İlk defa halkın seçeceği bir Cumhurbaşkanlığı seçimi için gün sayıyoruz.
Her ne kadar bazılarınca sonucu önceden belli bir seçim gibi algılansa bile yine de bir seçimdir ve Türkiye ilk defa halkın seçtiği bir Cumhurbaşkanınca yönetilmeye başlayacaktır.
28 Ağustos 2007'de 11. Cumhurbaşkanı olarak seçilen Abdullah Gül'ün görev süresi Anayasa uyarınca 28 Ağustos 2014'te bitecek.
Cumhurbaşkanı seçilme yeterliliği Anayasamızın 101'inci maddesinde düzenlenmiş. 101'inci maddeye göre,
Cumhurbaşkanlığı'na "Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri içinden veya Meclis dışından aday gösterilebilmesi yirmi milletvekilinin yazılı teklifi" ile mümkün olabilecek. Ayrıca, en son yapılan milletvekili genel seçimlerinde geçerli oylar toplamı birlikte hesaplandığında yüzde 10'u geçen siyasi partiler ortak aday gösterebilecek.
Gül'ün Cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından Meclis'te Anayasa değiştirildi ve Cumhurbaşkanlarının iki turlu sistem ile, halk tarafından seçilmesi benimsendi. 2014 yılında yapılacak seçimde Çankaya'ya çıkacak 12. Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi karara bağlandı.
Artık halk tarafından seçilen Cumhurbaşkanının görev süresi 5 yıl olacak ve seçilen kişi bir kez daha aday olabilecek.
İlk turda cumhurbaşkanı seçilebilmek için geçerli oyların salt çoğunluğunu yani yüzde 51'ini almak gerekiyor. İlk turda bu çoğunluğa ulaşılamaması durumunda ise ikinci tur seçime gidilecek. İkinci tura ilk oylamada en çok oy alan iki aday katılacak ve geçerli oyların çoğunluğunu alan aday cumhurbaşkanı seçilecek.
ilk oylama 10 Ağustos 2014 Pazar günü, seçimin ikinci oylamaya kalması durumunda ise ikinci oylama 24 Ağustos 2014 Pazar günü olacak.
Bu bilgilerden sonra şimdi gelelim Nasıl bir Cumhurun Başı istiyoruz?
Her felsefi, her siyasi, her toplumsal hareket değerlidir ve dikkate alınmak zorundadır.
Yeni Cumhurbaşkanı aslında milli iradenin tam bir yansıması ve toplumun son gerginlikler yüzünden yaralandığı sosyal psikolojisini rehabilite edecek yapıda olmalı.
Mesela % 75 üzerinde bir oy ile seçilecek Cumhurbaşkanı, ne kadar muazzam bir gelecek getireceğinin göstergesi olabilmeli.
O yüzden demokrasinin olmazsa olmaz şartı olan demokrat tavrı, duruşu, kendine güveni, halka güvenmeyi ön plana çıkaran biri olmalı.
Burdan da şu anlaşılıyor ki, yeni Cumhurbaşkanı toplumun her köşesini, rengine, takımına, boyuna-postuna, kilosuna bakmadan bir görecek, Orta Doğunun güvenini kazanmış Avrupa ülkelerine kendini saydırmış tüm kıtalara köprü olacak, sevgi ve saygınlığı olacak, görünümü ile güven verecek, özü sözü bir olacak, yıllardır halkın güvenini almış, siyasetin her kademesinde görev yapmış, halkı çok iyi tanıyan, yeri geldiğinde köylüsü ile köylü, yeri geldiğinde yurt dışında büyük ülkelerin liderlerinin önünde olmayı becerebilen biri Cumhurun başı olmalı derim.
Lütfen konuşurken, tartışırken, savunurken ve de 10 ağustos geldiğinde oy verirken, en az % 75 üstünde oy alması gereken bir Cumhurbaşkanı adayını yakışanı ile, geçmişindeki başarıları ve halktan aldığı güven ile belirleyelim, oyumuzu doğru adaya verelim.
Cumhurbaşkanı, halkın sadece ancak ve ancak yarısına hitap eden/edebilen değil; bir millet heyulası ve merhum Âkif’in dediği gibi bederine temessül edebilecek bir millî vicdanı arkasında hissedecek yani milletin tamamına hitap edebilecek bir kişilik olmalıdır.
Yazının özetine yakışır ; Muhakkak ki Allah, emanetleri sahibine teslim etmenizi ve insanlar arasında hakemlik yaptığınız zaman adaletle hükmetmenizi emreder. (Nisâ Suresinin 58.Âyet-i Kerimesi)