Son yıllarda sürekli gelişen teknoloji aslında insani değerlerimizin günden güne kaybolmasına neden oldu. Her istediğimize bir telefon tuşu kadar uzaklıkta olmak, her işimizi telefonla, tabletle, bilgisayarlarla çözebiliyor olmak insani ilişkilerimize atılan en büyük darbe oldu.. Evet, sohbet etmeyi, akraba ziyaretlerini hatta telefonla hal hatır sorma olayını bile bitirdik. ‘Görüldü’ yapıp bırakıyoruz çoğu zaman gelen mesajları. Gerekçemizde ‘Çok yoğundum unuttum’...
İnsani ilişkilerimizin günden güne harap olduğunu gözlemlerken birde gençlerimizin haline üzülmekten alıkoyamıyorum kendimi. Kızlardan başlayalım. Süs bitkisi gibi cicili kıyafetlerin içerisinde ve adeta yaptıkları makyajla ırklarını değiştiren, 2016-2020 serisinin son türleri, KADIN olmanın değerini adeta aşağı çekmek için uğraşıyorlar. Mükemmel fizik ve boyalı suratları ile her kapının kendilerine açılacağını zanneden bu türler aslında günümüzün en temel sorunları arasında başı çekiyor. Doğallık, berraklık ve kadınlık günden güne değerine kaybediyor. Çirkin yaşam tarzları ve kolay elde edilebilirlik toplumun ahlaki değerine de zarar veriyor. Hal böyleyken erkekler ne yapsın.. Bu furya içerisinde yaşamlarını sürdürüyorlar. Değersizliğe değer katıyorlar.
Toplum içerisinde yaşanan bu olumsuz gelişmelerin çözüm yolunu tabi ki eğitim olarak belirtmeyeceğim. Evet eğitim şart lakin öncelikli değerlerimiz olan örf ve adetlerimizi unutmamamız ve ailelerin bu noktada bilinçli davranması gerekiyor. Çünkü aileyi kendine rol model alan çocuk ileri ki yaşlarda anne veya babasını minyatürü olacak. Örf, adet gelenek ve göreneklerinden bağımsız bir toplum düşünülemez. Zehirli bir sarmaşık gibi çevremizi saran batı hayranlığını acilen durdurmalı Türk olduğumuz gerçeğini göz ardı etmemeliyiz. Unutmayın; sizler Kurtuluş Savaşının cephelerinde görev alan fedakar, mili mücadelenin kadın kahramanlarının; Halide Onbaşıların, Nezahat Onbaşıların, Halime Çavuşların ve daha nice kahraman Türk kadınlarının torunlarısınız..