İnsanlığın var oluşundan itibaren farklı karakterlerde insanlar her zaman bulunmuş kıyamete kadar da bulunacaktır. İşte bunlardan biri de yalaka insanlardır.
-İnsan niye yalaka olur?
Genelde insanlar dünyevi menfaatler elde etmek için yalaka olurlar. Normal yalakalar toplumda o kadar çok ki bunları bulmak için olta atmaya gerek kalmadan elini atman yeterli olacaktır. Bunların en temel özelliği; menfaati bitti mi başka birine yönelerek karakterleri icabı yalakalık yapmaya devam ederler.
Bunlar yalakalıklarının sonucu bir takım mal, mülk, makam gibi bazı kazanımlar elde ederler. Ancak, bu kazanımları kuyruk sallayarak elde ettikleri için ömürlerinin sonuna kadar kuyruk sallamaktan kurtulamazlar.
Bu anlattığım yalakalar normal yalakalar olup bir de “DERİN YALAKAR” var ki işte bunlar çok tehlikelidir. Öbürleri daha ziyade kendilerine zarar verirken bunlar diğer insanlara da rahatlıkla zarar verebilirler.
Çünkü, bunlara kuyruk sallama yetmediği için kuyruk salladığı kişiye kendilerini etkin, fark edilebilecek düzeyde gösterebilmeleri için sınır tanımadan insanlara iftira atabilecekleri gibi her türlü değeri de ayaklar altına almaktan çekinmezler.
Derin yalakaların meziyetleri saymakla bitmez. Bunların yanında dalkavuklar hiç kalır. Çoğumuzun bildiği bir dalkavuk hikayesi vardır.
Kralın birinin bir dalkavuğu varmış ve dalkavuk kral neyi severse onu över neyi yererse onun yerermiş hem de bire bin katarak.
Kral patlıcandan yapılan yemekleri çok sevdiği için çeşit çeşit patlıcan yemeği yaptırır iştahla yermiş. Bu durumu bilen kralın dalkavuğu her ortamda görsel, yazılı ve sosyal medyada
patlıcanı övermiş. Dalkavuğun övmesinden insanlar bıkmış ancak yapacak bir şey yok; çünkü, dalkavuk sıradan bir dalkavuk değil, kralın dalkavuğu!
Bal yiyen baldan usanır misali kral patlıcandan usanmış ve bundan sonra patlıcan yemekleri istemiyorum hatta adı bile anılmayacak demiş.
Bunun üzerine dalkavuk başlamış patlıcanı yermeye; patlıcan şöyle kötü böyle kötü…..
Birisi dayanamamış ya arkadaş daha düne kadar patlıcana toz kondurmuyor, patlıcan yemeklerini öve öve bitiremiyordun şimdi ne oldu da yeriyorsun, demiş.
Dalkavuk:
-Arkadaş ben patlıcanın değil, kralın dalkavuğuyum; kral patlıcanı seviyordu övüyordum, şimdi sevmiyor yeriyorum, ne var bunda demiş.
Dalkavuklar kralın tavırlarına uygun olarak tavır değiştirirken derin yalakalar krala karşı kendi durumlarına göre tavır değiştirmektedirler. Yani kraldan bir beklentisi yokken veya kralın nüfusundan faydalanamıyorken derin bir yergi içerisine girerler, faydalanmaya başladılar mı da derin yericinin yerini derin övücü alır.
Kendisine “arkadaş sen daha dün yergiler yağdırıyordun bugün ne oldu da övgüler içindesin” diyenlere de cevap hazır “o dönem benim cahiliye dönemimdi şimdi gerçekleri gördüm” derler.
Diyecek bir şey yok; “diline kuvvet” demekten başka(?)
Neyse çok fazla derine inmeden yalakalıkla ilgili söylenmiş sözlerle sizi baş başa bırakayım.
“Güçlüden yana olanlar korkak ve kaypak olurlar. Güç merkezi değiştikçe döner sonunda fırıldak olurlar.(Söyleyen belli değil)
“Her şeyi alkışlayana yalaka, hepsine itiraz edene ahmak, bazısını eleştiren dosttur. Yalaka seni, ahmak kendini bitirir. Adama dost lazım.” (Serdar Tuncer)
“Bir ülkede yalakalığın sağladığı çıkar, dürüstlüğün sağladığı çıkardan daha verimli olursa o ülke batar.” (Montesquieu)
“Eğer düşmanlarınızı gülünç gösterip mahvetmek isterseniz, etrafını yalakalarla doldurun.” (Edmond JaIoux)
“Yalaka olan kişilerden hayır gelmez. Çünkü onlar güç kimde ise ona gülerler onun elini öperler. Yalaka olanların ağzı güzel laf yapar ama eli iş tutmaz. Gözü sürekli bir hinlik peşindedir. Güç değişirse bunlarda gözlerini kırpmadan sizi satarlar.” (Söyleyen belli değil)
“Aşırı yalakalıktan kuyruk gevşekliği hastalığına yakalanan kişiler ömür boyu kuyruk sallamaktan kurtulamazlar.” (Ali Dutal)
Her nerede olursan ol, her ne iş yaparsan yap ama hiçbir zaman yalakalık yapma!