Eski vekilimiz bugün ise Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan’ın Başdanışmanı olan Mustafa Akış ile dün iki buçuk saate yakın birlikte olduk.
O birlikteliğe ve konuşulanlara geçmeden önce, şöyle biraz geriye gidelim ve geldiğimiz noktanın güzelliğine, hazzına ve mutluluğuna değinelim.
Milli görüş alt yapısından gelip AK Parti Gençlik Kolları’nda zirve yaptıktan sonra vekil olduğu zaman Mustafa Akış çok farklı bir portre çiziyordu. O günleri tekrar bir hatırlayalım.
………..
Son derece rahattı.
Kendinden emindi.
Özgüveni çok yüksekti.
Öyle fazla düşünmeden, B planı olmadan, içinden geçeni rahatlıkla pat diye söyleyiveriyordu. Lafı asla eveleyip gevelemiyordu.
Uzun boylu ve yakışıklı idi. Bunun da çok farkında idi.
Bir de samimiydi….
Vekil oldu. Vekillik bitti. Derken Cumhurbaşkanı Başdanışmanı oldu.
Bizim yaşlı gazeteci-genç siyasetçi ilişkimiz hiç geriye gitmedi. Yerinde bile saymadı. Hep bir adım öteye gidiyordu.
Çünkü Sayın Vekilimiz asla geldiği yeri, çocuklukta yaşadıklarını, gençlikte çektiklerini unutmuyor ve de o günlerle gurur duyuyordu.
Garip bir köylü çocuğu olarak çok şeyler yaşamıştı. Yükselirken hazmederek ilerliyordu.
Sayın Akış bazı basın mensupları ile vekilliği döneminde hiçbir vekilin yapmadığı veya bunu da şöyle söyleyebiliriz yapamadığı bir samimiyet çemberi oluşturmuştu.
Bir, gündem dışı bizleri çağırır ister yazın haber yapın, isterseniz gidip turşusunu kurun babından ne biliyorsa bizimle paylaşırdı. İki, bizim bildiklerimizi de en ince detayına kadar öğrenmek ister sorar soruştururdu.
……………
İşte dün de böyle oldu. Topu topu 7 gazeteci idik. “Yemek bahane sohbet şahane” diye 12’de Yatağanlı Osmanağa’da buluştuk. Vedalaşırken saat 14.30’u geçiyordu.
Sayın vekilde değişen hiçbir şey yoktu. Ama belki en büyük değişiklik etiket olarak “eski vekil” sıfatının yerine Cumhurbaşkanımızın 33 baş danışmanı içerisinde çekirdek kadroda bulunan 17-18 başdanışmanı arasına girmiş genç bir isimdi.
Akış’ın yanında oturup sohbet ederken bile havası bize yetiyordu.
2.5 saatlik sohbetin bazı kısımlarını kimseyle paylaşmama sözü verdik. Ama siyasi düşüncelerin dışında bazı özel notlarımın sizlerin de dikkatini çekeceğini tahmin ediyorum. Siyasi açıklamaları ise zaten Gazetemiz PUSULA’nnın manşetinde olacak.
CUMHURBAŞKANI “HÜSEYİN’E SÖYLEDİM” DEDİKÇE…
Akış’tan hoş bir anı.
“Partiden bir ekiple Sayın Cumhurbaşkanımızı dinliyoruz. Cumhurbaşkanımız sık sık “Hüseyin’e şunu dedim… Hüseyin’e bunu dedim” diyor. Mevzu ile Hüseyin’i birleştirmek istiyorum. Olmuyor. Partideki bütün Hüseyin’ler gözümün önünden geçiyor. Yok o Hüseyin bu Hüseyin olmuyor. Dayanamadım yanımdaki bakanımıza fısıltı halinde sordum “Bu Hüseyin kim?”… Çaktırmadan cevap verdi; “Obama…”…
Belli ki Sayın Cumhurbaşkanımız ABD Başkanı Barack Hussein Obama ile görüşürken kendisine Hüseyin diye hitap ediyordu”….
O TWEETİ BAŞBAKAN’A ATMADIM
Anayasa mahkemesinin iki gazeteci için verdiği karar ve ardından da Cumhurbaşkanı’nın Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararla ilgili olarak “Saygı duymuyorum” açıklamasının ardından Bakanlar Kurulu toplantısı ardından Numan Kurtulmuş’un sözleri üzerine attığı tweet ile bir anda gündem olan Akış buna da net bir açıklık getirdi.
Bu tweet ile başta ne Sayın Başbakan ve ne de hükümeti kastetmediğini sadece ve sadece o anda hissettiklerini sosyal medyada paylaştığını söyledi ve ekledi; “Hala aynı yerdeyim. Zaten daha sonraki açıklamalarda da durum toparlanmaya çalışıldı. Bir de o günkü bakanlar kurulu toplantısında ki bazı bakanlarla görüştüm. O konu hiç gündeme dahi gelmemiş”
KONYA’DAN KOPAMAYIZ
Haftada en az iki kere Cumhurbaşkanı ile görüştüğünü bu arada olağanüstü gelişmeler ve çalışmalar sonucunda ise direkt Cumhurbaşkanına rapor sunduğunu belirten Akış, Konya ile de kelime kelime ilgiliydi. Yazdığımız yazıları bile günlük olarak takip etiğini ise bir ara “Uğur abi iki gün önce de şunu yazdın” diyerek onaylatıyordu.
………..
Sayın Akış vekilliği bitip boşta iken bile bizim güvendiğimiz inandığımız bir genç siyasetçi idi. O günlerde gerektiği zaman kendisini arar bilgi alır danışır ya da yazışırdık. Cumhurbaşkanlığı danışmanlığından sonra bir kez yazışmıştık. Ama diğer meslektaşlarımız ayrıldıktan sonra ayaküstü yaptığımız sohbette kendi şehrimiz için en iyisini yapma adına söz verdik.
Yolun açık olsun Sayın Akış. Allah kalbine gönlüne yüreğine göre versin.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Her seven isimsiz bir kahramandır ve insan, sevebildiği kadar insandır
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
C 031… plakalı okul servis aracı dört yol ağzında ışıklarda yolun sağından gelip sola dönmediği zaman daha iyi ADAM oluruz.