Destek!

Erol Sunat

Antik çağın en önemli bilim insanlarından olan Arşimet, “Bana bir destek verin dünyayı yerinden oynatayım” sözüyle meşhurdu. Ona o imkanı ve desteği dönemin en güçlü devleti olan Roma vermedi. Vermediği gibi Kartaca-Roma savaşları sırasında yaşadığı Sirakuza şehrinde Romalı askerler tarafından öldürüldü.

Maazallah Arşimet, günümüzde yaşasaydı, insanların ve insanlığın hayrına destek isteyen biri olarak, elini kolunu bağlar, ağzını bantlar, atarlardı aç-susuz bir izbeye…Adamı zır deli olarak ilan ederler, ne dediğini bilmiyor diye de itham etmekten kaçınmazlardı.

Yahut, önüne bir yığın kapı koyarlardı, çal çal açılmaz cinsinden…Hiçbir zaman ulaşamazdı derdini anlatacağı makamlara…

Arşimet olarak halk bilir, halk tanır, tanıması gerekenler tanımazlar, tanımak işlerine gelmezdi.

İşin içine destek diye bir konu girince binlerce yıldır hoşafın yağı kesiliyor galiba..

Destek, destek vermesi beklenenlerin elinde gururlara, kibirlere, tepelerden bakmalara, kapısına gelenleri küçük görmelere kurban gitti gideli, ne desteğin tadı tuzu var, ne de destek bekleyenlerin.

Çünkü destek, destek olunacak yerler ve kişiler yerine ya hiç ihtiyacı olmayan yerlere gitti, yada elde bekletildi.

Oysa destek, destek veren insanların eline geçtiğinde, toplumlar rahatladı. Huzur geldi, yüzler güldü, insanlar yaşadıklarını anladılar. Sanat gelişti, sanatkarlar sanatlarını icra ettiler… Onların yaşadıkları şehirleri herkes merak etmeye başladı. Ticaret ve ekonomi insanların yüzünü güldürdü.

 

YAKIN ÇEVRE!

Yakın çevre, makam sahiplerinin hemen yakınında olanları ifade eder. Bunların Kraldan fazla kralcı olanları olduğu gibi, destek taleplerini ulaşması gereken makamlara ulaştırmayanlar, yolunu kesenler, kapılar arasında kaybedenler, ulaşsa da verilmemesi için, engellemek için, elinden geleni ardına koymayanlar dünde vardı, bugünde varlar.

Çevre akıllı ise, ileri görüşlü ise, neyin ne olduğunun fakındaysa, makam sahibinin yolunu açar, ufkuna renk katar. Şehirde güller açar, her şey yoluna girer.

Çevre, kısa ve dar bir zaviyeden bakıyorsa, ufuk zenginliğinden mahrumsa, kendine göre basit artı-eksi hesapları yapıyorsa, araştırmadan duyduğu ve gördüğüyle hüküm veriyorsa hem kendine, hem makam sahibine, hem de şehre yazık eder.

Bugün sıkıntılar çoksa, aşılmaz kapılar azalacağı yerde çoğalıyorsa, makamlar ulaşılamaz hale gelmişse, çevre denen insanlar desteğe köstek oluyorlar demektir.

Günümüzün en büyük handikabı bulunduğu yeri hazmedemeyenlerin çepeçevre kuşattıkları ve nefes aldırmadıkları, her şeyi güllük gülistanlık gösterdikleri makamların çektiği sıkıntıdır.

Makamların ve makam sahiplerinin destek bekleyenleri görememesinin, onlara yardım elini uzatamamasının en büyük sebebi, adına çevre denen, makamları kuşatan, makam sahibinin elini kolunu bağlayan, zehirli sarmaşık misali saran bu insanlardan başkası değildir!

 

DESTEKSİZ ÇIKMAZ SOKAKLARDAN ÇIKAMAZSINIZ!

Desteği engelleyen, desteği verdirmeyen insanlar yüzünden çok çekti destek ve destek bekleyenler.

Destek; yakın çevre denilen o çevrenin, yol bilmediği, iz bilmediği, kendinden başka hiçbir şey düşünmediği zamanlarda gitmesi gereken yerlere hiçbir zaman gitmedi.

Gitmeyince de, şehirler olduğu yerde saydı kaldı.

Yaprak kımıldamadı.

Bir şeyler yapılıyormuş gibi yapıldı, havanda su dövüldü.

