Cemre ile karışık bir bahar geliyor.
Biraz buruk, biraz hüzünlü…
Yüzümüz şu son yıllarda neredeyse hiç gülmedi…
Pandemi, ekonomi, enflasyon…
Ne varsa ters gitti…
Acılarla, kederlerle, ölümlerle, iflaslarla, dibe vurmakla geçen yıllarda, çok cemreler düştü.
Ne cemre düştüğünün farkındaydı ne de o kadar karmaşa ve kargaşa arasında bizler…
İşin sadece edebiyat faslı kaldı elimizde…
Cemreler düştüğünde…
Biz zaten iki seksen uzanmış yatıyorduk dibin en dibinde…
Kimimiz zor doğruldu kalktı ayağa, kimi bir daha hiç kalkamadı, dibin dibinde kaldı.
Cemreler düştüğünde…
Kimi dostların, kimi yakınların salası veriliyordu camilerden.
Kimini toprağa veriyordu sevdikleri virüsten…
Cemreler düştüğünde…
Karantinalar vardı, hastanelerde yoğun bakımlarda yatanlar vardı…
Ve entübe diye bir şey girdi hayatımıza…
Entübe edilenlerden bir tanesi dahi geri dönemedi, kalkamadı yattığı yerden.
Tamda cemrelere denk gelmişti Pandemi, virüs ve o günlerde bilinemeyen varyantları…
Kimse unutamadı o anları, o yaşananları…
*****
Cemre suya düştü bugün…
Ne mi değişti hayatımızda?
Her şey yarım yamalak…her şey paramparça, tutunacak dal kalmamış...Orhan Baba; Aradım bulamadım mutluluğun yolunu demiş…
Umutlarımız yarım…
Hayallerimiz yarım…
Mutluluğumuz yarım…
Paramız yarım…
İşimiz yarım…
Aşımız yarım…
Ekmeğimiz yarım…
Soframız yarım…
Bazılarımızda yarımında yarısı her birinden…
Bazılarımızın ne elinde bir şey kaldı ne avucunda…
Derin yoksulluk çöktü omuzlarına…
*****
Hoş geldin Cemre! İyi ki geldin. Keşke gönüllerimize de düşseydin. Bizleri sevdiklerini, düşündüklerini söyleyenlerin gönüllerine de!
Ah iyimserlik ah!
İyi diyelim iyi olsun temennileri her nereye gitseniz…
Ne olurdu bu yoksulluk, bu fakirlik bitseydi cemreler düşerken…
Sen yüzünü gösterince, erimeye başlar ya kar ve buz tepecikleri…
Ilımaya başlar ya sular…
Hayırlısıyla bir de bizim kalplerimizde o duygular ılımaya başlasaydı.
Bizde tanışsaydık, barışla, hoşgörüyle, anlayışla…
Baharın hatırına, cemrenin hatırına…
Anlaşılan o ki…
Hatır-gönül denen meselenin henüz buzları çözülmemiş…
*****
Cemrenin ilki 20 Şubat’ta havaya düştü…
Isındı mı hava?
O hava nasıl bir hava?
Kimine göre hava cıva…
Kimine göre de…
Hangi hava? Memleket havası mı? Siyasi hava mı? Ekonomi havası mı? Yoksa havamızı almak gibi bir şey mi?
Doksanlı yılların başında ilk özel kanal olan Star TV’de hava durumunu sunan Hülya Uğur’un dediği gibi…
“Hava nasıl olursa olsun, sizin havanız iyi olsun” yaklaşımı mı?
Keşke havamız iyi olsaydı. İster mecazen ister gerçek olarak…
Moralimiz yerinde olsaydı mesela…
Borcumuz harcımız olmasaydı, muhannete muhtaç kalmasaydık, aldığımız para yetseydi, yetişseydi ay sonuna, bir miktarda artsaydı, elimizde kalsaydı.
Havamız cemrelere rağmen iyi olmuyor?
Neden olmuyor?
Olmadı mı olmaz denmiş…
Meteoroloji Sibirya soğukları geliyor dedi…Geldi Sibirya’dan soğuklar…
Kar kış, yollar kapalı, okullar tatil, trafik felç, şehirler buzdan şehir, dondu göl, nehir…
Ne siyasi havada bir ısınma oldu, ne ekonomik havada…Ne de enflasyon cenahında…
*****
Cemre suya düşünce ısınıverir sular, ılık olur mevsim, ılık olur iklim, kalpler dahi ılır…
Hoşgörü adına ne varsa cemreye bırakılır…
Cemre suya düştü, Şubat’ın son günlerinde, insanların hayalleri ve umutları da düştü suya…
Neden mi?
Güncellemeler, dokunuşlar tam gaz…
Bakalım ne gelecek doğalgaz?
Ne gelecek elektrik ne gelecek su?
Kaldı mı havada sizce bir bahar kokusu?
Cemreler düşmeye başladı, bahara açılan kapı aralandı…
İçinde müjdeler olan…
O müjde belli ki ne sana ne bana ne ona ne şuna…
Bahar geldi hoş geldi…
Biz aynı, dert aynı, hal aynı, ahval aynı…
Nereye düşüyor cemre?
Havaya, suya ve toprağa…Sırayla, sırasıyla…
Bizi cemre yakmaz, ısıtır içimizi… Bildik bileli teselli eder dururuz birbirimizi…
*****
Cemreler, sadece baharı müjdelemez. Umut çiçekleri de açar…
Hangimizin umuda ihtiyacı yok ki…
Cemreler düşerken gelin kimin ne hayali varsa hayal kursun. Hayali olmayanın hedefi de olmaz, yürüyeceği yolu da…
Dilerim, cemreler düşerken, Türkiye'mizin yaşadığı gergin anların, gergin günlerin de tansiyonu düşer!
Cemreler düşerken, dilerim, barış, huzur, istikrar ve hoşgörü hâkim olur cümle gönüllere!