazlaca durulmalıdır. 1951’de İngiliz arkeologlar tarafından keşfedilen Çatalhöyük, 1963’ten beri yapılan ve zaman zaman meydana gelen olaylar sebebiyle sekteye uğrayan ve 1993’te lan Hodder tarafından T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile yapılan 25 yıllık sözleşme gereği başlatılan bu projenin sonuna gelindi. Çatalhöyük kazıları kaldığı yerden yeni bir projeyle ve yeni bir kazı ekibiyle elbette devam edecek/ettirilmeli de.
Çatalhöyük Araştırma Projesi’nin başında bundan böyle deneyimli, sahasında ehil ve liyakatlı bir Türk arkeoloğu görmek istiyoruz. Yeni yetişen arkeolog, antropologlarla bu proje; Türkiye Cumhuriyeti Kültür Bakanlığı, Türk üniversiteleri ve Selçuk ile NEU üniversitelerindeki bilim insanlarının katkılarıyla götürülmesi gerekiyor.
Çatalhöyük, 2018’den itibaren yeni araştırma, yeni proje ve yeni kazı ekibiyle tanışacağı günleri bekliyor olacak.
YARIN: Çumra Obruk Gölü ve Delibaş Mehmet’in kabri…