Kendim için çok sevdiğim bir söz vardır.
“Dirgeni yiyen sıpa bir daha gelmez sapa”…
………….
Bu hafta yediğim dirgenlerden dolayı İstanbul seçimleri bitinceye kadar (Eğer bir daha iptal olup bir daha seçim yapılmaz ise) o konuda yazı yazmak yok.
O zaman ne yazacağız?
Gelin uyanık zeki(!) on binlerce taraftarını kandıran, kendisini akıllı sporseveri işi bilmez yerine koyan güneşli havada tribünün gölgesinde top çeviren topçular gibi biz de ortalarda topu çevirelim.
Bunun için de hepinizden çok özür dilerim. Beni affedin. Kızıp, küfredeceksiniz, hakaret edecekseniz de baştan okumayın. Düzen bu. Ağlanacak, acınacak durumdayız. Bizi bu hale getirenleri de Allah’a havale ediyorum ve hep inandığım gibi Cenab-ı Allah’ın adaletine sığınıyorum.
RECEP KONUK’UN
BAKAN OLMA
İHTİMALİ YÜKSELİYOR MU?
Dün bizde yazmıştık. Malum TORKU üzerinden önce içerden sonra dışarıdan mevzi satışları belli aralıklarla sürdürülüyor. Allah var ben de bunu kendi küçük beynimde zaman zaman farklı yorumluyordum.
Ne var ki dün sabah uyanıp da telefonu elime aldığımda Konya dışından devletin en üst düzey yöneticilerinden bir abim gecenin bir yarısı telefonuma attığı mesajı okudum.
Çok sevdiğim inandığım adam gibi adam yürekli insan gecenin bir yarısı yani yeni günün ilk dakikalarında taaaa nirelerden şöyle diyordu;
“Abi iyi geceler Torku’ya saldırma sebepleri, Recep Konuk’un Tarım Bakanı olma ihtimali.
Onu yıpratmaya çalışıyorlar.
Çünkü şu an Türk tarımını açmazdan çıkarabilecek ender adaylardan birisi.
……………………
…………………………”
……………..
Gönül dostlarımıza samimi ve bizi inanan insanlara görüşlerini makamları mevkileri ne olursa olsun ve bugün için de bu büyüğüme huzurlarınızda bir kez daha teşekkür ederim.
Allah sizlerden ve sizden değerli büyüğüm bin kere razı olsun.
…………….
Haaaaa gelelim böyle bir gelişmeye.
Mantıklı mı? Mantıklı.
Olabilir mi? Olabilir. Neden olmasın.
Hem böyle bir düşüncenin ardından aklıma geldi.
Bizim Recep Başkan böyle korkunç ve iğrenç saldırılar karşısında hiç de ortaya çıkıp tek laf etmiyor değil mi?
Türkmen Beyi eskiden olsa vurdu mu oturturdu…
Siyaset bu işte.
Sakin, sessiz, akıllı olmak gerekir.
Bu konuda yarının ne getireceğini bir Allah bir de Reis bilir…
MALİ MÜŞAVİRLER VE
MUHASEBECİLER SEÇİME GİDERKEN
Bu şehirde çok çalışıp az aşınan verdikleri mücadeleye ve ağırlıklarına rağmen Konya kamuoyunda ve protokolde dahi hak ettikleri yerlerini alamayan Mali Müşavirler ve Muhasebeciler Odası seçime gidiyor. Odaların derneklerin seçimleri öncesi biz yerel basın olarak genelde bu işlere hiç bakmayız. Ama sonucu ve ondan sonraki faaliyetleri gazetelerimizde, dergilerimizde, yayın organlarımızda ve tv’lerde işleriz.
Ama her ne hikmetse bu odanın bugünkü Onursal Başkanı Sayın Ahmet İçyer’den buyana ben de bilmeyerek, istemeyerek dahası farkında dahi olmadan bu odamız ve çalışmaları içinde hep kendimi buldum.
Mesela geçenlerde Ramazan ayı içerisinde hani benim bazı bölümlerini eleştirdiğim “Birlikte Konya’yız” yemeği vardı ya bunun ilkini yıllarca Mali Müşavirler Odası tek başına yapmıştı. Oda o dönem Ankara’daki Konyalıları Konyalı bürokratları ve siyasileri bir araya getirdi.
Mali Müşavirler Odası bugün bile şehrin en muhteşem binalarından birinde oturuyorlarsa bunda Sayın İçyer ve ekibinin büyük emeği vardır. (Sayın Adem Esen Başkanımızın kulakları çınlasın)
Neyse o dönemden bugüne Allah’a çok şükür hiçbir muhasebecilik, kağıtlık, evraklık işim olmasa da camiadan pek çok dost edindim.
Oda şimdi seçime gidiyor ya duyuyorum herhalde yanılmıyorsam beş başkan adayı varmış. Tabii bir de yönetimleri varmış. Diğer adayları da tanırım.
Ama bu seçim öncesi de seçim olmadığı dönemlerde de bize bu başkan adayları ve yönetimlerinden sadece ikisi selam verir.
Kimse kusura bakmayacak biz de bize selam verenleri tanır, bilir ve severiz.
Mevcut Başkan Özselek ile halen yönetim kurulu üyesi olan ve bugüne kadar mevcut listeyi arkadaşları ile delen Sayın Abdil Erdal bizim gerçek dostlarımızdır.
Bu dönemde de bizi en çok arayan soran hatta basındaki arkadaşlarımız ile bir araya gelen Sayın Abdil Erdal’ı her zamanki gibi çok heyecanlı iddialı gördük.
