Devlet idare etmek ahlâk ve adalet gibi iki temele dayandığı için tarih boyunca âlimler, devlet adamlarını ikaz etmişler, yazdıkları eserlerle onlara nasihat ve tavsiyelerde bulunmuşlardır. Bu tür eserlerin en meşhurlarından biri de, yarım asırlık devlet adamlığı tecrübesine sahip Selçuklu veziri Nizâmülmülk’ün Siyâsetnâme’sidir.
Vefatının üzerinden 925 sene gibi uzun bir zaman geçse de yaptığı tavsiyeler ve nasihatler hâlâ devlet idaresinde olmazsa olmaz unsurlar arasında yer alıyor…
Selçuklu veziri Nizamülmülk’ün devletin bekası için yedi tavsiyesi var.
1. Devlet, kolay kolay herkese nasip olmayacak büyük bir nimettir. Bu nimete sahip olan kimse, âhirette büyük bir külfetle de karşı karşıya olduğunu bilmelidir. Fırsat eldeyken devletin malını devlet için harcamalı, dünyalık yığmak yerine âhiret için hazırlık yapmalıdır.
2. Devlet işlerinde vazife yapanlar, başkalarının hakkına çok kolay ulaşabildikleri, bütün gücü kendilerinde gördükleri için, yaptıkları her iş kayıt altında olmak zorundadır. Devletin vazifelendirdiği birisi, mazlumun, yetim ve fukaranın hakkını yerse, vay o devletin haline!
3. Herkes liyakatine göre değerlendirilmelidir. Kişide aranması gereken şey mal mülk değil hünerdir. Soyu sopu belli olan kimseler varken devlet vazifesi ne idüğü belirsiz olanlara verilmemelidir. Devletin bekası için, ehil olmayan kimselere iş buyrulmamalıdır. Bir kişiye birden fazla iş yükleyip, onlarca kişiyi işsiz bırakmak akıl kârı değildir.
4. Devlet işlerinde dini bütün, Allah korkusu olan, haram yemekten kaçınan bir yardımcıyı herkes ister. Ancak aksi durumda, yardımcı yerine bir casus beslenmiş olur. Bu da devletin bekâsını temelinden sarsacak mahiyette bir olumsuzluktur.
5. Devlet işlerinde vazife yapanlar, iyi ya da kötü olabilirler. Halk, iyileri hayırla anarken kötüleri nefretle yâd eder. Sevilen bir devlet adamı olmak varken, arkasından kin duyulan biri olmak akıllı kimsenin yapacağı iş değildir. Zira makam mevki geçicidir, kalıcı olan insanlık ve hayırseverliktir.
6. Devlet adamı zulmetmemeli, zulmetmiyorsa bile vazifelendirdiği adamların zulmedip etmediğini bilmelidir. Yoksa mazlumların ettiği ah, eninde sonunda dönüp kendisini bulacaktır.
7. Merhamet son derece güzel bir haslettir. İnsanoğlu yeri geldiği zaman merhametli olmayı da bilmelidir. Acıma duygusu Allah korkusuyla birleşince, adaletli bir devlet adamı ortaya çıkacaktır. Tarih kitapları, taş kalpli nice devlet adamının kalıcı olmadığını ısrarla yazarken bu gerçeğe işaret etmektedir.”
Devlet kapısı açık olmalı
Nizamü’l-mülk’ün tavsiyeleri elbette çok. Yazdığı Siyasetname’sini okuyanlar bilirler. Her milletvekili ve siyasetçinin de bu kitabı mutlaka okuması lâzım gelir.
Adaleti, idarî kabiliyeti, cömertliği, bilgeliği ve güzel ahlâkıyla tanınan Nizâmülmülk halkın hukukuna özen gösterir, insanların zulüm ve haksızlığa uğramaması için çalışırdı. Devlet kapısının şikâyetçilere daima açık olmasını isterdi.
Nizâmülmülk başta Hasan Sabbâh olmak üzere Bâtınîler’le askerî, siyasî ve ilmî metotlarla mücadele etmiş ve bundan dolayı Bâtınîler’ce baş düşman ilân edilmiştir. Bir Haşhaşi tarafından bıçaklanarak şehit edilmiştir.
Selçuklular’da bir görev unvanı olarak ortaya çıkan “atabeg” tabirinin ilk defa Nizâmülmülk’e verildiği de bilinmektedir. Nizâmülmülk’ün İslâm eğitim tarihinde ayrı ve önemli bir yeri vardır. Başta Bağdat olmak üzere (459/1067) çeşitli şehirlerde tesis ettiği ve kendi adına nisbetle “Nizâmiye Medreseleri” diye anılan ilk resmî eğitim kurumlarıyla ilmin gelişmesi için gayret etmiştir. Şiî-bâtınî düşüncenin sakatlığını ortaya koymaya ve Sünnîliği yayıp güçlendirmeye çalışmıştır.
AZİZİM DİYOR Kİ…
Nizamülmülk’ün yedi öğüdü arasında ehliyet, liyakat ve denetim önem arzediyor.
21. yüzyılda Türkiye’yi idare eden devlet adamları bu üç noktaya çok büyük ehemmiyet vermediklerinden dolayı ülkemizin başına çok büyük badireler gelmektedir. Bu tavsiyelere bizi idare edenlerin uymaları en büyük temennimiz olsun.