Son iki lig maçında tam 10 gol yiyen ve tek kelime ile kimyamızın bozulmasına sebep olan maçları unutmak için camia olarak bu maçtan en az bir puan bekliyorduk. Ama futbol oyununda kazanmak için bir de topun sizi sevmesi ve istemesi gerçeğini unutmamız gerekiyordu. Çünkü biz bu maçtan bir puan almak şöyle dursun kazanmak adına her şeyi yapıyorduk. Maç bittiği zaman denilecek en iyi yorumda belki “Galip sayılır bu yolda mağlup” sözü geliyordu
TORKU Arena’da maç başladığı zaman her şey bizim için mükemmeldi. Tribünlerden saha zeminine kadar tam bir Avrupa görüntüsü içinde idik.
Nitekim Aykut Hoca’nın satırı eline alarak doğradığı isimler ile yepyeni bir takım sahada idi. Maçta tam bizim istediğimiz gibi başlamıştı. Süleyman Seba Sezonu’nda kafadan şampiyonluk favorisi olarak gösterilen ve gerçekten de buna layık görünen Beşiktaş’ı sahadan silmeye başlamıştık.
Sahanın her yerinde meşin yuvarlağın sahibi olma arzusundaki Konyasporlu futbolcular o kadar istekli o kadar başarılı ve o kadar baskılı idi ki…
İki takımın durumunu bilmeyen birine sorsanız hangisi şampiyonluğa oynuyor diye tereddütsüz yeşil-beyazlıları gösterirdi. O şampiyonluk adayı Beşiktaş’ı yarı alanına hapsetmiş sağlı sollu akınlarla boğuyorduk.
Taaki 19. dakikaya kadar. Beşiktaş ilk defa kalemize geliyordu ve ne acıdır ki kaleci Tolga’nın degajında tüm Konyasporlu futbolcular topu seyredince o top tam 70 metre kimseye dokunmadan geldi ve Gökhan ile buluşup kalemizde gol oldu.
Böyle bir gol ancak amatör maçlarda olur, o bile zor olur ama böylesine önemli bir maçta oluyordu.
Yediğimiz gol o dakikadaki oyunumuza göre tam çöldeki bedevi şansızlığı idi.
Golün çabuk şokunu attık. Yine sahanın hakimi olduk. Topunda hakimi idik. Ama pozisyon bulmakta çok zorlandık.
İlk kırk beş dakikada skorun dışında her istatistik bizim lehimize idi. Ama yenik, boynu bükük soyunma odasına giden de yine bizdik.
İkinci yarıya da çok iyi başlayan taraf biz idik. Konyaspor bu yarıya da o kadar güzel başlamıştı ki adeta sahanın tek hakimi idik ve yine şampiyon adayını yarı alanına hapsedip nefes dahi aldırmıyorduk. Hele o Mehmet Güven’in bazukasına ne demeliydik.
Başta dedik ya şans konusunda tek kelime ile çöldeki bahtsız bedevi ve kutup ayısı gibiydik. O şut direkten dönüyor bu kez bu yarıda ilk kez ceza alanımıza yaklaşan Beşiktaş ikinci golünü atıyordu.
Beşiktaş’ın iki şutu vardı ve ikisi de gol oldu.
Yine de yılmadık. Beşiktaş’ı nerede ise sahanın her yerinde siliyorduk ama golcümüz yoktu. Allah’tan penaltı ile şeref sayımızı kazandık.
Bu dakikadan sonra ligin şampiyonluk adayı büyük kartal maçı kazanma skoru koruma adına her türlü numarayı yaptı. Sonunda da istediğini aldı.
Kazanmak için her şeyi yaptık ama ara transferde bize öncelikle bir iyi golcü gerektiğini yine gördük ve anladık. Artık bunu istemek Aykut Hoca’dan, acilen almak ise yönetimden.