CUMHURİYET DÖNEMİNDE ÇEVRE BİRİMLERİ

Namık Ceyhan

Yüzyıla yakın bir geçmişi olan Türkiye Cumhuriyeti’nin siyasi tarihi ve buna bağlı yaşanan ekonomik gelişmeler, cumhuriyet dönemi boyunca değişik evrelerde incelenebilir. Çevre kavramı ise yüzyılın son çeyreğinde dünya gündemine geldiğinden itibaren ülkemizde de geçen otuz yıldır konuşulmaya başladı.

Çok partili dönemle birlikte 1960’lı yıllar, planlı ekonomi ve kalkınma arayışlarının başladığı, Devlet Planlama Teşkilatı’nın kurulduğu yıllardır. 1961 Anayasası’nın kabulü, ardından 1962 yılını kapsayan bir “geçiş programı” sonrasında DPT’nin istikrarlı büyüme ve kalkınma sağlanması amacıyla hazırladığı ve 15 yıllık bir geleceği göz önüne alan ilk “Beş Yıllık Kalkınma Planlarında” çevre sorunlarına ve çözümüne yönelik politikalara rastlamak mümkün değildir. 1979 – 1983 yıllarını kapsayan “Dördüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı“n da ise, çevre sorunlarına hem toplumdaki gelişmeler, hem de temel politikalar bölümünde yer verilmiştir

1983’de yapılan yeni Anayasanın 56. Maddesi hem devlete hem de vatandaşlara sorumluluklar getirmektedir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşların ödevidir. Bunun için çevreye özen gösterme, kirliliği kaynağında önleme ve çevresel kaynakları temkinli ve rasyonel kullanma bir gereklilik olmaktadır.

Türkiye’de çevre korumaya ilişkin görevler yetmişli yıllarda çeşitli bakanlıklar ve kuruluşlar aracılığı ile yürütülmüş, tüm bu kurumlar arasında eşgüdüm sağlamak amacıyla 1978 yılından itibaren “Başbakanlık Çevre Örgütü” ve daha sonra Çevreden sorumlu Devlet Bakanlığı’na bağlı “Çevre Müsteşarlığı” düzeyinde yürütülmüştür.

 

 Konuyla ilgili mevzuat düzenlemesi olan 2872 sayılı Çevre Kanunu 1983 yılında çıkarılmıştır. Çevreden sorumlu Devlet Bakanlığı 2872 sayılı Çevre Kanunu ile ülke genelinde çevre kaynaklarının korunması, geliştirilmesi, ortaya çıkan veya çıkacak kirliliğe karşı gerekli önlemlerin alınması konusunda sorumlu tutulmuş, bunun için 1984 de Çevre Genel Müdürlüğü kurulmuştur.

 

 1989 da Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı kurulmuş, Özel Çevre Koruma Bölgeleri ilan edilmiş. Çevre iş ve işlemleri bu sefer tekrar Devlet bakanlığına bağlı Çevre Müsteşarlığı tarafından yürütülmeye başlamıştır.

 

Çevre alanında daha etkili bir kurumsal yapı oluşturmak amacıyla nihayet 21 Ağustos 1991 tarih ve 20967 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 443 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile müstakil bir Çevre Bakanlığı kuruldu. Kuruldu diyorum çünkü bakanlığın kuruluşundan itibaren günümüze kadar hem resmi hem de gönüllü bir çevreci olarak gelişmelere yakından şahit oldum. O dönemde Bakanlığın Taşra Teşkilatı olarak sadece 32 ilde il müdürlüğü kurulabilmiş, tüm illerde teşkilatlanmasını ancak 2001 yılında tamamlayabilmiştir.

 

İllerde Çevre İl Müdürünün sekreterliğini yaptığı Mahalli Çevre Kurulları Valilerin başkanlığında çok önemli görevler üslenmiş, şehirlerin çevresel geleceğine yönelik kararlar bu kurullarda alınmıştır. Ancak Mahalli Çevre Kurullarının yetki ve sorumlulukları 90 lı yıllara göre giderek azalmıştır.

