Okullarımız açıldı, ders zilleri çaldı. Yeni Eğitim ve Öğretim yılımız kutlu, çocuklarımız ve gençlerimiz mutlu olsun!
Yeni Öğretim yılımız İlk ve Orta, Lise öğretimi de başladı. Ders kitapları ve yardımcı kitapları Bakanlıkça temin edilerek velilerin ders ve yardımcı ders kitabı külfet ve meşakkatinden kurtulmaları temin edildi. Başta Milli Eğitim Bakanımız Mahmut Özer ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere tüm emeği geçenlere teşekkür ediyorum. Bu teşekkürümü geçmiş zamanda çocukları için her yıl kitap temini derdine düşen bir veli olarak ediyorum. Ne kadar güzel bir hizmet…
Şimdi sıra geldi eğitimde okutulan kitapların muhteviyatı ve içeriklerine… Yeni kitapları tetkik fırsatım olmadı. Ancak geçmiş yıllardan beri Biyoloji, Fizik, Kimya gibi “Fen dersleri” ile “ Din dersleri” arasındaki anlam kargaşasının giderilmesi gerektiğine inanıyor ve bu sorunun ilmen ve teknik olarak giderileceğinden emin olmak istiyorum.
Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesinde okurken “Toprak Bilimi” dersinin hocası Merhum Profesör Dr. Abdüsselam Ergene bir arkadaşımın ders arasındaki sorusuna şöyle cevap vermişti: Arkadaşım, “Toprakta canlılar; bakteri, mantar ve solucan vs... canlılığın belirtileri var, toprağın kimyasal ve fiziksel yapısı değişken her an bir laboratuvar gibi işleyip bitkilerin yetiştirilmesi için çalıştırılıyor. Ancak bu laboratuvarın sahibini siz kitabınızda” tabiat” olarak “Doğa” olarak gösteriyorsunuz.” deyince… Rahmetli hocam “Arkadaşlar ben de İskilipli Atıf Hoca’nın torunuyum. Ancak bizler Amerikalı ve Avrupalı bilim adamlarının kitaplarından direk tercüme ederek aldığımız için kitaplarımızda da öyle yazıyoruz.” O günkü arkadaşlarımdan birisi; Düşünür ve Yazar Ömer Sevinçgül’dür. Elhasıl “Fen kitaplarımız” elden geçirilip kendi inanç değerlerimize, kültürümüze, milli ve manevi değerlerimize uygun hale getirilmelidir. Eğitim sistemimizdeki müfredatı; sakat, çelişkili değil, fikri hür, vicdanı hür hatta imanı hür hale getirmeliyiz. Bir tevhid ve tehlili hür ve bir olmalıdır ki, her eğitim döneminde çocuklarımıza neler veriliyor, kuşkusundan kurtulabilelim. Çocuklarımız da materyalizm, deizm ve ateizm tehlikelerinden kurtulsunlar.
Şimdi böyle bir çalışma Prof. Dr. Adem Tatlı, Prof. Dr. İsmail Kocaçalışkan, Prof. Dr. Fatih Satıl, Dr. Şaban Odabaşı, Dr. İdris Görmez ve Necmettin Erbakan Üniversitemiz Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Alaş’ın da bulunduğu konularında uzman, “Fen Bilimleri Heyeti’nin” ortaya koydukları “YENİ BİR BAKIŞ AÇISIYLA FEN BİLİMLERİ YARDIMCI DERS KİTABI” MEB müfredatına uygun olarak hazırlanmış ve Bakanlıkça basılma ve yayınlamayı beklemektedir. Bu gibi güzel çalışmaları yapan heyeti tebrik eder, Milli Eğitim Bakanımız Sayın Mahmut Özer Beyler’in ve Milli Eğitim yetkililerince bu güzide çalışmanın yerinde değerlendirilmesini ve diğer fen bilimi kitaplarının doğru anlaşılması ve yorumlanması için referans olabileceği hususunu belirtmeden geçemem.
Eserin vurgulamak istediği hususa kısaca temas etmek gerekirse; Fen bilimleri açısından “tabiat” ve tabiattaki kanunlar ve olaylar manayı ismiyle değerlendiriliyor. “Yani ne kadar güzeldir, harikadır ve mükemmeldir, tesadüftür, doğadır, içgüdüdür.” gibi tabirler ile esas yaratıcı perdelenmek isteniyor. Değerli hocalarımızın nazara verdikleri manay-ı harfi ise: Harfin tek başına anlamı yoktur, fiilin failini, eserden ustayı, yaratılmıştan yaratıcıyı gösterir. Her şey bir sonsuz kudretin eseridir. Bu açıdan bakıldığında; insanı, arzı ve evreni (kainatı) başıboş serseri tesadüfe, sağır tabiata ve şuursuz sebeplere (elementlere) vermeyip bir Kadir-i Zülcelal’in, bir Cemil-i Zülkemalin eseridir. Ve onun nazarındadır. Her şey onun emriyle halledilir. Böylelikle İnsan başıboş yaratılmamış olup vazifedar bir yolcudur. Halık-ı kainatı tanımakla yükümlü olduğunu fark etmek ve fark ettirmek. İnsan kainatta sonsuz kudret, ilim, hikmet ve zenginlik sahibi olan Rabbimizin nazdar niyazlı ve önemli bir misafiridir. Buradan asıl memleketi olan ebedi cennetlere, saadet-i ebediyeye, Rıza-ı Rahmani ve Cemal-i İlahiyye’ye namzettir. Rabbim cümlemizi bu özellik ve güzelliklere mazhar eylesin. Amin.
Bütün mesele bu... Hoşça kalın.