Yaklaşık 1000 kişi. Evet dile kolay 1000 kişi ile Balıkesir deplasmanında bizler de Konyaspor’u desteklemeye gittik. Bu inanmışlık, bu emek tabii ki karşılıksız kalmamalıydı ve futbolcu kardeşlerimiz de bu zorlu deplasmandan 3 puanla dönerek o uzun yolun bizlere daha çok eziyet olmasını engellediler. Hepsine teker teker teşekkür ediyorum.
Üniversite, lise ve ortaokul çağlarında bir çok kez tattığımız deplasman otobüsü keyfini uzun yıllar sonra tekrar tatmak gerçekten de ayrı bir keyifti. O dönemlerde arka koltuklara oturan abilerimiz yerine sanıyorum artık yaş da kemale erince bizler oturduk. Birçok yol kombinasyonu içinde en kısa ancak en çetrefilli yolu seçen kaptanımıza da buradan tekrar selamlar olsun. Konya’dan planlanan çıkış saatimiz Cumartesi gecesi 00:00 olmasına rağmen saat 04’te yola çıkabildiğimiz için bu tür değişiklikleri de yapmak zorunda kaldık aslında. Şu an içinizden yuhhh dediğinizi duyar gibiyim. Evet tam 4 saat kulesitenin önünde o meşhur sabah ayazımızda tir tir titreyerek gelecek olan ve her ne hikmetse bir türlü gelemeyen!!! 2 adet otobüsü bekledik. 7 otobüs taraftarın kimisi gelen otobüslerde yerini almış şekilde kimisi de o soğukta gelecek olan ama gelemeyen!!! otobüsü bekleyerek sabahı ettiler. Sonuç olarak o 2 otobüs gelmedi ve soğukta bekleyen o taraftarın 100 kişiye yakın bir grubu evine gitmek zorunda kaldılar. O kardeşlerimizin yaşadığı hayal kırıklıklarını ve mahalle ağzıyla ortada kalmışlıklarını bizler de zamanında birçok kez yaşadığımız için neler hissedebildiklerini çok iyi anlıyorduk. Evet bu anılarımızın üzerinden uzun yıllar geçti belki ama yapılan muamele ve yaklaşım tarzında en ufak bir değişme yoktu. Yine telefonlara cevap verilmemeye başlandı, yine herkes topu birbirine attı ve yine olan taraftara oldu. Taraftar sorumlusu İsa Gürler ile Nalçacılılar lideri kardeşim İbrahim Apalı’nın aramadığı kimse, aşındırmadığı kapı kalmadı. Ama hemen hemen her hafta köşe yazılarımızda kendine bir cümle de olsa yer bulan o umursamazlık ve bu işi angarya olarak görme huyları yine hortladı. 2 adet otobüsü bulup göndermek ve o insanları tabir-i caizse yolda bırakmamak kadar basit bir işi bile eline yüzüne bulaştıran bu yönetim kurulumuzdan bizi Avrupa’ya göndermesini bekliyoruz. Adama hadii beeee derler. Yaklaşık 4 saat rötarlı olarak yola koyulan bizler maça yetişmek adına ne adam akıllı bir tesiste durup karnımızı doyurabildik ne de hem ruhen hem de fiziken dinlenebildik. Bu yolculuğun olması gerekenden daha yorucu geçmesine katkıda bulunan yöneticilerimize tekrar teşekkür ediyoruz…
Konyaspor’umuz kendisi için çok ama çok önemli bir deplasmandan hayati bir 3 puanla döndü. Alt sınırla bağlantısını zayıflatmak ve bundan sonraki maçlarda psikolojik olarak daha rahat bir oyun ortaya koymak adına çok çeşitli getirileri olan bir 3 puandı bu. Karşılaşmayı takip ettiğimiz tribün çevredeki bir evin balkonundan farksız olunca çok teknik ve taktik detaylara giremeyeceğim. Ancak karşılaşmanın hakemi ilk yarıda adam gibi maç yönetseydi zaten ortada ne teknik kalacaktı ne de taktik. Soyunma odasına rakibi 10 kişi kalmış ve en az 2 farklı üstünlükle gidebilecekken rakibe umut veren bir netice ile devre kapandı. İkinci yarıda biraz daha fazla baskı yapmaya çalışan ancak bunda da gücü oranında başarılı olan ev sahibi Balıkesirspor, fiziki kalitesindeki olumsuzluğun etkilerini yaşamaya başladığı son 20 dakika oyundan tamamen düştü ve son 10 dakikaya girilirken golü de kalesinde görünce havluyu attı.
Bu kritik mücadeleden alınan 3 puan futbolcu kardeşlerimizde de ciddi bir motivasyon oluşturmuş ki Balıkesir Atatürk Stadı’nı adeta Torku Arena yaptılar. Orta yuvarlağa geçerek bizlere 3’lü çektiren Ömer Ali Şahiner’i gören Selim kardeşimiz de bu sevince ortak olmak istedi. Ancak bu sevinç gösterileri sonrasında kendilerince tribe giren deplasman tribünündeki seyirciler! sahaya inmeye çalıştılar. Hatta bizi ne kadar çok sevdiklerini bir çok cümle ile anlatmışlar ama vallahi hiç duymadık, çünkü ses gelmiyordu...