Gerek yurt içi gerekse yurt dışındaki mevcut meslektaşları ve meslek odası örgütleri ile sağlam bir bağı olan Abdil Başkan sandıkta yine büyük sürprizin olacağını iddia ediyordu.
Ne diyelim Allah herkesin kalbine göre versin.
Ne hayırlısı ise o olsun.
Oda için de aynı duamız geçerli.
Ama kim kazanırsa kazansın Mali Müşavirlerimiz ve muhasebeciler adına artık yeni dönemde Konya yönetiminde ne olur hak ettiğiniz yeri alın.
HOCA NE YAPIYOR?
TURKTIME’de Talat Atilla, perşembe günü şöyle bir köşe yazmış. Baştan söyleyeyim burası ne benim takip ettiğim bir site Talat Bey’de takip ettiğim yazılarını okuduğum bir isim. Dün sabah Konya’da yaşayan, dahası Konya’ya ailesi ile yerleşen ve öldüğüm zamanda beni Konya’ya defnedecekler diyen yiğit bir Karadeniz uşağı kardeşim.
Bu güzel insan “Uğur abi şöyle bir yazı var. Belki görmüşsünüzdür. Ama dikkatinizden kaçtı ise sizi bilgilendirmek istedim. Bu konuda bir bilginiz var mı?” diyerek kibarca bizi de bilgilendiriyordu.
Dedim ya vallahi ne okudum ne de böyle bir şey dedim.
Dahası işler bizim boyumuzu aşar. Biz kendi çapımızda küçük dünyamızda yerel gazeteciliği adam gibi olmasa da kenarından köşesinden kıytırık bir şekilde yapmaya kazandığımızı helal ettirmeye beddua değil dua almaya çalışan bir faniyiz.
Peki, bizi ilgilendirmeyen, boyumuzu aşan konu da bugün niye bunu yazıyoruz?
Çünkü konu Sayın Ahmet Davutoğlu.
Çünkü konu birkaç yıl öncesi “TÜRKİYE’NİN HOCASI Sayın Ahmet DAVUTOĞLU” …
Ve bizi ilgilendiren kısmı Konyalı Sayın Ahmet DAVUTOĞLU
İsterseniz izninizle önce neden Sayın Davutoğlu konusunu Talat Bey’in kaleminden eğer gerçekten sizlerin de dikkatinizden kaçtı ise bilgi paylaşımı babında yazının noktasına virgülüne dokunmadan önce paylaşalım.
“Erdoğan/Davutoğlu telefonda kavga ettiler!
Yeni parti kurma hazırlıklarına hız veren eski başbakanlardan Ahmet Davutoğlu ile Cumhurbaşkanı Erdoğan geçtiğimiz bayramda telefonda kavga ettiler.
Güvenilir kaynaklardan aldığım net bilgilere göre olay şöyle gelişti;
Bayramda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı arayan eski başbakan Ahmet Davutoğlu’nun telefonuna Erdoğan çıkmadı. Davutoğlu’nun ısrarla aramasından sonra telefona çıkan Cumhurbaşkanı Erdoğan, kısa bir bayramlaşmanın ardından Davutoğlu’na “Sen neden İstanbul’da değilsin?” sorusunu yöneltti.
Davutoğlu’nun “Binali Bey için mi gideceğim?” yanıtına sinirlenen Erdoğan “Sen Binali Bey için değil, AK Parti için çalışmış olacaksın. Hani aramızda hukuk vardı” karşılığını verdi.
Bunun üzerine Davutoğlu’nun “Beni gazetecilerin saldırılarına karşı korumadınız. Suriye dâhil her şey üzerimde kaldı Sayın Cumhurbaşkanım?” dedi.
Erdoğan’ın bu yanıt karşısında hiddetlendiği ve “Boş ver şimdi gazetecileri falan. Bunlar bahane. Sen neredesin, biz neredeyiz?” diyerek telefonu sert bir şekilde kapattı.
Bu telefon konuşmasından sonra Davutoğlu ve Erdoğan siyasi anlamda köprüleri tamamen attı.
NOT: Yazıyı kaleme almadan önce eski Başbakan Davutoğlu’nun cebine olayı özetleyen notu gönderdikten sonra, yanıtını bekledim ama her hangi bir değerlendirme yapmadı.”
…………….
Doğru, yanlış, eksik bilmem bilemem.
Amma velakin içinde bulunduğumuz sektörde yani gazetecilikte bir kaç istisna dışında 40 yıldır Ankara’da, İstanbul’da, Konya’da, Diyarbakır’da hiçbir gazeteciyim diye ortalıklarda göğsünü gere göre dolaşan biri böylesine ciddi konularda aslı astarı olmayan bir şeyi yazamaz.
Yemin ediyorum adamı patlıcan oyar gibi oyarlar.
Bu iş bu kadar ayyuka çıktı ise ben kendi adıma düşüncemi söylüyorum; doğ-ru-dur.
Hani bayramdan bu yana kiminle sohbet etsek kiminle konuşsak hep birbirimize soruyoruz değil mi?
“Davutoğlu parti mi kuruyor?”
………….
İyi hafta sonları…
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Sabır ağır bir imtihandır. Ama unutmayalım ki hüküm de kesindir.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Araçlarının üzerinde kocaman kocaman …………… firmalarının ismi yazılı araçların sürücüleri yanlarında bir bayan olduğu zaman magandalık yapmadıkları zaman daha iyi ADAM oluruz.