Cumhurbaşkanlığı bisiklet turunun keyfini çıkartabildik mi?

Uğur Özteke

Salı günü ikindi saatlerinde başlayıp gece yarısına kadar devam eden, “tam bitti” dediğimiz anda ise dün öğle saatlerinde bile fırça yiyip, laf işittiğimiz “Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu’nun Konya ayağından Konyalı ve Konya’da yaşayan insanlar olarak zevk alabildiniz mi? Ya da mutlu oldunuz mu?”

…..

İzninizle adım adım bu konu üzerinden ilerlemeye çalışalım…

Yıllardır Cumhurbaşkanlığı Turu’nu fırsat buldukça ailecek izlemeye çalışırız.

Dahası nedendir hala bilmiyorum Avrupa’daki ve Dünya’daki tüm bisiklet turlarını yabancı spor kanallarından saatlerce izleriz.

Bisiklet turu son yıllarda organizasyon olarak gerçekten profesyonelce, dahası dört dörtlük.

Dolayısıyla dünyanın izlediği turun canlı ya da banttan yayını da muhteşem.

İnanılmaz bir Türkiye tanıtımı.

…..

Bu tur her yıl Cumhurbaşkanlığı’ndan maddi manevi büyük destek alır. Aldı da.

Ama Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın spordan gelmesi, sportif bir ruha sahip olması son yıllarda turu daha da renkleniyordu.

………………

Yalnız Konya olarak Cumhurbaşkanlığı Turu’nun hep üvey evladı bir şehir idik.

Lafa geldi mi Türkiye’de bisiklet sporunun kalbi Konya’dır.

Yine son yıllarda bu turun sponsoru da Recep Konuk’un sayesinde biz olduk.

Parayı veren biz, bisiklet şehri olan biz, maddi manevi çabalarla bisiklet sporunu yaşatmaya çalışan biz…

Eeeee tur her yerden geçer, her ilçenin reklamı Dünya’da yapılır.

Peki Konya bu işin neresindedir?

Acıdır ki düne kadar enayiliğinde idi.

…………

Veee bu yıl önce Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayip Erdoğan’ın “Konya’nın gecikmiş hakkını vermesi”, ardından Sayın Başbakanımız Davutoğlu’nun “Konya için ağırlığını koyması” ile turun bir ayağı ilk kez bize kaydırılyordu.

Her iki büyüğümüze de şehir adına minnettarız.

……………

Bu çabanın bir de perde arkasında olan görünmez kahramanları vardı. Ankara’daki bürokratlardan Konya’dan devletin zirvesine ulaşmayı başaran siyaset ile değil spor ruhu ile yer edinen bizim eski bisikletçilerimiz…

Onlara da bir kez daha en içten saygılarımızı sunuyoruz…

…………..

Yavaş yavaş salı ikindin saatlerine geliyoruz.

Konya’da değildik. Akören’deyiz. (Akören yazımızı da yüzlerce öğrenciye söz vermemize rağmen mecburiyetten yarına öteledik. İnşallah bunu da okuyacaksınız)

Orada cep telefonlarımızdan turu canlı olarak izlemeye çalışıyoruz.

Konya girişini izliyoruz. Çekimler mükemmel. Şehir şahane gözüküyor.

Kendi kendimize gururlanıyoruz.

…………..

Derken telefonumuz arka arkaya çalmaya başlıyor.

DSİ önünden tutun, Hatıp yoluna kadar direksiyonda kim varsa bizi kim tanıyor ve güveniyorsa köpürüyorlar;

“Uğur Bey Konya’da ne var? Yolda tıkandık kaldık ne oldu?”

“Abi bu ne rezalet arkamızdaki ambulans 15 dakikadır ortalığı yıkıyor. Araçlar bir metre ilerlemiyor. Bu ne kepazelik?”…

…………..

