Deniz Baykal’a çekilen operasyon sonrası CHP liderliğine getirilen Kemal Kılıçdaroğlu’nun partide hızlı bir şekilde yaptığı kadrolaşmanın sancıları PKK operasyonları sonrası kendini iyiden iyiye hissettirmeye başladı.
Kılıçdaroğlu’nun CHP lideri olduğu günden bu güne ortaya koyduğu tavır, CHP’nin genel ilkelerinin çok çok uzağında...
Öyle ki Gezi Parkı olaylarından günümüze hükümete karşı demokratik ya da antidemokratik her eylemin içinde CHP’yi görmek mümkün.
Yargının hakkında Terör örgütü olduğu suçlamasıyla soruşturma açtığı FETÖ’nün yaptığı operasyonlar ilginç bir şekilde Kılıçdaroğlu tarafından sahiplenildi.
Mustafa Sarıgül’ün yıldızının parladığı günlere dönelim. Amerika ziyareti sonrası rakibi olmasına rağmen Kılıçdaroğlu’nun Sarıgül’e sahiplenmesi tuhaf bir ayrıntı idi.
Baykal’a çekilen operasyonun benzeri yolsuzluk dosyaları ile bir şekilde Amerikancı Sarıgül’de tasfiye edildi.
Ardından CHP ile HDP arasında başlayan yakınlaşmalar ve bir anda çözüm sürecinin bitirilmesi.
Demirtaş’ın “Seni başkan yaptırmayacağız” sloganıyla masayı devirmesi ve Almancı Doğan Medyası sponsorluğunda Demirtaş’ın piyasaya sürülmesi.
Kılıçdaroğlu, Alman İstihbaratı, FETÖ, Almancı Aydın Doğan ve Selahaddin Demirtaş…
Kılıçdaroğlu sonrası CHP’nin PKK operasyonlarına baştan beri mesafeli durduğu, yer yer devleti suçladığı basında yer aldı.
CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, Cizre’de öldürülen teröristler için “Terörist de olsa en azından yargılanma hakkı var” şeklinde açıklamalarla PKK’ya destek çıkmıştı.
Cizre’de sokağa çıkma yasağı devam ederken CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu ve CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, Cizre'de uygulanan sokağa çıkma yasağının sona erdirilmesi gerektiğini söyleyerek, HDP'li milletvekilleri ve bakanların ilçeye girmelerine izin verilmemesini eleştirmişti.
Güneydoğu’da güvenlik güçleriyle girdikleri çatışmalarda öldürülen PKK’lı teröristler için kurulan “taziye evi” adı altındaki militan toplama yuvalarına CHP’li Kadıköy Belediyesince 1,8 milyon liralık katkı sunduğu belirlenmişti. Bu evlerden birçoğu güvenlik güçlerimizce imha edilmişti.
Kılıçdaroğlu’nun, “PKK, Kandil'e çekilse dahi silah bırakamaz. Bu gerçeği görmemiz lazım. IŞİD ile çarpışıyorlar, ABD de destek veriyor” sözleri açıkça PKK savunuculuğu idi.
Yine Kılıçdaroğlu’nun PKK’lılar için, “Hendekçi arkadaşlar…” hitabı, İstanbul Gençlik Kolları Başkanı Kenan Otlu’nun hendekçi PKK’lılara hitaben, “Barikat kuranlarla omuz omuza faşizme karşı duracağız” açıklamaları, 1128 terör destekçisi sözde Akademisyene CHP’li Sezgin Tanrıkulu’ndan “İfade özgürlüğü” bağlamında gelen destek...
CHP’nin PKK’ya açıktan veya gizliden verdiği desteğin yanında; PKK’lıların doğuda Atatürk heykellerine karşı başlattığı eylemler ile CHP’nin önem verdiği cumhuriyet değerlerini aşağılama-hakaret babından yaptığı saldırılara da kayıtsız kalmak yönünden desteği gözlerden kaçmıyor.
Atatürkçü CHP’nin Türk Ulusalcılığından Kılıçdaroğlu ile birlikte Ermeni Asala’nın devamı PKK’ya savrulma süreci…
Kılıçdaroğlu sonrası Cumhuriyetin kurucu partisi CHP’nin halk nazarında intibaı ise Terör destekçisi olduğu yönünde.
Bu durumun CHP’ye gönül veren Anadolu solcularınca hoş karşılanmadığı ve parti içinde ciddi kutuplaşmaların olduğu sızan bilgiler arasında…