Sezonun ilk yarısının son maçında Akhisar’a konuk olduk. Genel bir değerlendirme yapmak gerekirse, ilk haftalarda galibiyeti kaçıran taraf olmasına karşın sahadan beraberlikle ayrılan, üçüncü hafta galibiyet ile beşinci hafta mağlubiyet ile tanışan takım olgusundan ödün vermemeye çalışan bir ekip görünümündeydik. Bu arada Avrupa mücadelesinin de başlamasıyla inişli çıkışlı bir grafik sergiledik. Kadro genişliği konusunda sıkıntılarımızın oluşu, alabileceğimiz birçok maçtan yedek kulübesinin kısırlığı nedeniyle istediğimiz sonucu sonuçları alamamaya başladık. Aykut Kocaman insanlara hissettirmeden aslında bir nevi kendi kulübesini kendisi canlandırdı, normalde 11’de oynatacağı bazı oyuncuları yedek kulübesine çekip, ilk yarı maçı bir şekilde tutup, ikinci yarı bu oyuncuları oyuna dahil ederek skora gitti. Sezon başındaki değerlendirmemde 24 ile 27 puanlar arasında seyretmemiz bu kadro ile çok güzel olur dediğimi hatırlıyorum. Aslında takımımız, alınabilecek en ekstra puanı aldı. Devre arası geldi çattı, yanlış yapmadan, nokta transfer yapılacağına inanıyorum. Yönetimimiz artık tabiri caizse amatör yönetmiyor kulübü, taraftarlar ile arasında problemler polemikler azaldı, hatta yok da diyebiliriz. Ancak yönetimin şunu da anlaması gerekir: bugün oyun yapısı, oyun anlayışı sistemsel ve taktiksel olarak, taraftar olarak baktığımızda, ya da bunu bir bütün olarak gördüğümüzde, bugün Başakşehir’in yerinde biz neden yokuz diye kendime ara ara sormuyor değilim. Kulübün geleceğe dönük transferlerini, Bajic örneğinde olduğu gibi alkışlıyorum. Lakin bize biraz da delici, yırtık ve ısıran oyuncu profili gerekiyor. Holmen ve geçmiş dönemimizdeki Batista gibi oyunu çift yönlü oynayan ön libero, Gekas gibi bir golcü ve Vukovic’in yanında oynayabilecek El Saka tarzında bir stoper ihtiyacımız var, Zorlarsak Meha’nın bir iki kumaş üstü bir orta sahaya da hayır demem. Konyaspor’un puan kaybettiği maçlara bakarsak aslında sorunun genel manada delici, dikine oynayabilen oyuncu sayısının azlığından olduğu görmek zor değil.
Avrupa ile lig başka hiçbir şekilde kazanılmayacak tecrübe getirse de, takımımıza ağır geldiği aşikar. Ligde çok beğenerek izlediğimiz oyuncular bile tel tel döküldü zaman zaman. Ligde de belli bir düşüşe geçtiler. Ancak 16 hafta geride kaldığında gördük ki, Konyaspor sezon başı çizdiği rotanın sadece bir puan gerisinde, kaldı ki aslında ilk yarının son maçı ikinci yarının ilk maçı olduğu düşünülürse halen hedefine ulaşma ya da hedefi aşma konusunda bir iddiası var.
Objektif olarak baktığımızda Bajic 8 golle krallıkta ikinci sırada olsa da, golü koklama dediğimiz, doğru alanda doğru zamanda olma konusunda zaman zaman problem yaşarken, ben bu takımın direkt olarak 11 oyuncusuyum izlenimini veremiyor. Hatta Rangelov sahada yokken, onun da varlığı yokluğu pek belli olmuyor. Yani Bajic takıma bağlı bir golcü olduğu için, takım kötü ise onun sonuca çok katkı yapmasını beklemek haksızlık olacaktır.
Akhisar maçında iki tane pozisyon dikkatimi çok fazla çekti. Kapanış haftası ve yorgunluk ile orta alanın zaman zaman düştüğü mücadelede zevkli geçen bir maç izledik aslında. Bazen de sisteme, oyuna çok bakmadan zevk alınan maçlar olur futbolda. Bu öyle bir maçtı. Yalnız dediğim gibi iki pozisyon var kafama takılan. 1. pozisyon 10. dakikada mükemmel bir organizasyonla soldan yalancı bindirme, sağdan bindirme, geriye topun çıkması, mükemmel bir havadan ara pas, defans dengesinin bozulması, topu içeriye kesme ve Konyaspor’da topa vurması gereken son adamın topa vuramaması diyorum ben ona ve kaçan gol.
2. pozisyon ise orta alandan kapıp kontraya çıktığımız pozisyon. Defalarca izledim ve benzerinin Galatasaray-Alanya maçında golle sonuçlandığını gördüm. Ömer Ali’nin bu şutu çekecek kadar kredisi var diyebilirsiniz ancak, yanına topu boş ağlara gönderecek bir oyuncu varken, hele ki ilk görevi gol atmak yerine gol attırmak olan bir oyuncu için çok kızdığımı, hatta o an sanki bizim bildiğimiz Ömer Ali’den çok uzak bir görüntü verdiğini söyleyebilirim.
Sonuç olarak; ligi geçen sezonun ilk yarısında olduğu gibi 7. sırada tamamladık. Liderle aramızda geçen sezon ile hemen hemen aynı puan farkı var. Doğru transferler ile hedefe ulaşmamız sürpriz olmaz. Yeter ki Aykut Kocaman ile daha uzun yıllar beraber olalım, çok güzel işlere imza atağız çok.