Zaman zaman her kesimin sesi olmaya çalışırken bazen sesi çıkmayan resmi kurum yöneticilerinin günahını mı alıyoruz bilmiyorum.
Çünkü bizim her konuda her şeyi tam ve doğru olarak bilme şansımız asla yok.
Öyle bir iddiamız da yok.
Geçenlerde Havaalanı konusunda Ali Bey’in bir serzenişini dile getirmiş. Kendi kanaatimizi de dile getirerek biz de oyumuzu Ali Bey’den yana kullanmıştık.
Ancak bizi yıllardır takip ettiğini öğrendiğimiz bir okurumuz konuya kendisi içerden bakıp gördüklerini bizimle samimi bir şekilde paylaşmış.
İzninizle bu görüşe de yer vermemiz lazım.
Buyurun önce bir de konuya içerden hep birlikte bakalım;
“Uğur Bey merhaba.
Yıllardır hem yerel yazı yazdığınız için hem Konyaspor sevdalısı olduğunuz için hem de İlköğretimden sınıf arkadaşım İrem’in babası olduğunuzu öğrendiğimden yazılarınızı takip ediyorum. Çalıştığım kurum olan DHMİ hakkındaki yazınızı da okudum.
Maalesef şikayet eden okurun "Konya’nın gerçekleri" hakkında bilgisi yok.
Bunu şu anlamda söylüyorum;
Acaba şikayetçi okurunuz gittiği 35 havalimanında yolcu yakınlarının havalimanlarına maddi hasar verdiğini hiç görmüş mü?
Bir kişiyi uğurlamak için 7 aylık bebekten 77 yaşındaki zor yürüyen yaşlıya kadar havalimanına gelip diğer yolcuların hakkına tecavüz ettiğini kargaşa çıkardığını, hiçbir kurala uymadığını, güvenlikçiden tutun her yetkili ile tartıştığını görmüş mü?
Maalesef Uğur Bey yapılan uygulamaların sebebi vatandaşların tutum ve davranışlarıdır.
Örneğin Umre yolcusu yakınları geçen sene soğukta içeriye alındığında lavabolara, reklam bölümlerine hatta en ilginci yakınını görebilmek için en güvenlikli alan olan arındırılmış salonların buzlu camlarına zarar verdiğini binlerce liralık hasar oluşturduklarını gördük.
İçerideki kargaşa da cabası.
Araba konusu daha da vahim durumda.
Gelen yolcuyu karşılamaya geldiklerinde sanki sadece kendi yolcusu gelecekmiş gibi hareket ederek olmadık yerlere arabayı bırakıp içeriye gitmeleri hem ticari faaliyet gösteren şirketleri hem de diğer yolcuları etkilemektedir.
Yazınıza konu olan şikayetinde bu gerçekleri bilmeden yazıldığı, gelen yolcu salonu önündeki yolun da sadece DHMİ’nin kararı olmadığı polisin görüş ve önerileri doğrultusunda şekil aldığını da belirtmeliyim.
Yazınızı okuyunca bir DHMİ görevlisi olarak sadece sizinle samimi bir şekilde dertleşmek istedim” diyordu.
………….
Allah kendisinden bin kere razı olsun.
Şimdi bu görevlinin dedikleri yaşanmışlıklar da az bile.
Bizim vatandaş olarak buradaki hal ve hareketlerimiz çok daha üzücü, saygısız ve benden sonra tufan cinsinden egoistçe.
Şimdi bu gözle konuya baktığımız zaman kim kime ne diyebilir ki?
REKTÖR MUSTAFA ŞAHİN HOCA
ÖĞRENCİLERLE MUTLULUĞUN FORMÜLÜNÜ BULMUŞ.
Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Şahin Hoca meğer üniversite öğrencilerinin gönlünde çok farklı bir şekilde seviliyormuş. Sosyal medyayı öyle sanıldığı gibi ne iyi kullanırım ne de takip ederim. Dahası edemiyorum. Vallahi Allah sizi inandırsın gün içerisinde tuvalete gitmeye vakit bulamıyorum denir ya, inanın o durumdayız.
Neyse Rektör Hoca’yı sosyal medyada takip eden üniversite öğrencileri hoca ile bire bir temas halinde imişler. Hoca öğrencilerine tek tek sosyal medya üzerinden cevap veriyormuş. Önce öğrencilerden böyle güzel bir bilgi geldi. İnanmak istemedim. Yakın çalışma ekibine ulaştım “Bu işi siz mi yapıyorsunuz yoksa hoca bizzat kendisi mi?” dedim.
Evet öğrencilerin dediği doğru imiş.
Mustafa Hoca üşenmeden sosyal medya üzerinden kendisine iletilen her soruya cevap yazıyormuş. Helal olsun vallahi. Bunca işin gücün arasında bir de bilindik bilinmedik sıkıntıların ortasında öğrencisine tek tek dönen Hoca ancak ayakta alkışlanır.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Şurada burada güçlü adımlarla dolaşmaktansa doğru yolda sekerek yürümek daha iyidir.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ
Selamlaşma geleneğimizi, kültürümüzü koruyup yaygınlaştırabildiğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.