TARİHE YOLCULUK 262
Küresel emperyalist devletler ve ülkeler tarafından kuşatılan ve toprakları işgal edilen Afganistan ve Irak halkına soruluyor: “Demokrasi sizce neyi ifade ediyor?”Halkın % 99.9’unun verdiği cevap: “Demokrasi bizim için bomba ve füze demek.”
Fransızca ‘impérialisme’den gelen emperyalizm, adı üstünde sömürgecilik, müstemlekecilik, yeni sömürgecilik (küreselizm) anlamına gelmekle birlikte; bir yerde sınır genişletme, yayılma hırsı ve istilâ siyaseti olarak da ifade edilebilir.
Yâni başka ülkeleri, insan topluluklarını siyasî, iktisadî, dinî ve kültürel bakımından tesir altına alma faaliyeti olarak özetlemek mümkün. Emperyalistler de bu fikri savunan emperyalizm taraftarları oluyor. Sömürgeci ve müstemlekeci fikir, düşünce ve zihniyete sahip olan kişiye biz “emperyalist” diyoruz.
Oryantalizm ise, emperyal düşünce ve zihniyetin dinî alanda yürüttükleri faaliyetlerdir. Hollanda’dan Mısır’a, Mısır’dan da müşteşrikler eliyle İslâm coğrafyasına nüfuz etmişlerdir. İslâm dünyasındaki zihin karışıklıkları ile fikir ve düşüncedeki bulanıklıklar bu oryantalist düşüncenin bir ürünüdür. Bu oryantalistler “müslüman” görünümlü olarak İslam coğrafyalarında Müslümanlara çok zarar verici faaliyetlerde bulunmuşlardır. Günümüzde de bu tür faaliyetler bütün hızıyla devam etmektedir.
Emperyalist faaliyetlerin et tehlikelisi olanları ise; ekonomik, kültürel ve dini alanda yürütülen faaliyetlerdir. Batı ve Batılılar tarafından “El-Kaide, DEAŞ, Taliban, Bokoharam” gibi terörist gruplar eliyle yürütülen faaliyetler ise; barış ve huzur dini olan İslam’ı “terörizm(!)”, Müslümanları da “terörist(!)” olarak gösterme aşağılığının bir ürünü olarak görülmelidir. Afganistan’da şimdilerde Taliban’ın yerine ikâme edilmeye çalışılan “Horasan” adı altında yeni bir terör grubu icat edilmeye çalışılmaktadır. Her nasılsa Amerika medyası bu tür örgüt/örgütler hakkında ilk onlar yüzlerce makale yazarak kitaplar yayımlamaya başlıyorlar. Bu da bu tür örgütlerin araştırılması gereken bir başka yönü olarak ortada duruyor.
DEMOKRASİ, BOMBA VE FÜZE DEMEK…
Afganistan ve Irak halkı üzerinde yapılan bir araştırmaya göre, halka “demokrasi sizce neyi ifade ediyor?” diye soruyorlar. Halkın % 99.9’unun verdiği cevap:“Demokrasi bizim için bomba ve füze demek.”
Küresel emperyal güçler Amerika, İngiltere ve Fransa; kontrollü olarak Suriye rejimine Esed’e yönelik olarak ürettikleri yeni füzeleri deneme sahası olarak Şam’ı seçtiler. Esed’de Şam yakınlarında bir mahalle olan Doğu Guta’daki kendi halkına yönelik kimyasal silah kullanmak suretiyle empeyalist yeni sömürgeci güçleri kendi üzerine çekti.
Esed ise, Rusya’nın “Şam Valisi” olarak şu açıklamayı yaptı: “Batı, kontrolünü kaybettiği için saldırdı.” Vatanını ve milletini seven bir idareciden elbette böyle bir açıklama beklenemezdi. Kendisini oraya getiren irade ve mekanizmayla hareket eden Esed, Suriye’yi sömürgeci güçlerin fink attığı bir ülke ve coğrafya sahası olarak açtıktan sonra benden sonrası “Bad' el Harab - ül Basra” demektedir.
Tarihin hiçbir dönemimde Üniter bir devlet yapısına kavuşamayan İslâm Medeniyetinin önemli kültür merkezleri arasında olan Bağdat ve Şam, ne yazık ki emperyalist küresel güçler tarafından harap edilerek yağmalandı. Milyonlarca Müslüman göçmen ve mülteci durumuna düşerek milyonlarca Müslümanın çoluk çocuk, yaşlı, kadın demeden kanı akıtıldı.
“Tek dişi kalmış canavar”, o demokrasi ve insan haklarıyla perdelediği çirkin yüzünü Osmanlı’nın parçalanmasından sonra Afganistan’da, Irak’ta, Suriye’de, Filistin’de, Libya’da bir kez daha gösterdi.
Emperyalist küresel güçler şimdi gözlerini Türkistan’a (Doğu Türkistan’a), Türk-İslâm Medeniyetinin beşiği sayılan Buhara’ya çevirmişlerdir.
Batılıların “Ortadoğu” dedikleri eski Kenan Diyarını İsrail ile birlikte ateşe veren Batılı Emperyalist Sömürgeci Güçler, Suriye’de yaktıkları asıl fitne ateşini her tarafa sirayet ettirmek için Tanrı’yı kıyâmete zorlamak adına her türlü çılgınlığı yapacaklardır. İran, “Saldırı Ortadoğu’da yıkıma sebep olacak” diye boşuna açıklama yapmıyor. Rusya, bundan sonra Suriye'ye yönelik gerçekleştirilecek herhangi bir saldırıya karşı koyacağını söylüyor.
Ortadoğu ve Suriye’de konjonktür değişiyor.
Türkiye, uyguladığı denge politikasıyla bu ateş çemberinden en az yarayla çıkma niyetinde. Amerika, Türkiye’den dünyaya verilen “Erdoğan, Putin, Ruhani” portrelerinin yer aldığı resme karşı dolar ve faiz üzerinden ekonomik saldırı başlatmıştı. Türk Lirası ve Rus Rublesi yüzde 10 oranında değer kaybederken İran Tümeni yüzde 50’nin üzerinde bir değer kaybı yaşamıştı.
Emperyalist güçlere karşı Türkiye’nin denge politikası yerindedir. Bu güçlerin Kenan Diyarında Türkiye’siz bir şey yapamayacakları ortaya çıkmıştır. Türkiye bu ateş çemberinden savunmasını, ordusunu ve genç nüfusunu güçlendirerek çıkmak zorundadır.
YARIN:Gagavuz (Gökoğuz) Türkleri…