Çocuklar inanın, inanın çocuklar…
Kazanmaya alışmış ve 2016 yılında mağlubiyet görmemiş Konyaspor camiası, zirve mücadelesinde Fenerbahçe’yi de alt ederek onurlu yürüyüşünü sürdürdü. Evet, zirve mücadelesi diyorum belki ama ligin boyu bu kadar kısalmasaydı bu yolun sonu şampiyonluk bile olabilirdi.
Hafta arasında kendi göbeğini kendisi kesemeyen beşiktaşlı (b harfi bilerek ve isteyerek küçük yazılmıştır) bir kısım ezik taraftarın gündeminde akılları sıra Konyaspor’u gaza getirecek, olası bir mağlubiyette de Aykut Kocaman hocamızı töhmet altında bırakacak sosyal medya kampanyaları vardı. Sanal platformlarda #kocamanyatış hashtagleriyle gündem belirlemeye çalışan bu eziklere en güzel cevabı verdiğimiz için de ayrıca mutluyum. Son karşılaşmaya eğer kendi işlerini kendi bitirmemiş vaziyette gelirlerse de şahsım olarak ek motivasyon sağlayarak şehri ayağa kaldırmazsam namerdim. Neyse sinekler vızıldayadursun, Konyaspor taraftarı ve Konya kenti maç öncesi büyük bir vefa örneği göstererek 2009-2010 sezonunda Konyaspor’umuzda oynayan Branimir Poljac’ı Konya’ya davet ederek, gerçekten hoş bir organizasyona imza attı. İstiklal Marşı’nda verilen asker selamı da ite köpeğe verilen çok güzel bir mesaj oldu.
Karşılaşmanın taktik savaşı şeklinde geçeceği çok belliydi. Nitekim teknik direktörler de ilk dakikadan son dakikaya kadar 5 düşünüp 1 kere hamle yaptı. Karşılaşmanın 15-20 dakikalık bir bölümü haricinde konuk ekibe üstünlük fırsatı vermeyen Konyaspor’lu futbolcu kardeşlerimiz, yine müthiş yardımlaştılar, alan daralttılar ve tabii ki çok koştular. Vasat performans gösteren birçok oyuncumuz olmasına rağmen takım olarak müthiş özverili oynayınca galibiyet de geldi haliyle. Fenerbahçe, ilk yarıda anlamsız kaprisleriyle ortamı geren konuk ekip sorunlusu Diego-Ozan değişikliğiyle orta alanda dönen topları kazanıp maçı tek kaleye çevirmeyi amaçladı. Ama teknik direktörümüz Aykut Kocaman’ın bu hamleye karşı hamlesi gecikmedi ve aslında belki de risk alarak yapmış olduğu Volkan-Bajic değişikliğiyle 3 puanı istediğini de gösterdi. Burada ince bir detayı atlamamak gerektiğini düşünüyorum; hücum anında kaybedilen topların kimin tarafından değerlendirileceği karşılaşmanın galibini belirleyecekti. Son 20 dakika daha çok hücumu düşünmek isteyen konuk ekip, ceza sahası önündeki huniye her takıldığında savunmada eksik yakalandı ve aslında risk almış gibi gözüken Aykut Kocaman’ın talebeleri, daha emniyetli bir oyun planını uygulamaya başladı. Bajic ve Rangelov’a oynanan uzun toplar neticesinde 85. dakikada galibiyet golü de gelmiş oldu. Hafta içinde Fenerbahçe’li olması nedeniyle Fenerbahçe karşılaşmasında gerekli özveriyi ortaya koymayacağı düşünülen Aykut Kocaman da kamuoyuna adeta ben hepinizin kralıyım mesajı veriyordu.
Konyaspor camiası bulutların üstünde şu an. Ve hemen hemen her kesimden övgü almaktan da başı dönmüş durumda. Ama bu şehir ve bu taraftar yıllardır bu günlerin hasretini çekti. Taraftarlar olarak bizler çok cefalar çektik sanıyorum bu sefayı sürmeyi de hak ettik. Ayaklarımız yere basarak bu serüvene devam edip, çok daha güzel ve gururlu günler yaşayacağımız dönemleri beklemeye başladık şimdi. Allah’ıma sonsuz şükürler olsun ve bizleri daha büyük başarıların da kahramanı etsin inşallah. İnananlar ve inandıkları şeyler uğruna mücadele edenler asla kaybetmezler…