 

AK Parti Hükümetleriyle birlikte 01.05.2003 tarihinde kabul edilen 4856 sayılı yasa ile Çevre ve Orman Bakanlığı birleştirilerek Çevre ve Orman Bakanlığı kuruldu. Çevre ve Orman Bakanlığı’nın görevleri arasında 2872 Sayılı Çevre Kanunu, 6831 sayılı Orman Kanunu ve 2873 sayılı Milli Parklar Kanunu başta olmak üzere çevre ve ormanla ilgili mevzuatla birlikte kırsal alanların korunması, bu alanlardan en iyi şekilde yararlanılması, orman alanlarının ve orman köylüsünün kalkındırılması da yer almaktadır. Bakanlık ayrıca her türlü kirlenmeye karşı önlem almak, kirlilik ile ilgili tespit ve ölçümleri yapmak, sürdürülebilir kalkınma ilkesi çerçevesinde çevresel politikalar belirlemek, ulusal orman varlığını geliştirip,  korumak gibi önemli görevlerde üslenmiştir.

 

2011 Yılına gelindiğinde Çevre ve Orman Bakanlığı mülga oldu.  644 ve 645 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Bayındırlık Bakanlığı ile Çevre birimleri birleştirildi, Orman tekrar ayrıldı ve su birimleriyle birleştirildi. Bu suretle Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Orman ve Su İşleri Bakanlığı adı altında iki ayrı bakanlık oluşturuldu. Halen bu bakanlıklar eliyle genel çevre hizmetleri yürütülmeye devam edilmektedir.

 

Bu arada Cumhuriyet döneminde Çevre koruma ile ilgili diğer kurum ve kuruluşlara bakacak olursak, Çevre Bakanlığı, Çevre ve Orman Bakanlığı ve Çevre Şehircilik Bakanlığı dışında Sağlık Bakanlığı, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı,  Kültür ve Turizm Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, İç İşleri Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Ulaştırma Haberleşme ve Denizcilik Bakanlığı, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın da kuruluş ve görevleri arasında çevreyi ilgilendiren konular vardır.  Memleketimizin havası suyu toprağı, hayvanı bitkisi ve insan sağlığıyla ilgili konularda doğrudan ya da dolaylı görevleri üstlenmişlerdir.

 

Öte yandan adında çevre kelimesi geçen çevre korumayı amaç edinen yerel, bölgesel, ulusal ve uluslararası yüzlerce Sivil Toplum Örgütleri kuruldu ve çevre ile uğraşmaya devam ediyorlar.

 

Türkiye’nin Çevre politikaları ve çevre birimleri son 30 yılda çeşitli değişikliklere uğradı ve hala değişim ve arayış içindedir. 1 Kasım seçimleri sonrasında dileğimiz tek başına Çevre Bakanlığının tekrar oluşturulmasıdır.

 

Halen yürürlükte olan çevre ile ilgili pek çok kanun tüzük yönetmelik, tebliğ genelge adı altında yüzlerce mevzuat yürürlükte. Gerçekten bu mevzuatlar pek çok gelişmiş ülkelerdekiler düzeyindedir. Hemen hepsi Avrupa Birliği müktesebatı ile uyumludur. Bu arada AB uyum süreci devam ediyor. Günümüzde Çevre projeleri rağbet görüyor. Kalkınma ajansları ve Ulusal Ajans başta olmak üzere çevre konusu olunca projeler destek buluyor.

 

Velhasıl Cumhuriyet döneminin son çeyreğinde dünya gündemiyle birlikte ülkemizin de gündemine giren çevre konusu binlerce insan için iş kapısı aş kapısı olmaya devam ediyor. Ancak bir taraftan da Çevre sorunları devam ediyor. Bu başka bir konu. Kalın sağlıcakla.

 

ÇEVRE SÖZÜ: Cumhuriyet Bayramınız Kutlu Olsun. Yaşasın Cumhuriyet...

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.