Netice de, bir arpa boyu yol gidilemedi.

Şunu yaptık, bunu yaptık diye yaygara koparılsa da,

Şehirler çaresizleri, kimsesizleri ve yalnızları oynadı.

Çıkmaz sokaklarda kendine yol bulamadı.

Destek en olmadık sahalarda perişan oldu, destek verilenler, destek yağdırılanlar o desteğin kıymetini bilemediler ziyan ettiler desteği…

Destek bekleyenler ise, elleri böğründe kaldılar.

 

DESTEĞİN EN GEÇERLİSİ BEDAVA OLANIDIR!

Destek ilginç bir kavram. Çoğu kez heder etiğimiz, vermediğimiz, vereceğimizi söyleyip, ne olur, ne olmaz diye kırk kere düşünüp kırıntısını bile vermeyi düşünmediğimiz bir kavram.

Destek olmak, destek vermek, desteğimizi devam ettirmek gibi birçok deyime de sahip olmamıza rağmen.

Desteğin en kolayı, en ucuzu, bedava olanıdır.

Yani sözle verileni…

Vaat şekline büründürüleni…

Hiçbir zaman hayata geçirilemeyeni!

Destek ne demek, tabi ki vereceğiz, tabi ki destekleyeceğiz, desteğin adı mı olur diyeceğiz, ancak nerde kaldı destek denildiğinde ortalıklarda görünmeyeceğiz! Yada iplere unlar serecek, mazeret kalkanlarıyla, destek işini öteleyeceğiz.

Destek vermek, destek olmak bu kadar zorlaştırılmamalı!

Destek veriyorum vereceğim diyerek de lüzumundan fazla bu süre uzatılmamalı!

İş işten geçtikten sonra, keşke destek olsaydık, keşke destek verseydik gibi pişmanlık cümlelerinin kime ne faydası var ki…

 

ÜÇ KURUŞLUK DESTEK VEREN ÜÇ MİLYON VERMİŞ HAVALARINDA!

Destek; görgüsüzlerin, yol-yordam bilmezlerin, şımarıkların, ne oldum delisi olanların elindeyse vay halinize, vay halimize… 

Destek olduk, destek verdik diye reklamda edilir, her tarafta paylaşılır da, anlatılır da, birilerine anlattırılır da…

Destek olduysan oldun…

Bırak sende kalsın…Anlatma, yayma…

Ne mümkün!

Anlatmazsa çatlar birçoğu!

İlla ki birilerine anlatacak, paylaşacak!

Üç kuruşluk destek veren, üç milyonluk destek vermiş, destek olmuş gibi anlatıyor.

Adam ne mi diyor?
Geçen isimleri lazım değil, birileri geldi, söylemesi ayıp maddi desteğe ihtiyaçları varmış…

Bizde kimseyi eli boş çevirmek, kapımızdan döndürmek diye bir şey yoktur.

Babamızdan öyle gördük çünkü…

Verdik bir şeyler…Büyüklerimiz sağ elin verdiğini sol el görmeyecek demişler.

Biz her gelene az-çok destek veren bir işletmeyiz…

Dilenci dahi boş dönmez bizim kapımızdan…

Sonrası fecaat, anlatmadığı, paylaşmadığı bir Allah’ın kulu yok çünkü!

 

DESTEK VERMEK NEDEN BU KADAR ZOR?

Destek olmakta, destek vermekte zor değil aslında, onu zorlaştırmaktan ayrı bir zevk ve haz alanlar, makam sahiplerinin bilgisi dışında bu müdahaleleri yapmaktan kendilerini alamıyorlarsa yandı gülüm keten helva!

Destek, desteklenmesi gerekenlere, hak edenlere, ihtiyacı olanlara, elinden tutulması gerekenlere,  verilmeli de, yapılmalı da.

Desteğin en büyük handikabı, en büyük açmazı, hak etmediği halde seçmelere ve seçimlere tabi tutulmasıdır.  Ayırımlar, kayırmalar, öne almalar, dikkate değer bulunmamalar, hak ettiği halde o desteğin dışında tutulmalar desteğin içinden çıkamadığı tozlu-topraklı, taşlı-çakıllı, inadına yokuşlu ümitsiz vakaya dönüşmüş olan çetrefilli ve çileli yoludur.

Desteği hak edene destek vermemenin, destek olunmamanın sıkıntısını toplumda çeker, şehirde…

 

 

 

 

 

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.