‘Bir sonbahar günü vakit geldi dediler bindim otobüse,
Gözü yaşlı bana el sallayan kadın annemdi,
Hem ağlıyordu hem de bindirmişti beni otobüse.
Ya babam o ağlayamıyordu bile…
Tutamadım taştı göz yaşım, sığmadı yüreğime süzüldü yanağımdan
O gün ne yaptı ne öğretti anlamadım yıllarca ama unutamamıştım bir türlü.
Dünya cennet zannetmiştim, anne-baba beni hiç bırakmaz sanmıştım.
Ama o gün sonrasında yıkıldı tüm güvenli duvarlar, dayayamadım sırtımı kimseye bir daha.
Güvenemedim ve bağlanamadım bir daha kimseye, bağlansam da korkuyordum terk edilirdim diye ve daha az acı çekmek için önce ben bindim giden otobüse.
Anlamak yıllar aldı kendimi…’
Bir hastamla seanslar esnasında ilişkilerindeki güvensizliği anlamaya çalışırken ortaya çıkan bir andı yukarıdaki satırlar.
İnsanların içsel ve dışsal uyaranları algılayıp uygun davranışlar sergilemesinde rol alan bilişsel alan olarak tanımlayabileceğimiz kısmın ana ögesini şemalar oluşturur.
Şemalar kendimizi, diğer insanları ve dünyayı değerlendirirken kullandığımız merceğin en derindeki kısmıdır.
Kişilerin şema yapısı gelişiminde genetik, biyolojik yapı, erken dönem yaşantılar gibi birçok etken belirleyicidir.
Anne- babaların çocuklarla kurduğu ilişki, sergilediği tutumlar şemaların gelişiminde önemlidir.
Elbette genetik olan kısım veya bizim dışımızdaki etkenler nedeniyle çocuklarımızda oluşacak olumsuz bazı şemaları engelleyemeyiz; ancak biz ebeveynlerin farkında olmadan oluşumuna katkı sağlayabileceğimiz şemalar konusunda bilgimiz olursa daha bilinçli bir şekilde çocuklarımızla ilişki kurabiliriz.
Madde bağımlılığı her geçen gün artan bir sorun maalesef.
Hepimiz çocuklarımız için endişeliyiz, onları korumak için ne yapabileceğimizi düşünüyoruz.
Uzun süredir ailelerin ihtiyacı olan ve madde bağımlılığını engellemek için neler yapabileceklerine yönelik farkındalık kazandıracak bir kitap hazırlığındaydık.
Birçok psikiyatrik bozuklukta olduğu gibi madde bağımlısı bireylerle yaptığımız görüşmelerde hayatın erken döneminde özellikle aile içinde yaşanan olayların ne kadar etkili olduğunu gördük.
Madde bağımlılığı gelişme sürecini anlamak için, travmatik olaylar, şemalar ve ebeveyn tutumlarını gibi temel konuları ele aldık ve bir kitap haline getirdik.
Yaşanmış öyküleri bilimsel verilerle sentezleyerek sizlere rehberlik etmesini hedefledik.
Bu derdin dermanı var ama zor bir süreç, en iyisi engellemeye çalışmak.
Dertlilerin öykülerini sizlere rehber olsun diye psikoloji ile harmanlayarak ele alıp kitaplaştırdık.
Nobel yayınlarından ‘Çocuğum Bağımlı Olmasın’ adıyla çıktı.
Şuralardan temin edebilirsiniz: https://www.nobelyayin.com/detay.asp?u=15144
Yolu açık olsun kitabın, hayra vesile olsun inşallah…