Dilimiz döndükçe öfkeli insanlara bisiklet yarışlarının olduğunu o yüzden bazı yolların kapanmış olabileceğini ifade etmeye çalışıyoruz.

Aldığımız cevaplar üç aşağı beş yukarı aynı çerçevede;

“Bundan kimin haberi var?”

“Niye daha önceden bildirmediler?”

“Alternatif yollar nerede?”

“Bunun için okul çıkışlarına, dairelerin çıkış saatine mi denk getirdiler?”

……………

Gece evde basketbol maç izlemeye çalışıyoruz. Gelen mailler, mesajlar, watshaptan, facebooktan yazılanları isteyenlere gösterebilirim.

………..

Bitmediki telefon eden edene.

Mesela bir abimiz şöyle diyordu;

“Uğur abi bu nasıl iş? Bak geçen yıl ben Alanya’daki turu oraya giderek canlı olarak izlemiştim. Hatta şeritler mükemmel çekilmiş, izlemek isteyenlere Türk Bayrakları dağıtılmış, insanlar tek sıra dizilmişti. Çok heyecanlı ve gurur verici idi.

Ama bugün bizim yaşadıklarımız ne Allah aşkına. Ben şehrimi bunlardan daha çok seviyorum. Ülkem için ölürüm. Ama evime yeni girebiliyorum. Yazıklar olsun……..”

……………..

Durun daha bitmedi.

Sabah 6’dan sonra dostlarımız bir gün önce akşam saatlerinde yazdıklarını derleyip toparlayıp yazarak bize göndermeye devam ediyorlar.

Yapacak bir şey yok. Demek ki insanlar çok mağdur olmuşlardı.

………………..

Öğlene doğru Süleyman Okur abim arıyor. Heyecanla efendim dedim. Süleyman abim benim için gerçek bir Konya değeridir. Müthiş bir insandır. Ve Konya ile Türk bisikletinin de simge isimlerindendir.

Süleyman abi direk konuya giriyordu “Uğur’cum biliyorsun seni çok severim. Basında senin yerin bir ayrı. Benim dükkana günlük 6 gazete gelir. Birisi de tabii ki PUSULA… Ama senden başka bisiklet yarışlarının trafiği kilitlediğini yazan yok. Bu olmadı. İlk defa bur tur yapılıyor ve bunun adı Cumhurbaşkanlığı turu. 120 ülke canlı olarak Konya’yı izledi.  Vatandaşın ki ne tepkisi? Ne olmuş? 365 gün bu şehirde trafik çilesi var. Ha bir günde 3 saat de bisiklet turu için beklesinler. Bunu sen yazmamalıydın çok üzüldüm…”

….

Dedik ya Süleyman abinin görüşleri benim için çok önemlidir.

Bu kez Süleyman abiye yaşadıklarımızı bire bir anlatmaya çalışıyoruz. Ve yine bir okurumuzun yazdığını Süleyman abiye soruyorum;

“Abi özür dilerim. Bir okurumuz bakın ne diyor? Billboardlarda günü geçmiş tarihi geçmiş duyurular haftalarca duracağına bu tur ile ilgili ilgili bildirimler niye yapılmadı? 3 billboarddan birinde turla ilgili bildirimler yapılsaydı da biz yolun niye kapatıldığını niye beklediğimizi bilseydik olmaz mıydı? “

………….

Sohbet uzundu. Çünkü bu tura yüreğini koyan Seydişehir-Alanya etabı için gövdesini koyan Süleyman abi ile biz anlaştık.

Herkes kendince yerden göğe kadar haklı idi.

Bir tek haksız vardı o da ben!!!

Ama Konya olarak yine yapacağımızı yaptık keyif çıkartmak yerine azap ve sıkıntı ile bir nimetin daha zevkini alamamıştık.

İnşallah büyüyünce alırız değil mi?

 

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Akıldan nasibini almayanlarla geçinebilmek, aklın zaferidir.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Empati yapmayı becerdiğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (4)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.