Bu kelimenin anlamını çoğumuz bilmeyiz. Biraz entel biraz da teknik kokan bu kelime özellikle devlet veya resmi toplantılarda oldukça kullanılan ve uygulanan bir haldir. Sözlükte “bazı törenlerde ve durumlarda uyulması gereken kuralların genel adı” olarak tarif edilmektedir.
Çok defalar karşılaşmışsınızdır, bırakın devletin üst kademelerini, sıradan yerlerde hatta özel yerlerde bile protokol uygulayan idareciler var. Bazı yerler kravatsız girilmez, özel kıyafetler olmadan (smokin) içeri almazlar. Dini törenlerde bile İslami cemaatlerin özel protokol elbiseleri vardır, masonların ya da diğer dinlere mensup kişilerin de kendine mahsus özel kıyafetleri törenlerde kullanılır. Bunlar normal.
İstanbul’da torunlarla beraber resmi bir kurumun sosyal tesisine gittik. İlk defa gittiğim bir yer. Tesis oldukça güzel-temiz, manzaralı bir yerde. Kızım ve üç torunumla içeri alındık. Aslında herkese açık bir yer. Kalabalık olduğumuz için pandeminin de etkisiyle geniş ve sakin bir yerde oturmak için, gözüme kestirdiğim köşede bir yere doğru yöneldik. O arada bir çalışan oraya oturamayacağımızı söyledi. Tahmin ettim ama neden diye sorduğumda, burasının protokole ait olduğunu söyledi.
Doğrusu bozuldum ve normal bir üslupla şu an ne Ankara’dan ne de üst seviyeden gelen birileri var. Burası herkese açık, sosyal ve ticari iş de yapan bir yer olduğunu, boş bırakmanın da bir anlamı olmayacağını söyledimse de görevli beklendiği gibi “efendim, müdürümüzün talimatı, tercih bizim değil” şeklinde açıklamada bulundu. Elbette orada ki görevlinin belirleyeceği bir kural değil ancak müdürün de kendi başına uygulayacağı bir uygulama olmasa (kendi başına uygulayan da var) gerek.
İşte küçük bir protokol örneği. Şahsım oldukça fazla protokol ile yolculuk yaptım ve şuna da inanarak ifade etmek isterim ki yukarıdakilerden birçoğunun bu tip uygulamalardan haberi olmaz. Güvenlik gerekçesi ile ziyaret ve konaklamalarda sıkı tedbirler alınır, bunu kimse yadırgamaz, yadırgamamalıdır da. Konuyu araştıracağımı ve üzerine gideceğimi söyledim ve oradan ayrıldık.
Mesele, ortada bir şey yokken, emir nereden gelirse gelsin bu tür uygulamalar doğru değil. Halka açık bir yerde, zamansız ve gereksiz protokol veya yasakları artık toplumumuz hoş karşılamıyor. Devlet başkanının dahi protokol hatta güvenlik kurallarını aşarak halka karıştığı, çayını içip, çorbasını yudumladığı bir ortamda böyle bir yerde ve zamanda anlamsız protokoller nasıl anlaşılır ve anlatılır. Ayet değil ya, kural olsa dahi inisiyatif denen bir şey vardır; devlet adamı gönül alır-gönül verir.
En iyi protokolü insana insanca davranmaktır. Kendine saygı ve güveni olan birinin protokol veya hangi sebeple olursa olsun yerli-yersiz saçma uygulamalara gitmesi anlamsızdır. Ayrıca inisiyatif kullanıp yerini ve gönlünü insana açan sorumluları cezalandıran da kınanmalıdır.
Bir YL tez jürisi için Selçuk Üniversitesindeyim. Savunma sonrası geleneksel yemek için jüri üyeleri ile Üniversitenin yemekhanesindeyiz. Bir müddet sonra Rektörün yemekhaneye girdiği görüldü. Ortamda ne bir hareket, ne de bir telaş. Rektör bey alışık olmayan bir usulle sıradan bir adam edasıyla 3 misafiri ile birlikte herkese açık salondaki bir masaya oturdu. Bazı üst yöneticileri veya yakınlarının böyle durumlarda hallerini bilen ve defalarca yaşayan bir olarak, genç Rektörün sade bir tavır ve tevazu ile herkes gibi grubumuzu da selamlayarak yerini alması anlamlı oldu.
Rektörlerin her türlü yemekler için de özel bir odası olduğu bilinir. Resmi yemekler dışındaki yemek için özel odaları kullanması da yadırganmaz. Demek ki protokol kendine güvenen makam sahibi biri için teferruattan ibaret olabiliyor veya böyle rahat edebiliyor. Kaldı ki rektörler aynı zamanda bir bilim insanıdır. Protokol zaten onun taşıdığı unvanda vardır, en büyük protokol uygulaması da, edeptir. Rektör bey burada “tevazuu” tercih etmiş, karşılığında da grubumuzca “takdir” edilmiştir.
Küçük de olsa bu tür tercihler tüm toplumu sevindiriyor. Güvenlik ve mecburi devlet protokolleri dışında idarecilerin sırf yağcılık olsun diye makama masa ayırmalarını kınıyorum. İnsanımız “devlet dedikleri çatık kaşı zat” uygulamaları, Devlet ile millet arasına, protokol denen sevimsiz, yerli-yersiz uygulamalar artık istemiyor. Ancak, her türlü istismara varan uygulamalara da fırsat verilmemelidir.
Saygı ve sevginin hâkim olduğu bir topluma geçme arzusu ile kalın sağlıcakla.